Kılıçdaroğlu’nun en tehlikeli konuşması

YORUM | M. AHMET KARABAY

Seçimlerde son düzlüğe girilirken, iktidar kanadı her tür provokasyonu sergilemeye başladı. Toplumu sükûnet içinde değişime davet eden cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kışkırtıcı, “Muhalefeti siyasi mevta haline getirin” diyen Tayyip Erdoğan’ın çağrıları ise topluma olağan gösterilmeye çalışılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’na Adıyaman’da yapılan saldırıların ardına yatan ise iktidar yandaşlarının çaldığı 418 milyar dolardan başka bir şey değil. 

Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ramazan Bayramı’nın ilk günü gittiği Adıyaman’da önce protesto edildi, sonra kafilesi saldırıya uğradı, ardından bir başka saldırıya daha muhatap kaldı.

Kılıçdaroğlu, kurmaylarıyla birlikte bayramın ilk gününü, depremin yıktığı şehirlerin başında gelen ve üç gün süreyle tek bir devlet yardımının ulaşmadığı Adıyaman’da geçirmeyi planladı. Önce mezarlığa gitti, yapılan dualara katıldı. İlk saldırı sözlü olarak burada gerçekleşti. Bu ötekilerin de habercisi gibiydi. 

Hocanın duayı bitirip “El Fatiha” demesiyle birlikte yan tarafta bulunan sonradan adının Hanifi Dayar olduğu öğrenilen şahıs, “Bu bilmiyor ki. Neden buna Fatiha okutuyorsun” diye bağırdı.  

 

Yapılan saldırıya tepki vermeyen Kılıçdaroğlu daha sonra sosyal medya hesabından, acılı insanın her şey söyleyebileceğini belirterek, sorumlu davranılmasını ve kendisinin varsa hakkını helal ettiğini dile getiren bir açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu, “Şehrin yarısı yerle bir olmuş, insanlar üç gün enkaz altında sahipsizlikten bağıra bağıra can vermiş bir şehirde sorumlulardan hesap sorma yerine size geçmiş olsun deyip acılarınızı paylaşmaya gelene saldırmaya kalkıyorsunuz” deme yerine insanlardan sükûnet istedi.

Buradan Hz. Muhammet döneminde adı İfk Olayı ile anılan Kahta’daki sahabe Safvan bin Muattal’ın türbesine geçen Kılıçdaroğlu’na bir provokasyon da burada gerçekleşti. Bir grup, CHP’li yetkililere önce sözlü, ardından fiziki saldırıda bulundu.

 

Öğleden sonra Kahta’da halka hitap edecek olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ilçe merkezine girişte konvoyun durduğu bir sırada korumasının aracı tekmelendi, AK Parti binası önünde taşlarla saldırı düzenlendi. 

Konvoyun arasına katılan bir grup AK Parti flamaları sallayıp slogan attı. Saldırıyı görüntülemek isteyen gazeteciler tartaklandı.

Art arda üç saldırının gerçekleşmesi üzerine Kılıçdaroğlu, programını iptal edip Ankara’ya döndü. Kılıçdaroğlu’nun “seçime gölge düşürecek kanlı bir provokasyon” ihtimaline karşı bu önlemi aldığı duyuruldu.

Kılıçdaroğlu’nun Adıyaman programını yarıda kesmede, 4 yıl önce yaşadığı çirkin olayın yıldönümüne denk gelmesinin etkisi var mıydı bilmiyorum. Hatırlanacağı gibi Kılıçdaroğlu, Ankara Çubuk’ta katıldığı cenaze töreninde 21 Nisan 2019 tarihinde linç girişimine uğramıştı..

ADIYAMAN SALDIRISI KENDİLİĞİNDEN OLMADI

Deprem sonrası tribünlerde “Hükümet istifa” sloganları atıldığı sırada iktidar kanadı, muhalefete dört bir koldan “spora siyaseti sokmayın” nasihatlerinde bulunmuşlardı. Muhalefeti bu konuda sorumsuz davranmakla suçlamışlardı. 

Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan, dün rakibi Kılıçdaroğlu’na saldırı girişiminden kısa bir süre önce İstanbul’da Sultanahmet Camii’nin tamamlanan restorasyon çalışmaları dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. 

Erdoğan, Sultanahmet Cami avlusunda açıkça siyaset yapıp muhalefeti yuhalattı. Dahası, muhalefetin “siyasi mevta” haline getirilmesini istedi. Sıradan halk, mevta kelimesini, musalla taşında cenaze namazı kılınıp helallik istenirken duyuyor. Adıyamanlı saldırganlar, Erdoğan’ın bu sözlerinden, “mevta haline getirin” yorumu çıkardı mı bilmiyorum.

 

Muhalefetin, Erdoğan’ın konuşmasında iddia ettiği “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklar” gibi bir vaatleri olmadığının altını çizmek gerekiyor. 

Kemal Kılıçdaroğlu, yakın tarihimizin en sakin muhalefet lideri olarak bir seçim kampanyası yürütüyor. Söylenen her sözü, yapılan her şeyi toplumsal kutuplaşmayı artırmamak için sineye çekiyor. 

Genel itibariyle seçim kampanyalarında muhalefet sert bir yöntem izler, iktidar ortalığı sakinleştirmeye çalışır. Bizde ise durum tersine işliyor. Tahrikçiliğin başını bizzat Erdoğan çekiyor. 

BU SALDIRILARIN ARDINDA ‘ÇOK PARA’ VAR

Kılıçdaroğlu bu seçim kampanyasında iktidarın kimyasını bu yılın başında 17 Ocak 2023’teki grup konuşmasıyla bozdu. Bu konuşma Kılıçdaroğlu’nun parti grubunda yaptığı en kısa konuşmalardan birisiydi. 

Bu konuşmada AK Parti’nin bulaştığı pislikleri rakamları detaylarla sıraladı. Ardından da kendisinin tehdit edildiğini açıkladı.

Bu konuşma, Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatı boyunca yaptığı “en tehlikeli” konuşma idi. Hiçbir şey bu iktidarı para kadar korkutmaz. Kılıçdaroğlu, yaklaşan seçim döneminde iktidarın hangi yöntemlere başvurabileceğini bu konuşmada ortaya koymuştu.

🔺 “Söz konusu olan çok büyük para. Bu yüzden seçim dönemi provokasyonlar olmasını bekliyorum.

🔺 Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan. 

🔺 Allah nasip eder de yaşarsak, hayatımız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim.

🔺 Eğer bana bir şey olursa, halkıma emanetimdir, o 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz. Gençlerimizin geleceğidir bu para. Benim vasiyetimdir.”

ALEVÎ-SÜNNÎ TARTIŞMASI

Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı olduğu tarihten bu yana Kemal Kılıçdaroğlu’na Alevi kimliği üzerinden saldırıda bulundu. Kendi ağzına fren koymayan, konuşmasının pek çok yerini “bip” yaparak çocuklara izletilmesi gereken sözler sarf eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na Hacı Bektaş Veli’nin, “Eline, diline, beline sahip olacaksın” öğüdünü hatırlatıp durdu. 

Kılıçdaroğlu, kimi zaman dolaylı, kimi zaman açık eleştiriler yönelten Erdoğan’ın blöfünü gördü ve geçtiğimiz günlerde bu konuda 3 dakikalık bir video çekti. 

Kılıçdaroğlu’nun Ben Aleviyim. Hak Muhammed Ali inancı ile yetişmiş samimi bir Müslümanım” dediği video, Twitter’da 100 milyon izlenmenin üzerinde bir sayıya ulaştı.

Erdoğan’ın yıllardır mezhebi üzerinden yüklendiğini hatırlamak istemeyen troller, Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasını mezhepçilik yapmak olarak yorumladılar. Kimi “Bu adamı durdurun” diye tehdit etti, kimi başka türlü. 

Popüler bir trolün, Sivas’taki Madımak Oteli’nde Alevi sanatçıların diri diri yakılmasını çağrıştıran paylaşımı daha dikkat çekiciydi. 

Kemal Kılıçdaroğlu, farklı duruşu ve yaklaşımıyla bu toplumu sürekli diken üzerinde durmaktan çıkaracak bir yolu gösteriyor. Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayının Fatiha suresini bilip bilmediği hakkında da bir fikrim yok. 

Bildiğim şu, bir cumhurbaşkanının Fatiha suresini ezberlemiş olması gerekmiyor. Dahası herhangi bir dine inanmış olması da gerekmiyor. Dilinin, dininin, mezhebinin şu ya da bu olması da şart değil. 

Bir ülkeyi yönetecek kişide olmazsa olmaz şartı dürüstlük, adalet, toplumunun her ferdini eşit görmesidir. Kısacası düzgün insan olma şartı vardır. Kılıçdaroğlu da bu şartı en iyi yerine getiren kişi olarak ortaya çıkmış durumda.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin