YORUM | TARIK TOROS
Dünya ekonomik yönden yüzyılın en sert kışına giriyor.
Yerli yabancı tüm ekonomistlerin bunun nedenleri ve genel gidişat üzerinde yorumları farklılık arz etmekle birlikte, buluştukları ortak nokta bu.
Kışı atlatan, ayakta kalmayı başarır.
Söz konusu Türkiye olunca…
Konu ekonomistlerin alanına girmiyor artık.
Hali hazırda devam eden sermaye kontrolleri artarak devam edecek.
Yaşananları iktisat bilimiyle açıklamaya çalışmak abesle iştigal.
Tıpkı, yargıda olan bitenin hukukla açıklanamayacağı gibi.
Tıpkı, diplomatik gelişmelerin “uluslararası ilişkiler” teorileriyle yorumlanamayacağı gibi.
**
Batı, Rusya’ya yaptırım uygularken…
Türkiye’nin bu ülkeyle ticaretini ikiye katlaması, petrol aldığı kimi ülkeleri eleyip ithalatı buraya kaydırması dikkatlerden kaçmıyor.
F-35’lerden sonra F-16’ların da hayal olması konuşuluyor.
Neden konuşulmasın ki,
Ankara Washington’da lobi yaparken…
Rus tarafından ikinci parti S-400 anlaşması telaffuz edildi, adeta F-16 sürecini sabote edercesine.
İsrail’le karşılıklı büyükelçi ataması haberi de Ankara mahreçli değildi.
**
Türkiye’nin bir dış politikası yok.
Olmadığı gibi, iradesi dışında yönlendiriliyor.
Tabir yerindeyse, içinde bulunduğu aracın içinde her kafadan bir ses çıkıyor.
Ankara navigasyonda nihai varış noktasını göremediği gibi, geçeceği kavşaklardan da bihaber.
Hatta direksiyon hâkimiyeti var mı, o da belli değil.
Buna, Suriye’de Esad’la ilişki kurmaya zorlanmasını da ekleyelim.
**
Türkiye’nin bir dış politikası yok.
ABD’nin var.
Putin’in var.
İran’ın, İsrail’in var.
Mısır’ın var.
Ankara’nın yok.
**
Sadece ekonomik yönden değil, hukuki ve diplomatik açıdan da bir buhran söz konusu.
Böylesi ortamlarda denge denetim biter, kalite düşer.
Hemen her alanda insan yaşamı tehdit altındadır.
**
Sokak hayvanlarının yaşam hakkına dair tartışmaları uzaktan sitemle izliyorum.
Temel insan haklarına duyarsız kalan, bebeklerine çocuklarına sahip çıkamayan toplum, hayvanların yaşamı için organize olmaya çalışıyor.
**
Erdoğan, seçim gündemli olarak kurmaylarıyla AKP genel merkezinde toplanmış, son dakika bilgisi bu.
Muhalefete bakıyorsunuz:
“6’lı masa” ilk tur görüşmelerini tamamladı, ikinci tur 2 Ekim’de CHP’nin ev sahipliğiyle başlayacak.
“Altın günü” benzetmesi yapılıyor.
Katılmıyorum.
Çünkü, altın gününde bir süre, bir vade var. Amaç belli ve katılımcılar her defasında masadan mutlu ayrılıyor, sürpriz yok.
“6’lı masa”nın son toplantısından BBC’ye bilgi veren üst düzey bir kaynak, üç amaçları olduğunu söylemiş:
-Ortak aday çıkarmak
-Geçiş sürecini planlamak (güçlendirilmiş parlamenter sistem)
-Anayasa değişikliğini sağlayacak kadar milletvekili çıkarmak.
Sonra da eklemiş:
-Yılbaşından önce bu konularda bir netleşme olmaz.
**
Yaz boyunca masadan beklenti neyse…
4 ay daha ileri attı, anlayacağınız.
Gelişmeleri Amerikan dolarının belirleyeceği sert bir kışa giriyoruz.
Kışı atlatan ayakta kalmayı başarır.
Türkiye’de kim ayakta kalacak, kim ayaklar altında…
Fazla beklemeyeceğiz.
Umut var olmakla birlikte her geçen gün azalıyor.