TR724 ÖZEL | BASRİ DOĞAN, AMSTERDAM
‘Biz gelmedik kavga için, bizim işimiz sevgi için… Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.’ düşüncesi ile dünyanın dört bir yanına dağılan hizmet insanları gittikleri ülkelerde kalıcı dostluklar kurmaya devam ediyor. Hollanda’ya iltica eden Nigar Kasap, ‘kırmızı bisiklet’ ile başlayan dostluk hikayesini TR724’e anlattı.
Nigar Hanım, iltica başvurusu sonrası Assen şehrine transfer olduklarında hikayenin başladığını belirtiyor: “Assen Kamp kocamandı ve 4 aile olarak gelmiştik. Herkesin kafasında benzer sorular burada ne kadar kalacağız buraya alışmak zor olacak mı? Kızımız uyum sağlayabilecek mi gibi bir sürü cevapsız sorular. Hollanda kültürüne uyum sağlamak hem de işlerimizi kolayca halletmek için bisiklet aramaya koyulduk. Derken marktplaats (ikinci el mağazası) uygulamasından kırmızı bir bisiklet hoşumuza gitti. Eşim kırmızı bisikletin sahibiyle işte ilk o zaman tanışmış oldu. Wim (Haeke) amca hobi olarak bisiklet tamir edip satan emekli bir Assen yerlisi. Ülkesine sığınmış Assen şehrine gelmiş mülteci kampında kalan bu aileyi ve ardında ki hikayeyi merak etmiş olacak ki bizimle daha çok yazışmaya başladı.
İlk etapta eşim Burhan bey, Sandra Haeke teyzeyi pencereden baktığında içeride otururken görmüş. Bana dışarı yanımıza çıkmadı dediğinde eşime şunu söylemiştim. Sen bir yabacısın çıkıp da hoş geldiniz deyip sarılamaz ki. Wim amca ile eşim bu bisiklet aracılığı ile daha çok mesajlaştığımızdan kuvvetle muhtemel ki Wim amca hikayemizi Sandra teyze ile paylaşmış.
Bisikleti almaya hep beraber gittik bisiklet benim için lazımdı ve bir bisikletim olacağı için çok mutluydum. Bisikleti görür görmez çok sevdim 26 inç kırmızı bir Batavus. Derken Sandra teyze içeriden çıktı geldi. Wim amca bizi tek tek tanıştırdı. Bana ve kızımıza Sandra teyze özellikle öyle sıcacık sımsıkı sarıldı ki ben böyle bir kucaklanmayı ve iltifatı hiç beklemiyordum. Hemencecik ben de ona sımsıkı sarıldım. Sandra teyzeye Türkiye’de kurgu darbe sonrası ülkeden ayrılışımız ve Hollanda’ya iltica etmememizi ayaküstü başımıza gelenleri bir de bu şekilde yüz yüze anlatmış olduk. O sırada yanlarında bulunan iki güzel torunundan hiç ayırt etmeden onlara baktığı sıcaklıkla bakan o anneanne gözündeki sevgi ışıklarını gördüm kızıma bakarken. Anlattıklarımız onu çok etkilemiş olacak ki gözleri dolu dolu dinledi bizi. İşte sonrasında bize anne baba gibi sahip çıkışları.
SANDRA TEYZE ZULÜMDEN KAÇARAK HOLLANDAYA SIĞINAN HERKESİ BAĞRINA BASTI
Assen şehrindeki kampa gelen herkesi ailedenmiş gibi onları sevmeleri bağırlarına basmaları, çocukları bisikletlerle sevindirmeleri, beraber yediğimiz yemekler tatlılar piknik ve sürpriz doğum günü anneler gününde yaptığımız ziyaretleri… Hepsini Assen şehrinde bırakıp transferlerimiz başladığında bizi evlatlarını uğurlar gibi kampın bahçesine gelip araba gözden kayboluncaya kadar bize el sallamaları… Her transfer oluşumuzda gittiğimiz kampta bizi ziyaret etmeleri… Korona’ya rağmen hasta olmasına rağmen bebeklerimiz olduğunda evimiz çıktığında o kadar uzun yolu aşıp bize gelmeleri… Bunlar unutulur mu?
Son fotoğrafımız Sandra teyze ve annemle… İki yanımda sevgi meleklerim olduğu için o anı bana yaşattığı için Rabbime şükrediyorum. O sadece iki evladının annesi 5 torunun nenesi değildi. Yurdundan yuvasından sürülmüş manen öksüz yetim kalmış bu asırdaki gariban kalmış bir zümre olan hizmet hareketinin mensuplarına annelik anneannelik yapmış kıymetli bir insandı. Kırmızı bisikletim hala evimizin deposunda. Bisiklet sürer iken hala o güzel günleri yad ederim. Güleri sevdiğini biliyordum. Allah’tan niyazımız onu sevdiği ve razı olduğu kullarıyla güller içinde cennet bahçesine alsın. Nur içinde yatsın. Sizlerin aracılığınız ile tekrar bu vesileyle onu tanıyan seven herkese başsağlığı diliyorum. Sandra teyzeyi kısa zamanda tanıdım. Kalıcı bir dostluk kurduk. Şimdi onun eşi Wim amca ile mesajlaşarak o günleri yad ediyor. Kalıcı dostluklarımızı Hollanda’da tekrar sürdürüyoruz. Bu ülke bize kucak açtı. Biz de bu ülkenin insanlarına kucak açtık. Mezara kadar süren bir dostluk kurduk ve kurmaya da devam edeceğiz.”
SANDRA TEYZE BİZLERE KUCAKLARINI AÇTI
Hollanda Assen şehrindeki mülteci kampında tanıştığı Sandra teyzenin ölüm haberinin kendilerini çok derinden sarstığını söyleyen Saniye ve Ahmet de onunla tanışmalarını şu şekilde anlattı. “Assen kampında bulunduğumuz sürece Sandra teyze ve eşi Wim amcanın bize vermiş olduğu desteğin bizim için ne anlam ifade ettiğini anlatmam mümkün değil. Assen’de durduğumuz sürece ve daha sonraki kamplarda bizi ziyaret etmesi ve destek vermesi bizleri çok mutlu etmişti. Onlar sayesinde insan olmanın, dininin, milliyetin, cinsiyetin o kadar da önemli olmadığını anladık. Hollanda’da bizlere kucak açarak, bize ailelerinin bir ferdi gibi davranan Sandra ve Wim insan olabilmenin dersini verdi. Biz ve bizim gibi birçok kişiye kucağını açan Sandra ne yazık ki aramızda yok. Ben inanıyorum ki bizi yaratan Allah, bizi tekrar diğer dünyada bir araya getirecek. Bu vesileyle hayat arkadaşını eşini kaybeden Wim amcaya başsağlığımı bir kez daha en içten dileklerimle iletiyorum.”
KIRMIZI BİSİKLET İLE YOLUMUZ HİZMET İNSANLARI İLE KESİŞTİ
Kırmızı bisiklet ile başlayan mezara kadar süren dostluğun hikayesini anlatan Sandra Teyzenin eşi Wim Haeke ise şunları paylaştı: “Yaklaşık 4 yıl önce Burhan Kasap sattığım bir bisiklete cevap verdiği için evimizin yanında duruyordu. Bu başlangıçtı. Burhan başta olmak üzere çok sayıda Türkiye kökenli hizmetten muhacirler bisiklet almak için onları takip ediyor. Burhan’dan Türkiye’de ki zulümden neden çıktığını öğrenmiştim. Sonradan dostumuz olan diğer Türkler de aynı nedenle zulümden kaçarak ülkemize iltica etmişlerdi. Eşim Sandra, Polonyalı bir babanın ve Alman bir annenin çocuğu olarak savaş sonrası dönemde bir apartman dairesinde yaşadıkları için 1950’lerden beri kendisine sığınmacı diyordu. Bu, Assen’deki sığınmacı merkeziyle karşılaştırıla bilinir. Birçok farklı milletten insan bir arada. Kötü havalarda çocuklar uzun koridorlarda oynuyorlardı. “Bizim” sığınmacılarla bu kadar ilgili hissetmesinin nedeni buydu. Çünkü biz onlara böyle diyorduk. Sandra kadınları kızları olarak görüyordu ve ona sık sık “Mamma Sandra” deniyordu. Bu onun için onursal bir unvandı. Arkadaşlarımızı ziyaret etmeyi ve çayı ve onunla birlikte sunulan tüm güzellikleri içmeyi severdi. Bu durumu hoş ve kendi evimizde gibi hissederdik. 2019’da bayanlar Sandra’nın doğum günü için AZC’nin yani iltica merkezinin bahçesinde sürpriz bir parti düzenlediler.
VEFAT SONRASI ONLARCA HİZMET İNSANI TAZİYE ZİYARETİNE GELDİ
2020 yılına doğru eşim Sandra’nın sağlığı kötüleşti. Merdiven çıkmak bile zorlaşmıştı. Şubat 2021’de kendisine “pulmoner hipertansiyon” hastalığı teşhisi kondu. Günde 24 saat oksijen verilmesi gerekiyordu ve onsuz yaşayamazdı. Bu hastalıkta yaşam beklentisi ortalama 1 ila 3 yıldır. Bunu duymak istemiyordu ve daha uzun süre dayanmaya kararlıydı. Bu yılın başında sağlığı bozulmaya devam etti. Bunun son kez olabileceğini bilerek arkadaşlarımızı tekrar ziyaret etmeye can atıyordu. Geçen Mayıs-Haziran aylarında sağlığı daha da kötüleşti. Direnişime rağmen, yine de Atlantik Okyanusu’ndaki Brittany’deki kalıcı tatil yerimize gitmek istedi. Sıcaktan dolayı da zor bir tatildi. Döndüğünde, yorgundu ve pek bir şey yapamadı. Sonuçta, 10 Eylül’de şiddetli bir beyin enfarktüsü geçirdi. 12 Eylül’de benim ve iki çocuğumuzun gözü önünde vefat etti. Onun elini tutarak inandığı ahirete rehberlik ediyorduk. Alexandra Haeke-Gancarz (Sandra), 24-07-1953 Hildesheim’da (Almanya) doğdu ve 12-09-2022’de Assen’de öldü. Vefatı ile bizleri yalnız bırakmayan onlarca hizmetten dost bıraktı.”
Wim Amca Assen Azc de insan ayrımı yapmadan her milletten insana gönlünü açan yardım eden iyiliğin gücüne inanan bı insan. Ben oraya geldiğimde henüz üç ay kadar olmuştu. kızım bı bisiklet kazası geçirdi ve yaralandı. Yabancı olduğumuz için ne yapacağımızı bilmiyorduk. Wim amcada o gün mesaj attı tevafuken nasıl olduğumuzu sormak için. ben kızımın fotoğrafını yolladım kaza geçirdi diye. yarim içerisinde Azc ye geldi ilgilendi. karakola gidip polisle görüşmüş. kızımın bisikletine çarpan kişiyi bulup kontak kurmuş. ve kızım adına küçük bı tazminat ve bisikletin zararının tanzimini sağladı. açıkçası ben hiç beklemiyordum. eşim yanımda yoktu o günlerde ve kendimi o gün o kadar çaresiz ve sahipsiz hissetmiştim ki. Wim Amca Hızır gibi yetişti. Sandra hanım adeta bı anne gibi bizlere gönlünü açtı yuvasını açtı.
bizede tanismak nasip oldu güzel insanlardi are
Ülkesindeki zalim ve zulmünden kurtulmak için hicret eden mazlumlara gönül kapılarını ardına kadar açarak, bağrına basan, maddi ve manevi yardımlarla rahatlatan güzel insanları, Rabbim son nefeslerinde imanla şereflendirerek, cennet ve cemali ile sevindirsin. Amin.