Kıraathane kekine isim önerileri

Yorum | Tarık Toros

Genç yaşlardan itibaren siyasilere mesafeli oldum.

Alkışım, tezahüratım yoktur.

Övgümün kıvamı da hep çerçevelidir, partizanlığa uzamaz.

Şu günlerde…

Muharrem İnce güzellemesi yapan gazeteci milletini anlıyorum.

Yani…

CHP kurultaylarında genel başkan salona girince masaların üzerine çıkıp alkış tutanlara baktığım gibi bakmıyorum onlara.

Rejim değişti çünkü.

Ülkede demokrasi yok. Hukuk yok. Medya bitti. 5 senedir böyle.

Şimdi son çıkış olarak Muharrem İnce’nin etrafında toparlanma oldu.

Hakkını yemeyelim. Benzer bir alâka, Selahattin Demirtaş için de geçerli.

 

**

Muharrem İnce güzel konuşuyor. Cümlelerinin çoğunun altına imza atılır.

Demirtaş cezaevinden dışarı ulaştırdığı el yazılarıyla AKP’nin başındakilerden daha etkili. O yazıların da çoğunun altına imza atılır.

Akşener, Karamollaoğlu benzer bir kampanya yürütüyor.

Partiler ya yok ya da çok geri planda.

CHP ve MHP liderleri siyaset meydanında değil, sahaya hiç inmediler.

Başkanlık yarışı baskın.

Süslü laflar, özlenen siyasetçi modeli, umut dolu vaatler, vs.

Bir şey diyeyim:

-Bizim nesil,

-İktidarının ilk sekiz senesinde,

-Tayyip Erdoğan’dan çok daha ileri laflar işitti.

Sonuç ortada.

Mühim olan denge-denetim sisteminin inşası. Yargı tarafsızlığı, medya özgürlüğü.

Bakın Amerika’ya, Trump’tan nasıl çekiniyorlar.

Lakin…

Dünyanın yegâne tesellisi var;

-O da ABD’deki müesses nizam

-Ve bu nizamın Trump’ı belli sınırlarda tutacağı beklentisi.

 

**

Muharrem İnce güzel konuşuyor:

-Her akşam beni 15 kanalda görmeyeceksiniz.

-Her istediğini soracak gençlerin karşısına çıkacağım.

-Tüm yetkilerini ekonomi, demokrasi ve özgürleşme için kullanacağım.

-Her sene 10 bin genci yurt dışına yollayacağım.

-Beştepe’yi satacağım.

-YÖK’ü kapatacağım.

-OHAL’i kaldıracağım.

 

**

AKP, medyaya rağmen seçim kazandı, tek başına iktidar oldu.

Muharrem İnce kazanırsa, o da medyaya rağmen kazanmış olacak.

Bir farkla:

16 yıl önce Erdoğan, İnce kadar TV’lere çıkabildi mi, emin değilim.

 

**
Çabuk unutuyoruz.

Tayyip Erdoğan iktidara gelince, ilk iş olarak:

-Başbakanlık konutunda oturmamış,

-Keçiören’de bir apartman dairesi tutmuştu.

Başbakanlığı, yaşadığı mahalleye azap oldu.

 

**

Muharrem İnce güzel konuşuyor.

Cümlelerinin çoğunun altına imza atılır.

Ve fakat…

İktidara gelmek baş döndürücü bir şeydir.

Türkiye’de;

-Bir başkana verilebilecek sınırsız yetki verildi.

-Denetlenmesi imkânsıza yakın.

-Diyelim ki başkandan hesap soruldu.

-Sorgulayacak olanlar kendi atadığı yargıçlar olacak.

 

**

Trump göreve başlayalı bir buçuk sene olmadı.

Bıraksanız hayat boyu çıkmaz Beyaz Saray’dan.

Putin öyle.

Çin’in başındaki Şi Cinging, iki dönem kuralını yeni kaldırdı, ölene kadar başkan.

Erdoğan malum.

Alman Der Spiegel dergisi…

İşte bu dört adamı (Trump, Putin, Şi Cinping ve Erdoğan) kapağına koyup…

Altına, “Otokratlar çağında yaşayan insanlar” başlığını attı.

Kapakta Trump olduğu için “otokrat” demiş ama kastedilen “diktatörlük” esasen.

 

**

Muharrem İnce, iki sene içinde tüm yetkilerini kullanarak yapacaklarını anlatıyor.

Başlıkları: Özgürlük, demokrasi, ekonomi, eğitim, vs.

İki sene boyunca bu yetkileri kime verirseniz verin, iki sene sonunda diktatör olur.

Muharrem İnce de olur. Meral Akşener de, Selahattin Demirtaş da.

Bu yetkilerle, babamın oğlu da diktatör olur. Fark etmiyor.

 

**

Onun için…

Yasama, yargı ve medya denetimi şarttır.

Türkiye’de sivil toplum olsa onu da sayardım, henüz yok.

Cumhurbaşkanını kendi partisi bile boş bırakmamalıdır.

24 Haziran’da sandığa gideceklerin aklından çıkarmaması gereken de bu.

Oy vereceğiniz başkan adayı için iyi düşünün.

Sıra parlamento pusulasına gelince…

Başkandan bağımsız olarak “denge ve denetim” için doğru partiye oy verdiğinizden emin olun.

Tıpkı belediye seçimlerinde olduğu gibi.

Anadolu’da bazı şehirlerde örneği vardır:

Başkanlık için partisine takılmadan, “iyi kampanya yapan ve sivrilen adaya” oy veren seçmen…

Sıra belediye meclisine gelince, partisinden şaşmaz.

Amaç, başkanı çizgide tutmaktır.

 

**

Ekşi Sözlük’te kıraathane kekine isim aranırken dikkatimi çekti.

“Ak kek” diyen de vardı.

“Yer kek” diyen de.

Biri “kürtaj keki” demiş.

Başkası “kektroll”.

Hele biri vardı ki;

Robert de Niro’nun gazına gelmiş “s.kek” önermişti.

Geyiği güzel.

Lakin, işin şakası yok.

24 Haziran, Erdoğan rejimini onaylarsa…

Kıraathane keki için isim arama zahmetinden vazgeçip…

“Kek millet” diyebilirsiniz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin