YORUM | M. NEDİM HAZAR
Biliyorum kafalar çok karışık.
En başta muhalefetin ve Millet İttifakı’nın…
Tayyip Erdoğan şapkadan tavşan çıkarmayı başardı ve şimdilerde Sinan Oğan ile görüşme, Ergenekon mecralarında görünme ve onların söylemlerini dillendirme gibi abuk sabuk yollar deniyorlar.
Şunu baştan söyleyeyim; bunların hepsi nafile ve boş beleş işlerdir.
Haddizatında iktidar cenahının arzu ettiği şekilde yürüyor işler.
Sadece, CHP çevresi değil gerek Kürtler gerekse büyük çoğunluğunu KHK’lıların oluşturduğu dindar kesimin de hem kafası karıştı hem de öfkeliler.
Pek çok Kürt, “Yok bunların Tayyip’ten farkı!” demeye başladı.
Sinan Oğan’ın belki de siyasi kariyerindeki tek doğru cümle şuydu:
“Cehennemin kapılarını kapatacağız!”
Evet, mesele ne olursa olsun, bütün tartışmaları, kavgaları bir yana bırakıp önce bu İslamofaşist rejimi bitirmek ise yapılacak şey belli.
Geçmiş geçmişte kaldı.
Atı alan Üsküdar’ı geçmese de neredeyse Kız Kulesi’ne dayanmış durumda.
Bir sefer şu tespitte mutabık kalmalıyız, CHP ve muhalefet bu seçimde başta kendi içinden ihanete uğradı.
Tuncay Özkan gibi kriptoların ağlayıp zırlamasına bakmayın siz.
Üzerlerine düşen görevi yerine getirdiler.
Ki hemen ödüllerini de aldılar.
Hablemitoğlu cinayeti dolayısıyla tutuklu bulunan tüm Ergenekon tipleri, serbest bırakıldı.
O dosya için arkadaşımız Adem Yavuz’un yazı ve videolarını izleyebilirsiniz.
Ben bugün başka bir şeyden bahsedeceğim.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimin ikinci turunu kazanması hiç zor değil.
Evet ilk bakışta çok iddialı bir cümle gibi geliyor ve insanı birazcık da şok ediyor, farkındayım.
Hatta eli artırıp, bir adım daha ileri gidiyorum ve “Esas Erdoğan’ın işi zor” diyorum.
İzah edeyim efendim.
Gerçi alınan yara daha çok sıcak, dolayısıyla hasarın boyutu ve etkisi tam tespit edilir durumda değil.
Ama şurası bir gerçek:
Yüzde 49.51 Erdoğan’ın çalmadan alabileceği bir oy değildi.
Keza Kılıçdaroğlu’nun gerçek oyu da en az yüzde 47 idi.
Artık çalındı/çalınmadı tartışmasını geride bırakmak lazım.
Olay şu:
Erdoğan bu seçimi kazanmak istiyorsa, tekrar çalmak zorunda.
O halde yapılacak şey belli.
Bir takım kerameti kendinden menkul Ümit Özdağ türü faşizanların dümen suyuna kapılıp, nafile kürek çekmek değil, aksine, yapılması gerekeni yapmak.
Evet, Erdoğan tekrar çalmak zorunda.
Yoksa işi çok zor.
Kılıçdaroğlu ve muhalefetin yapacağı şey ise çok basit: çaldırmamak!
Bakınız basit diyorum, kolay demiyorum.
Hatta muhalefetin yapacakları, Erdoğan’ın yapması gerekenlere kıyasla çok daha kolay.
Bir dakika efendim onu da izah ediyorum.
Erdoğan, seçim kararı aldıktan sonra ne yaptığını bilerek attı adımlarını.
AKP ve Saray’ın has dairesi dışında kimsenin bilmediği bir oyun planı kurmuşlardı.
Bunun için Putin’den, CHP içindeki Brütüslere kadar pek çok yardım kolu vardı.
Rus medyasını takip ediyor musunuz bilmiyorum ama ikinci turun birinci tur kadar kolay olmayacağını yazıp duruyorlar.
Hatta Ruslar, Erdoğan konusunda Türk muhalefetinden bile daha kaygılı durumdalar.
Sebebi ise basit: Maymun gözünü açarsa!
Kılıçdaroğlu bence atılması gereken en önemli adımı attı: Ergenekon’un bünyeye yerleştirdiği kriptoları uzaklaştırdı.
Bir kere Erdoğan o kadar rahat değil, çünkü Truva atlarının çoğu deşifre oldu.
Ya yeni çalma yöntemleri geliştirmek zorunda ya da çok daha cüretli bir şekilde bu işi yapmak zorunda.
Ancak cüret risktir sevgili dostlar, bir yerden patlak verirse, sarayını başına yıkarlar, bunu çok iyi biliyor Erdoğan.
Bunu iyi bildiği için, siz bakmayın yabancı medyaya “Yüzde 49,5 alıp seçimi ikinci tura bırakan diktatör mü olurmuş?” dediğine, seçim akşamı balkona çıkıp galibiyetini ilan etmek için çok ısrar etmiş.
Bu kesin bir bilgi.
Ekipteki pek çok kişi, büyük fırça, hakaret yeme pahasına buna karşı çıkmışlar ve Erdoğan’ın plana sadık kalmasını istemişler.
Planı zaten Soylu, daha seçim yapılmadan yandaş gazeteciye vekil sayıları ve oy oranlarıyla beraber söylemişti.
Olaya şöyle bakmanızı istirham ediyorum:
Erdoğan’ın elindeki pek çok koz tek kullanımlıktı.
Sonuçların CHP’ye akışını engellemek, Erdoğan’ın yüksek farkla başladığını duyurup psikolojik üstünlük yakalamak, deprem bölgesine milyonlarca kaçak seçmen yazdırmak vs.
Siz bu hileleri İstanbul seçimlerinde denemediğini mi düşünüyorsunuz?
Denedi ama orada Canan Kaftancıoğlu faktörü vardı.
O yüzden hem İmamoğlu’na hem Kaftancıoğlu’na inanılmaz bir kin besliyor.
Ha bir de ek varsayımda bulunayım.
Seçimi şayet kazanırsa ilk işi Kaftancıoğlu’nu ve İmamoğlu’nu bitirmek olacaktır.
Toparlayacak olursak…
Erdoğan’ın işinin Kılıçdaroğlu’ndan daha zor olduğunu düşünüyorum.
Ve Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur için kimseyi ikna etmesine gerek olmadığına inanıyorum.
Anketler yanılmadı dostlar, Kılıçdaroğlu hala önde.
Sıkıntı tam tersi bir algının oluşturmayı başarmaları.
Ezcümle, sihirli kelimeyi söylüyorum: Çaldırmayacaksınız!
Eğer seçimleri kazanıp, cehennemin kapılarını kapamak istiyorsanız, ilk turda yaptığınız hiçbir yanlışı yapmayıp, Erdoğan’ın son hırsızlığına engel olacaksın.
Mesele budur kardeşim.
Ha, Kılıçdaroğlu bu yazıyı okur mu, ya da etrafındaki ihanet çemberini kırabilir mi, onu bilemeyeceğim.
Kılıçdaroğlu diye birisi yok. Kılıçdaroğlunun sizi duyması imkansız çünkü olmayan biri duymaz. Kılıçdaroğlu gerçekte Tayyipin arkasında ama simülasyonu muhalefet koltuğunda. Zaten ‘yenilgiden’ sonra üstüne basa basa bu-ra-da-yım demesi aslında burada olmadığının itirafıdır. O burada değil orada. Orada Tayyipin arkasında duruyor ama nedense kimse görmüyor. Gerçek Kılıçdaroğlu laikliği, kemalizmi terk etmiş, Tayyipin yani tek adam rejiminin arkasında durmaktadır. Karakterini terk etmiştir. Muhalefetteki Kılıçdaroğlunun karakteri yoktur. Hiç konuşmamaktadır. Ötv indiriminden bahsederek sanki muhalefette olduğunu göstermeye çalışmaktadır. 3600 ek gösterge, benim çiftçim muhabbetiyle muhalefette olduğunu inandırmaya çalışmaktadır. Bu arada yıkılmış, dağıtılmış, yağmalanmış, içi boşaltılmış, parçalanmış sadece yalandan adı kalmış Türkiye Cumhuriyetini muhalefetsiz hatta iktidarsız, hepsi sahte, görüntü, yönetmektedirler. O yüzden Türkiye Cumhuriyetinden bahsedemiyorlar. Ağızlarına yakışmıyor, dilleri zaten dönmüyor Türkiye Cumhuriyeti derken.
Adamlar iç işlerinden ‘kaçak’ hattı seçim bilgisayarına çekmişler. O kadar güzel planlama yapıyorlar ki noktası noktasına. Yani 49,51 gibi tam isabet. Eğer sahte pusulaları devreye soksalardı belki tam hesaplayamayacaklardı ve fazla pusula sayılacaktı ve sonuç kazayla 50.1 olacaktı. Ama dijital çağda bu hata yapılmıyor. Tıpkı hırsızların bankaya kaçak tünel açması gibi, yada cezaevindekilerin kaçak tünel ile dışarı bağlantı kurmaları gibi.
Bana göre bunlar sadece seçimde kaçak borular döşemiyorlar. Bunlar kaçak Işid hatlarını Mit, Diyanet, Orduya döşediklerini düşünüyorum. Hatta tarikat ve cemaatlere de kaçak Işid hatları döşediklerini düşünüyorum. Yani bu kaçak Işid hatların hatırına Kılıçdaroğlunun muhalefetteki simülasyonunu devam ettirerek adam kazandı diyecektir. Bunu farklı yöntemle yapıyor. Bu-ra-da-yım diyerek aslında farkında olmadan orada olmadığını itiraf ediyor. Demek istiyor ki ben aslında muhalefette değilim, iktidardayım. Biz müslümanlara Işid üzerinden tuzak kuracağız, o yüzden avucumuza aldığımız ama müslümanların Süfyanını kullanmaya devam edeceğiz demek istiyor. Aslında planını da itiraf ediyor. Diyor ki bunlar fetö ile birlikte milli orduya kumpas kurdular diyerek taraftarlarına biz herşeyin farkındayız mesajını hatırlatmış oluyor.
Kılıçdaroğlunun simülasyon olduğunu zaten Hukuk Devleti yıkılırken, Anayasa rafa kaldırılırken, Işid terörü destekleyen Atatürk Devleti olurken, Milli Ordu dağıtılırken ve askerin kafası Işid tarafından kesilirken, Atatürkçü refleksler, Cumhuriyetin değerlerinden bahsetmeyip oh olsun intikam duygusunu yaşarken, Laikliği bir kez olsun bile ağzına almazken ben çoktan anlamıştım. Ama yandaşlarının bu değerlerin yokluğunu farketmemelerini hayretle gözlemleyerek ne kadar iki yüzlü, yalancı, güce tapan olduklarını, değer yargıları olmadıklarını anlamıştım.
Ben sizin gibi düşünmüyorum. Bu şimdiye kadar olup biteni yok saymak anlamına gelmektedir. Eğer Tayyip için ikinci seçim zor olacaksa ilk seçimde 50.1 alabilirdi. Zaten kimse ama kimse itiraz etmeyi, bu yönde açıklama yapmayı bile düşünmedi. Sadece bu-ra-da-yım dedi birde az bişey fanatiklerini fetö ve bunlar milli orduya kumpas kurdu, hesap soracağız ile okşadı. Ama kısa tuttu. Belki devam etseydi şunu diyecekti; Kuddusi Okkıra kumpas kurdular. Önce cemaati kadın, çoluk, çocuk demeden temizledik. Bu yüzden ergenekon geçici süre sizi terk etti, müslümanların, tarikatların arkasına geçti. O yüzden müslümanlar güçlü gözüktüler. Siz ise geçici olarak sahipsiz kaldınız. Az kaldı, Kuddusi Okkır intikamını diğer binlerce kadın, çoluk, çocuktan da alacağız. Onların üzerinde irtica diye tepineceksiniz.
Bırakın bu komplu teorilerini… Ergenekoncu ile siyasal İslamcılar birlik olmuş bu kadar basit. İkisininde motivasyonu Makyavelist karakterleridir.
Talan için bir araya gelen bir kitle var…
Seçim güvenliğine sahib olamayan bir parti ve parti lideri kazanmasada olur.
Ondan kimseye fayda gelmez..
Üzülmeye de değmez.