Kim bu fanatik Trumpçılar?

ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

10 yıldır Washington DC’de çalışıyorum. Buraya geldiğim zaman Obama’nın son dönemiydi ve Donald Trump’ın adı adaylık listesinde dolaşmaya başlayınca başta medya olmak üzere birçok kesimde, “Trump mı? Hadi canım sende?” türü yorumlar yapılıyordu.

Ancak yılların kurdu Trump, kendi parti yönetimini de aşıp aday oldu, seçimi kazandı ve dört yıl süreyle Beyaz Saray’da oturdu. Başkanlık dönemi skandallarla geçti.

Aslında Covid salgını olmasa 2020 seçimlerini de kaybetmezdi. Hakkında açılan onca davaya, karıştığı skandallara ve ilerleyen yaşına rağmen hâlâ sahada ve yarışı başa baş götürüyor.

Peki ama destekçileri Trump’ta ne buluyor? Herşeye rağmen desteklemekten neden vazgeçmiyorlar? Özellikle de kendini dindar olarak tanımlayan Amerikalılar!

Öyle ya; Trump dindar değil! Dinlerin yasakladığı, günah saydığı herşeyi keyifle yapıyor. Buna rağmen dindar Amerikalılar Trump’a toz kondurmuyor.

Benzeri bir durum Türkiye ve Erdoğan seçmeni içinde geçerli. Erdoğan seçmenleri her şeye rağmen AKP ve Erdoğan’dan vazgeçmiyor. Gerçi Erdoğan için ‘dindar’ denebilir. En azından kameraların önünde namaz kılıyor, Kur’an okuyor, oruç açıyor. Tabi ki‚ ‘perdenin ardını’ bilme şansımız yok.

Trump’a geri dönersek; her ne kadar Başkan Biden’in çekilmesi ve Kamala Harris’in başkan adayı ilan edilmesinden sonra rüzgarı dinse de Trump hala güçlü. Nitekim dün X’in patronu ve  Trump’a olan açık desteği nedeniyle tartışma  konusu olan Elon Musk’ın açtığı yayına katılan milyonlarca insanın olması ilgiyi teyit ediyor.

Musk’a göre yayın 4  milyondan fazla paylaşım, bir milyardan fazla da görüntüleme aldı. Yayında anlık olarak 1,3 milyon kişi görüldü, iki saatlik yayına toplamda 21  milyon kullanıcı katıldı.

Cumhuriyetçi parti seçmeninin röntgenine geçmeden, Elon Musk’ın Trump röportajına dair bir şeyler söylemek şart. Herşeyden önce Trump bildiğimiz gibiydi. Polemik seven, söylediğinin doğru olması gibi bir kaygısı olmayan, belli kalıpları sürekli tekrar eden popülist bir siyasetçi. Mesela Elon Musk’ın yayınında seçilmesi halinde tarihin gördüğü en büyük sınır dışı etme operasyonunu yapacağını söyledi.

Başkan olması halinde Hamas’ın İsrail’e, Rusya’nın da Ukrayna’ya saldıramayacağını iddia etti. Trump, uzun süre kendisine yönelik suikasti ve nasıl kurtulduğunu anlattı. Anlaşılan ‘mağdur’ kimliğini kullanmak istiyor ama o rüzgarın dindiğini söyleyebiliriz. Elon Musk gazeteci olmadığı, açıktan Trump  destekçisi olduğu için doğal olarak Trump’ı zorlayacak hiçbir soru gelmedi.

Beklenmiyordu da zaten.

Zira Musk yayının ‘dostane’ olacağını açıklamıştı. Bu bakımdan ‘tutarlıydı’ denebilir. Trump, Biden’a darbe yapıldığını iddia etti ki bu Harris‘in rakibi olmaktan hoşnut olmadığını gösteriyor. Trump kendisinin sıkı bir Yahudi dostu olduğunu, Yahudilerin Harris’e nasıl oy vereceğini düşünemediğini söyledi.

Elon Musk ise başta Kamala Harris olmak üzere Demokrat Parti yönetim ve seçmenlerinin tepkisini çekti. Harris’e göre Musk Trump kampanyasının bir parçası. Çok sayıda Twitter kullanıcısı da Elon Musk’ın açıktan Trump lehine çalışmasına tepki gösterdi.

Gelelim esas yazı konumuza; kim bu fanatik Trump taraftarları? Kongreyi basıp kan dökecek kadar gözü dönmüş seçmenler kimler?

Bu konuda gözlemlerim, şahsi tecrübelerim vardı ancak ülke çapına yayılmış kapsamlı bir araştırma resmi net görmemize yardımcı oldu.

Pew Research kapsamlı çalışmalarıyla bilinen bir araştırma kurumu. Cumhuriyetçi Parti seçmeni üzerine kapsamlı bir çalışma yaptılar ve hayli ilginç sonuçlara ulaştılar. Bulgular ilginç olduğu kadar aynı zamanda düşündürücü de.

Çıkan sonuçları başlıklar halinde özetleyeyim;

• Cumhuriyetçi Parti (dolayısıyla Trump) seçmenleri ezici bir çoğunlukla beyaz. Cumhuriyetçi Parti’ye kayıtlı seçmenin yüzde 79’u beyaz Amerikalılardan oluşuyor. Afrikalı, Asyalı ya da Latin destekçi yok denecek kadar az.
• Trump destekçilerinin yaklaşık üçte ikisi; yani yüzde 64’ü 4 yıllık üniversite mezunu değil.
• Cumhuriyetçi seçmen genel seçmene oranla daha yaşlı. Trump destekçilerinin yüzde 65’i 50 yaş ve üstü. Seçmenlerin sadece yüzde 8’i 30 yaşın altında.
• Cumhuriyetçilerin yüzde 81’i kendini Hristiyan olarak tanımlıyor. Bunlar içinde en büyük grup ise yüzde 30 ile beyaz Evanjelikler.
• Cumhuriyetçi seçmenin ezici bir çoğunluğu Donald Trump’a oy verecek. Seçmenin yüzde 84’ü bugün seçim olsa Trump’a oy vereceğini söylüyor. Yani Cumhuriyetçi parti seçmeni demek, Trump seçmeni demek. Bu başlıkta enteresan bir detay daha var. 2016 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti seçmeninin yüzde 89’u, 2020 seçimlerinde ise yüzde 92’si Trump’a oy vermişti. Yani Trump kitleyi domine etmeyi başarmış.
• Cumhuriyetçi seçmenin yüzde 91’i Trump’ı göçmenlik ve ekonomi politikalarında başarılı buluyor. Trump destekçilerinin yüzde 73’ü 2024 seçimlerini ülkenin geleceği için hayati önemde görüyor.
• Cumhuriyetçiler ezici bir çoğunlukla Amerika’nın en büyük sorununun yasadışı  göçmenler olduğunu düşünüyor. Cumhuriyetçilerin yüzde 61’i yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesini isterken bu rakam 2020’den bugüne yüzde 19 artış göstermiş.
• Pew Araştırma’nın raporu ABD siyasetinin ne kadar kutuplaştığını da ortaya koyuyor. Zira Cumhuriyetçi Parti seçmeninin yüzde 90’ı Biden’ı başarısız buluyor hatta ondan nefret ediyor.
• Kürtaj ve benzeri konularda Cumhuriyetçi Parti seçmeni hayli muhafazakar. Kürtajın yasak olması gerektiğini savunan ezici bir kitle Trump’ı destekliyor.

Araştırmada başka detaylar da var ama bu veriler bile kitleyi tarif etmeye yeter. Trump, beyaz Amerikalı, çoğunlukla  az eğitimli, orta ya da alt ekonomik gruptan ve koyu Hristiyan bir kitleye hitap ediyor. Daha çok kırsal da yaşayan bu seçmenler de Trump’a bir nevi ‘kurtarıcı-seçilmiş adam’ muamelesi yapıyor.

Açıkçası bu sonuçlar şahsi tecrübelerimle paralel.

Zira daha bir kaç gün önce sohbet ettiğim Trump destekçisi bir Amerikalı da aynı refleksleri gösteriyordu. Kesin hükümlü ve ortaya ne korsanız koyun fikrini değiştirmiyor.

Sonuç olarak; Trump -tıpkı Erdoğan gibi- kitlesini, seçmenini tanıyor ve onların duymak istediklerini söylüyor.

Bir başka ifadeyle Trump ile seçmen kitlesi ‘tencere-kapak’ gibi birbirini buldu.