CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkenin acilen barış ve huzura ihtiyacı olduğunu söyledi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yurt dışı yasağının aylardır kaldırılmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, amirallerin ise ‘Montrö’ açıklaması nedeniyle yargılandığını hatırlattı. Ardından Temmuz’dan sonra tutuklanan askeri öğrencileri gündeme getiren Kemal Kılıçdarolğu, “Az kaldı merak etmeyin. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş var. Bugün AK Parti’den de ‘AİHM kararlarına uymalıyız’ diye sesler gelmeye başladı. Eğer bu sesler daha da güçlenirse son derece mutlu oluruz.” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Gündeminde KÖİ (garanti ödemeli) projeleri vardı. Kılıçdaroğlu, “KÖİ projeleri bu ülkenin başına bela olacak demiştim. Bir faiz belası vardı şimdi bir de taahhüt belası var. ‘Devletin cebinden para çıkmaz’ dedi. ‘Biz devletin kasasından ödeyeceğiz’ diyen o koltukta bir saniye daha oturmaması lazım. Bay Kemal’in kafası bunlara basmaz diyor, vallahi basmaz biz alicengiz oyunlarını bilmeyiz.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin, “Eğer köprüden geçmem diyorsanız, buyurun denize atlayıp yüze yüze karşıdan karşıya gidip gelebilirsiniz.” sözlerine ise, “Tek bir sorum olacak, sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin?” diyerek karşılık verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler atanan rektörü protesto etmişlerdi. Onların yargılamaları vardı. Haksız, hukuksuz şekilde avukatlar, öğrenciler çıkarıldı. Hakim terk etti… Başarılı öğrencilerin yurtdışına gitmesi lazım. Onların yurtdışı yasakları da hâlâ devam ediyor.
Emekli amiraller yargılandı. Montrö’nün önemini vurgulayan amiraller yargılanıyordu. Onlar dik ve onurlu görev yaptılar. Emekliliklerinde de aynı duruşu sergiliyorlar. Yıllardır içerde olan askeri öğrenciler var. Az kaldı merak etmeyin. Osman Kavala, Demirtaş var. Bugün AK Parti’den de ‘AİHM kararlarına uymalıyız’ diye sesler gelmeye başladı. Eğer bu sesler daha da güçlenirse son derece mutlu oluruz.
ADANA’DA ORANTISIZ GÜÇ KULLANILDI
Gösteri yapmak, hak aramak her demokraside olması gereken temel kurallardan birisidir. Anayasa 34 ‘Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’ diyor.
Furkan Vakfı’nı seversiniz sevmezsiniz yürüyüş yapmak istiyorlar. Orantısız güç kullanıldı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez başörtülü kadınlar bu kadar ağır bir zulümle karşı karşıya kaldılar. Buradan onlara da söz veriyorum. İktidarımızda göreceksiniz herkesin düşüncesine, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceğiz.
UYUŞTURUCU BARONLARI SİYASETÇİLERİ SATIN ALIR
Geçen hafta ‘uyuşturucu baronlarından kimse hapiste yok’ demiştim. Hemen İçişleri açıklama yapmış. ‘Bunu söylemek polislerin emeğini görmezlikten gelmektedir’ diye açıklama yapıp beni kınadılar. Ya benim dediğimi anlamıyor yukarıdaki zat. Baronların en önemli özellikleri siyasetçileri satın almalıdır. Bunun üzerinde durdum. Halkın iktidarında polisin elini, kolunu asla tutmayacağız. Nerede uyuşturucu ticareti varsa yakalayın her birinizin alnından öpeceğiz diyeceğiz. Baronlar için af çıkarıyorlar. İnsan ticareti yapanlar için paraları Türkiye’ye getirin diyorlar.
İKTİDAR ÜLKEYE HUZUR GETİRMEDİ
İktidar Türkiye’ye huzur getirmedi. Türkiye’nin kaynaklarını tefecilere tahsis etti. O kadar büyük faiz ödüyoruz ki. ‘Biz faizi indireceğiz’ dedi. Faizi indirdi ama öbür taraftan vatandaşın sırtına daha ağır faiz bindirdi. Hiçbir banka faiz indirmedi.
En son 17 Mart’ta 2 milyar dolar borçlandılar. Para yok. Dolar bazında yüzde 8.62 faizle borçlandık. Kime vereceğiz bu faizi? Bir avuç tefeciye vereceğiz. 84 milyon verecek. Niye bizde çok yüksek faiz? Çünkü yönetimin uluslararası itibarı sıfır. Türkiye’de ekonominin geleceğini görmüyorlar. Yüksek faiz istiyorlar.
3,5 YILDA 68 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDEMİŞİZ
10 Temmuz 2018’den bu yana 68 milyar 249 milyon dolar faiz ödemişiz. Yabancılara ödedikleri faiz. 84 milyon kişiyi bir avuç kişiye mahkum ettiler. Bunlar devleti yönetmiyorlar başka işin peşindeler. Türkiye’yi bir sömürü alanı haline getirdiler.
Londra’daki tefecilere fakirin, fukaranın sırtından hizmet ediyorsun. Hani sen faize karşıydın? Millete yalan söyleyerek oy devşirmeye çalışıyorlar. Millet artık gerçekle karşılaştı. Bunlar bir avuç ve saray şürekasına hizmet ediyorlar.
Artık para dilenmek için Körfez ülkelerine gidiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde düne kadar hakaret ettiğiniz ülkelere yalvaran bir başka yönetim gördünüz mü?
YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ İÇİN 9 MİLYAR TL DEVLETİN KASASINDAN ÇIKIYOR
KÖİ projeleri bu ülkenin başına bela olacak demiştim. Bir faiz belası vardı şimdi bir de taahhüt belası var. Önce, ‘Devletin cebinden para çıkmaz’ dedi. Sonra, ‘Biz devletin kasasından ödeyeceğiz’ diyor. Bunu diyen kişinin o koltukta bir saniye daha oturmaması lazım.
Şehir hasteneleri nedir diye defalarca söyledim. Yavuz Sultan Selim Köprüsü… 9 milyar lira devletin kasasından çıkıyor. Osman Gazi Köprüsü, Hazine garantisi 15 milyar dolar. Zafer Havalimanı… Yav bunlarda iman da yok. Bu paralar 5’li çeteye giden paralar değil sadece. Önümüzdeki seçimlerde ‘Ben AKP’ye oye vereceğim, MHP’ye oy vereceğim’ diyorsanız bu soygunun tarafı olursunuz. 5’li çetenin hamisi ve pazarlamacısı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Suriyelileri göndermeyeceğim diyor. Göndermiyorum ne demek? Onlara vatandaşlık ereceğim, oy kullandırtacağım demektir.
BAKANLARIN İRADELERİ YOK
Öyle bir noktaya geldik ki. Bir de Hazine ve Maliye memuru var. Bunlara bakan deyince eski bakan sanıyorlar. Bunların iradeleri yok. O kadar zavallı duruma düşmüşler ki Fransa’da ‘Bir problem yaşadığınızda bize hemen ulaşırsınız. Hep beraber kavga ederiz bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda Cumhurbaşkanı var rahat olun mevzuatı da değiştiririz’ diyor. Ne için? Koltuklarını korumak için. Bürokrasinin bu kadar aşağılandığı bir dönem görmedim.