Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri’nin, ‘Çocukları, dünürü, eniştesi, kardeşi, yurt dışındaki şirketlere milyonlarca dolar gönderdi’ şeklindeki sözlerine cevap verdi. Erdoğan ailesinin gemi filoları ve siyasete başlarken başka serveti olmadığını ispat için halka yüzük gösterdiği yılları unutan Erdoğan, kelime oyunu yaparak ailesinin değil kendi ismini kullanıp, ‘Yurt dışında hangi bankada Tayyip Erdoğan’ın hesabı var. İspatla siyaseti ve cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği “Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir” adlı programa katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, O zat diye seslendiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘hodri meydan’ dedi: “Yurt dışında hangi bankada Tayyip Erdoğan’ın hesabı var, bunu ispatla. İspatlayamadığın takdirde senin siyaseti bırakman lazım. İspatlarsan, ben hem siyaseti hem cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan. Yoksa iftiracısın.”
Koskoca reizi cumhur yalanmi soyleyecek.
Koskoca asrin halifesi, ümmetin başı, mazlumlarin dostu, zalimlerin dusmani, uzlasmaci kimliginin iftihar tablosu reizimiz yalan soylemez?????
Anlamıyorum; gerçekten anlamıyorum.
Bizim dinimiz İslamiyet. Biz ebedi hayata, ahirete ve hesap gününe inanan insanlarız. Bu adamın bir sürü işadamından rüşvet aldığı söyleniyor. İyi de bu rüşvet verenlerin içinde hiç mi pişman olan insan yok? Hiç mi müslüman yok? Hepsi mi kafir ya da münafik. Adam milletin karşısında meydan okuyor, “almadım; ispat edin” diyor. Hiçbir işadamı çıkıp da “benden aldın ya!” diyemiyor.
Anlamıyorum; gerçekten anlamıyorum…
Odaya girdiğinde eşini başkasıyla uygunsuz vaziyette gören birine: “kapıyı çalmadan girdin; bu gördüğün sayılmaz” demek ne kadar saçmaysa, “usulüne uygun olarak toplanmamış belgeler delil olarak kullanılamaz” demek de o kadar saçmadır.
Adamın kendi oğluyla, kızıyla ses kayıtları var hırsızlığını belgeleyen. Hem de bir tane de değil. Başka hangi delili arıyor?
Kılıçdaroğlu: “Sayın Erdoğan, delili bulduk; yurtdışındaki filanca bankada şu numaralı hesap”.
B: “Eyyy Kılıçdaroğlu, sen anlama özürlü müsün yav! Ben sana Recep Tayyip Erdoğan demedim ki, o hesap “Tayyip Erdoğan’a” ait değil “Recep Tayyip Erdoğan’a” ait”…
Ya da başka bir enstantane:
Kılıçdaroğlu “Sayın Erdoğan, hesaplara ulaştık. Katar’da filanca hesap”.
Erdoğan: “Eyy Kılıçdaroğlu! Sen Sigorta Müdürüyken de mi bu kafayla yönetiyordun yav? Ben “banka” dedim “banka”. O ise “faizsiz finans kurumu!!!””.
Ardından da ekler: “biz ne diyoruz, sen ne anlıyorsun”
Gokhan Turkmen beyin yorumuna katiliyor, Yasar Lale beyinkilere bir ek yapmak istiyorum:
Kilicdaroglu: “Sayin Erdogan, banka bu, hesap numarasi su”
RTE: “Eyyyy Kilicdaroglu! O koprunun altindan cok sular akti cok. Devir degisti artik. Senin verdigin tarih, bizim dedigimiz tarihten cookkk once cookk. Sen once git tarihi ogren; bir ogren”.
Ya da
Yine RTE: “Eyyy Kilicdaroglu, o dediğim tarihten iki hafta sonraya ait hesap bilgisi getiriyorsun; hem de utanmadan. O dedigim tarihte var miydi yok muydu? Sen asil bundan haber ver”.
Velhasil, demokrasilerde care, -en szindan bazi- siyasilerde yalan tukenmez.