KHK zulmü artık ‘çuvala’ sığmıyor; sorunu kim ve nasıl çözecek?

İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME  

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son açıklamaları sonrası KHK tartışması yeniden alevlendi. Seçim öncesinde gündemin en önemli maddelerinden biri de KHK’lılar sorunu olacak gibi duruyor. Sorunun iktidara yakın hukukçular tarafından ve yandaş televizyon kanallarında da dile getirilmeye başlanması önemli. Hukukçulara göre KHK’lar siyasi olduğu için çözüm de siyasette yatıyor. Mahkemelerin KHK’larla ilgili yapacağı ‘düzeltmeler’ çok sınırlı ve yetersiz.

Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri de KHK’lılar. 15 Temmuz sonrası 150 binden fazla insan, hukuksuz KHK’larla işlerinden edildi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada KHK’lıların tamamını görevlerine iade edeceğini açıkladı.

BAHÇELİ HÜKMÜ VERDİ; DÖNEMEZLER!

Beklendiği gibi söz konusu açıklama kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. MHP lideri Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu açıklamasına sert tepki gösterdi. Kendisini mahkemelerin yerine koyan Bahçeli, KHK’lıların göreve iadesinin mümkün olmadığını anlattı. Kılıçdaroğlu’nu ihanetle suçladı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da CHP liderinin açıklamasına tepkiliydi. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir yetkisinin ve gücünün olmadığını anlattı. Topu mahkemelere attı: “Böyle bir yetkin olmadığına göre bu milleti, kusura bakmayın tamamen ahmak yerine koyup aldatmaktan başka bir şey değildir.”

Erdoğan’a göre sorun ‘yargıda’ çözülecek. Ancak hukukçular böyle düşünmüyor. Zira KHK’lar siyasi; dolayısıyla çözüm de siyaset kurumunda.

TAHA AKYOL: ÇÖZÜM SİYASETTE

Hukukçu gazetecilerden Taha Akyol, bu konuyla ilgili önceki gün şu açıklamayı yaptı: ”Cumhurbaşkanı ‘KHK konusunda hakimler yetkilidir’ diyor. Hayır. KHK’lıları ihraç edenler hakimler değildi. Adı üstünde; Kanun Hükmünde Kararname. Yani AKP iktidarının Bakanlar Kurulu ihraç etti. Bu konuda hakimlerin, yargının bilgisi yok.”

TRT Haber’de konuşan Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu da benzer şeyler söyledi: “Mağduriyetler artık giderilmeli… Mahkemelerle düzeltilmesi mümkün olmayan noktalarda idare sorumluluk almalı ve çalışma yapmalı.”

Haklarında soruşturma bile açılmayan, takipsizlik alan ya da beraat eden KHK’lıların görevlerine ‘idari’ kararlarla iade edilmemesinin başka bir izahı var mı? Mahkeme beraat kararı verse ne olacak; idare kararın gereğini yapmıyor! Dolayısıyla Erdoğan’ın ‘yargıyı’ işaret etmesi, laf cambazlığından başka bir anlam ifade etmiyor. 

İZZET ÖZGENÇ: KHK POLİTİKASI SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

İktidara yakın isimlerden TCK’nın mimarlarından Prof. Dr. İzzet Özgenç de KHK’lılar sorunuyla ilgili sosyal medya hesabında paylaşımlarda bulundu. ‘Cumhurbaşkanına çağrımdır’ başlığıyla bir açıklama yayınlayan Özgenç, KHK ile kamu görevlilerinin görevlerinden çıkarılmasının hukuki olmadığını anlattı. Hakkında soruşturma açılmayan, takipsizlik alan ya da beraat eden KHK’lıların görevlerine döndürülmemesinin sürdürülebilir olmadığını belirtti.

MUSTAFA YENEROĞLU: İNSANLAR SOSYAL ÖLÜME TERK EDİLDİ

DEVA Partisi’nin hukukçu vekillerinde Mustafa Yeneroğlu da konuyla ilgili son paylaşımında, “Yüzbinlerce insan büyük acılar yaşıyor, aileleriyle beraber sosyal ölüme terk edilmiş durumda. Acilen çözüme kavuşması gereken bu sorun, sapla saman birbirine karıştırılarak değil ancak hukuk devleti ilkelerine dönerek ve adaleti herkes için isteyerek çözülebilir. OHAL KHK’ları ile işlerini kaybetmiş ve yargı kararlarıyla suçsuz bulunmuş, kovuşturmaya yer olmadığı ve beraat kararı almış veya haklarında adli bir soruşturma bulunmayan kişilerin görevlerine ivedilikle dönmelerini sağlayacak ve bu kişilerin hak ve itibarlarını iade edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

TEMEL SORUN ‘TERÖR’ YARGILAMALARI

Yanlış zeminde de olsa konunun artık kamuoyunda tartışılıyor olması önemli. Ancak KHK konusunda sorulması gereken ilk soru ‘takipsizlik alanlar, beraat edenler ya da haklarında soruşturma açılmayanlar neden görevlerine iade edilmiyor’ olmamalı…

KHK’lılar ‘bağımsız ve tarafsız’ yargının, somut delillere dayanarak verdiği hukuki kararlarla ihraç edilmedi. Daha önce hazırlandığı anlaşılan fişleme listelerine dayanılarak idari bir kararla, hukuksuz KHK’larla görevlerinden atıldılar.

BOZDAĞ’IN İTİRAFI ARŞİVLERDE DURUYOR

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, insanların  CNN Türk’te katıldığı bir televizyon programında 15 Temmuz sonrası kamudan ihraç edilen on binlerce kişinin hiç bir suçunun olmadığını itiraf etmedi mi? Ne demişti Bozdağ: “Suç konusu ayrı bir konu idari tasarruf ayrı bir konu. Suç için somut delil lazım. İdari tasarruf yapmak ayrı. Kamudan uzaklaştırılan herkes suçludur diye bir durum yok. Bu bir idari tasarruf. Adli tasarruf değil.”

Öncelikle fişleme listelerine adları eklenen 150 bin insanın, hangi gerekçelerle ve somut delillerle işlerinden atıldı sorusunun cevaplanması gerekiyor… Bu insanların suçu neydi?

Bekir Bozdağ’ın yukarıda aktarılan açıklamasına göre suçları yoktu, idari bir tasarruftu yapılan…

Uydurulmuş bir terör örgütüne ‘irtibat ve iltisaklı’ oldukları iddiasıyla on binlerce insan kamudan ihraç edildi. ‘İrtibat ve iltisak’ gibi hukukta karşılığı olmayan kavramlar (suçlar) uyduruldu.

TERÖR SUÇUNUN ‘YASAL’ UNSURLARI NELER?

İkinci soru(n) ise insanların hiç bir somut delil gösterilmeksizin ‘terörden’ yargılanmaları. Bu suçlamaların ‘yasal unsurları’ neler? Yasal bir bankaya para yatırmak ya da sendikaya üye olmak nasıl terör suçu olabilir? Bir gazeteye abone olmak veya çocuğunu MEB’e bağlı bir özel okula göndermek ‘terör örgütü üyesi’ suçlamasıyla yargılanmak için yeterli bir delil midir?

HUKUKSUZ KARARLAR DA ORTADAN KALDIRILMALI

İnsan hakları hukukçusu Avukat Dr. Gökhan Güneş, “Yasal unsurları gerçekleşmeden yapılan ceza yargılamalarındaki hükümler ortadan kaldırılmadan KHK meselesinin çözümü de mümkün değildir ve KHK’lar iptal edilse bile, insanlar kamu görevlerine yine dönemeyeceklerdir.” diyor.

Üçüncü sorun ise ‘yargının’ bağımsızlığı ve mahkemelerin güvenilirliği… Özellikle muhalefet kanadı beraat edenlerin, takipsizlik alanların ve haklarında soruşturma açılmayanların göreve iadesini savunuyor.

Peki ya diğerleri?

Bankaya para yatırdığı için ‘terör örgütü üyeliği’nden ceza alan KHK’lılar ne olacak? Ya da sendikaya üye olduğu için, haklarında ‘terör’den hüküm verilenler?

MUHALEFETE SORMAK LAZIM; TÜRKİYE’DE YARGI BAĞIMSIZ MI?

KHK’lı hakim Saim Nergiz tam da bu noktada şunları söylüyor: “Temel sorun şudur: Türkiye toplumunun önemli bir kısmı ve muhalefetin istisnasız tamamı, Türkiye’de yargının ‘bağımsız ve tarafsız olmadığını’ kabul ederken, tam da bu yargının KHK ile ihraç olmuş ve örgüt üyeliği ile yargılanan kişiler hakkında verdiği kararları doğru buluyorlar. Bu nedenle, tüm siyasetçilere sorulması gereken ilk soru: “Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsız mı? Kararlarına güveniyor musunuz?”

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin