Kılıçdaroğlu The Economist’e yazdı: ‘Türkiye, otoriter yönetimlere karşı mücadele eden ülkeler için rol model olacak’

ENSAR NUR, TR724 HABER

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, The Economist dergisinin daveti üzerine bir yazı kaleme aldı. Bugün yayımlanan yazıda Kılıçdaroğlu, “Türkiye, özellikle Orta Doğu’da otoriter yönetimlere karşı mücadele eden diğer ülkeler için bir rol model olacak” dedi.

Öte yandan, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu The Economist’te yayımlanması planlanan yazısını, derginin yeni sayısında Türkiye ile ilgili yaptığı kapak nedeniyle geri çekti.

İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun misafir yazar olarak kaleme aldığı ve bugün The Economist’te yayımlanan yazısı:

6 yıl önce Strazburg’da düzenlenen küresel bir forumda dünyanın demokratlarını bölgesel ve küresel güçlükleri ele almak üzere birleşmeye çağırmıştım. Aynı anlayış, ülkemde izlediğim politikaların da temelini oluşturmaktadır. Türkiye’nin demokratlarını anti-demokratik ve otoriter bir hükümete karşı birleştirmek için elimden geleni yaptım ve demokrasi için büyük bir koalisyon kurmayı başardık. Millet İttifakı, aralarında benim Cumhuriyet Halk Partimin de bulunduğu altı partiden oluşuyor. Bu partilerin her biri Türk siyasi tarihinde farklı bir geleneği temsil ediyor. Bu haliyle Millet İttifakı, farklılıklarımıza rağmen liberal demokrasinin evrensel ilkeleri üzerinde ortak bir zemin bularak barış içinde bir arada yaşama irademizi simgelemektedir. Hiç şüphem yok ki 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde güçlü bir performans sergileyecek ve kazanacağız.

İktidar partisinin muhalefeti susturmak için sürekli baskı uyguladığı mevcut adaletsiz ve otoriter koşullar altında bile seçimler yoluyla barışçıl bir hükümet değişikliğinin mümkün olduğunu göstereceğiz. Sonuç olarak Türkiye, özellikle Orta Doğu’da otoriter yönetimlere karşı mücadele eden diğer ülkeler için bir rol model olacaktır. Bu bizim daha önce de oynadığımız bir roldür. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bölgedeki reformcular ve sömürgecilik karşıtları için bir ilham kaynağı olduğunu hatırlayın. Laiklik ve halk iradesi ilkeleri üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kendi ülkelerinde demokrasi için mücadele eden pek çok kişi için bir model teşkil etmiştir.

Bir asır sonra, Türkiye’nin bir rol model olarak yeniden kurulmasında rol oynama sırası bizim neslimizde: hiçbir vatandaşın ayrımcılığa uğramadığı, temel hakların korunduğu, hukukun üstünlüğü, laiklik, şeffaflık ve hesap verebilirliğin devletin ana sütunları olduğu bir cumhuriyet. Bu cumhuriyette yolsuzluk ortadan kaldırılacak, gelir eşitsizliği en aza indirilecek, siyaset çatışma ve kutuplaşmayı körüklemek yerine toplumsal barışı teşvik etmek için kullanılacaktır. Dış politika, uluslararası hukuka bağlı, rasyonel karar alma mekanizmaları tarafından yönlendirilecektir. Bu başarı, bölgede ve ötesinde değişim rüzgarlarını körükleyecektir.

Demokratik bir rol model olarak Türkiye vizyonu elbette yalnızca doğuya doğru uzanmamaktadır. Avrupa’da anti-demokratik rejimlerin, yabancı düşmanlığının ve Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı güçlükler düşünüldüğünde, seçimlerimizin Batı’daki komşularımız için de bir referans noktası olabileceği ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de demokratik ittifakımızın kazanacağı bir zafer Avrupa için yeni bir başlangıcın habercisi olabilir. Umarım bu zafer, Avrupalı demokratların rakiplerine karşı bir araya gelmelerinin ne kadar önemli olduğunu gösterir.

İnsan haklarına, daha az eşitsizliğe ve uluslararası hukuka saygıya inanan tüm Avrupalı siyasi partilerin küresel zorluklar karşısında birleşik bir cephe oluşturması zorunludur. Akdeniz havzasını ciddi şekilde etkileyen iklim değişikliği, uluslararası güvenlik sistemindeki başarısızlıkların neden olduğu kontrolsüz göç ve küresel refah eşitsizlikleri bu zorlukların başında gelmektedir. Bunlar ancak siyasi yelpazeyi kapsayan uluslararası bir koalisyonla çözülebilir.

14 Mayıs’taki zaferimiz aynı zamanda Türkiye’nin Batı yönelimini de yeniden tesis edecektir. Bu yönelim bir idealin yansımasıdır. Türkiye için Batı; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları (özellikle de kadın hakları) ve eşitlik demektir. Bizim liderliğimiz altında toplumumuzda “öteki” olmayacaktır. Hiç kimse siyasi, kişisel, dini veya bölgesel kimlikleri ve tercihleri nedeniyle ayrımcılığa uğramayacaktır. Türkiye için Millet İttifakı’nın temel vaadi özgürlüktür ve biz bu vaadi yerine getirmekle sorumlu tutulmaya hazırız.

Türkiye’nin Batı yönelimi hiçbir komşusuna karşı değildir; aksine ülkenin tüm komşularıyla barış içinde bir arada yaşama arzusunu yansıtmaktadır. Bu ortak değerler temelinde tanımlandığında, Türkiye her zaman Batı’nın gururlu bir üyesi olacaktır. Tüm uluslararası kurumlarda Türkiye Batı grubuna aittir ve bu şekilde hareket etmeye devam edecektir.

Kuracağımız hükümet bizi Batılı müttefiklerimize siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak daha da yakınlaştıracaktır. Bu durum diğer komşularımızla olan ilişkilerimize zarar vermemelidir. Başta Avrupa Birliği olmak üzere Türkiye ile Batı arasında çözülmesi gereken sorunlar olduğunun bilincindeyiz. Bu sorunlara kamuoyu önünde hesaplaşmalarla, karşılıklı tehditlerle, şantajla ya da sonu gelmeyen anlamsız müzakerelerle çözüm bulunamayacağını biliyoruz. Bizim için uluslararası ilişkilerin rasyonel bir şekilde, ağırbaşlı bir diplomasiyle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Hükümet olarak AB katılım sürecini yeniden başlatmak ve Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymasını sağlamak için yapıcı bir şekilde çalışacağız.

Biz sadece seçimleri kazanmak için değil, Türkiye’nin temel sorunlarını çözmek için bir araya geldik. Millet İttifakı, Türk siyasetindeki fay hatlarını onaracak ve yaralarımızı barış içinde saracaktır. Kazanan sadece bize oy verenler değil, tüm Türk vatandaşları olacaktır.

Millet İttifakı’nın seçim kampanyasının sloganı, ünlü bir Türk pop şarkısından bir mısra olan “Söz, yeniden baharlar gelecek”. Partiler birliğimiz bu sözü yerine getirecektir. Bunun sonucunda elde edilecek faydalar sınırlarımızla sınırlı kalmayacak, Türkiye’nin Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu, Rusya, Çin ve ötesiyle olan ilişkilerini de kapsayacaktır.

Neredeyse geldik. Bahar geliyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin