Keskin sirke Muharrem küpünü çatlatacak

YORUM | M. AHMET KARABAY

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, dört adaydan en güçlü üçüncüsü. Hangi partilerden oy aldığını yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Bu sonuçlara bakıp da sevinecek olan muhalefet partisi mensuplarının gözden kaçırdığı basit bir matematik hesabı var. 

En başta şunu belirteyim, başlıkta Muharrem İnce’nin ön adını küçümseme ya da aşağılama gibi bir yaklaşımla kullanmadığımı belirtmek isterim. Kemal Kılıçdaroğlu gibi İnce de konuşmalarında kendi ön adını sıklıkla kullanıyor.

Muharrem İnce’yi, siyasetçi olarak uzun yıllardır takip ediyorum. “Yakından” denebilecek kadar da farklı program ve ortamlarda tanıma fırsatım oldu. İkili sohbetlerde, ekranda ve meydanda göründüğünden hayli farklı. 

Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül gibi CHP’nin içinde doğup büyüyen birisi. Zaten kendisi de farklı vesilelerle bunu dile getiriyor. Geçmişte parti içinde liderlik yarışına girdi. Maalesef, bu süreçte şık olmayan yaklaşımlara maruz kaldı. 

İnce’nin kadınlarla olduğu iddia edilen ilişkileri ve muhatabını alt etmek için galiz küfürlü sözlerle konuşması, bizim toplumumuzda bir kusur olarak görünmüyor. Tıpkı hırsızlık gibi. 

Toplumun büyük bir kesimi, bu özellikleri bir siyasetçide gördüğünde, kendi yapamadıklarını onun yapmış olmasının verdiği bir tür haz yaşıyor. Bu hırsızlık için de böyle, evlilik dışı ilişkileri için de…

Muhalif kesim, Muharrem İnce’yi eleştirirken, “Kim bilir iktidarın elinde hangi görüntüler var” tarzında yaklaşımlar sergiliyor. İnce’nin bundan dolayı iktidarın maşası olarak kullanılmayı kabul ettiğine inanıyor.

Bu toplumu tanıyanlar, yöneltilen suçlamaların Muharrem İnce’nin oylarını etkilemeyeceğini iyi bilirler. 

MUHARREM İNCE’YE KİMLER OY VERİYOR?

Peki Muharrem İnce’nin oylarını neler etkileyecek?

Metropoll Araştırma, Nisan ayı kamuoyu araştırma raporu önemli bilgiler içeriyor. İnce’ye hangi partilerden oy gittiğine ilişkin bir araştırma bu. 

Bugün Muharrem İnce’ye oy vereceğini söyleyenlerin partilere göre dağılımına baktığımızda en çok oyun sanıldığı gibi CHP’den değil AK Parti’den gittiğini gösteriyor.  

AK Parti   : 21,1
CHP   : 17,8
MHP        : 14,7
İYİ Parti   : 13,4
HDP         :   4,0
Diğer       :   0,4
Cevapsız :  3,3
24 Haziran’da sandığa gitmeyenler  :    7,6
24 Haziran’da yaşı tutmayanlar         : 17,7

Bu tabloya göre Muharrem İnce’ye CHP’den çok AK Parti’den oy kayıyor. Buna bakan CHP’liler, “Bizden daha çok AKP’den oy gidiyor” diyerek derin bir oh çekerlerse büyük hata yaparlar. 

Şunu unutmayın. Cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 oy gerekiyor. Muharrem İnce’nin ya da öteki aday Sinan Oğan’ın toplamda yüzde 5 dolayında oy alması halinde seçim ikinci tura kalmış olacak. 

Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu ile Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan arasındaki oy farkı yüzde 2-3’lerde iken muhalefet tarafında oyların ikinci ya da üçüncü adaya gitmesi, işin ikinci tura kalması sonucunu doğuracak.

ÜÇ İHTİMALDE DE İNCE SUÇLANMIŞ OLACAK

Ata İttifakı’nın adayı Sinan Oğan yüzde 1 ya da yüzde 2 oy alabilir. Muharrem İnce’nin oylarının yüzde 10’ların üzerine olduğunu gösterenler çok yanıldıklarını görecekler. (AREA Araştırma, İnce’nin yüzde 13 oy alacağı öngörüsünde bulunmuştu) Kendisinin yüzde 30 oy alacağını öne sürmesinin bir anlamı yok.

İnce, yüzde 30 dolayında oy alacağına inanmayacak kadar zeka sahibi. O tür açıklamaları inanmaktan çok, seçmeni kendisine inandırmak için söylüyor. İnce’ye göre ikinci tura Kılıçdaroğlu değil, Erdoğan ile kendisi kalacak.

Bu ifadeler, bölücülük görevini hakkıyla yerine getirmek için sarf edilmiş sözlerden öte bir anlam taşımıyor. 

Şimdi gelin birlikte neler olacağına bakalım. Bir defa Kemal Kılıçdaroğlu’nun başına bir şey gelmemesi halinde Muharrem İnce’nin ikinci tura kalması mümkün değil. Bu şıkkı bir kenara bırakalım. 

Geriye üç şık kalıyor. Gelin onlara bakalım.

👇 İlk tur: Kılıçdaroğlu ilk turda seçilirse, İnce, etkisiz eleman konumuna düşecek.
👇 İkinci tur: Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda seçilmesi halinde, İnce kolay işi zora sokmakla suçlanacak.
👇 Seçilemezse: Böyle bir ihtimal ortaya çıkarsa, İnce, muhalif kesimde Erdoğan’a seçimi kazandıran hain sayılacak. 

İnce’nin seçim öncesi adaylıktan çekilme ihtimali var mı? 

Teorik olarak var. 13 Mayıs akşamına kadar böyle bir adım atabilir. Soru “Çekilebilir mi?” diye değil, “İnce çekilir mi?” diye sorulmalı. Bu sorunun cevabı hayır olarak görülüyor. 

Muharrem Bey kalkıp da, “CHP içinde bana karşı yanlışlar yapıldı. Ben bana yapılan yanlışları yapmayacağım. Ben CHP’nin çocuğuyum. Görüyorum ki ben adaylıktan çekilirsem Kemal Bey ipi göğüsleyecek. Onun için üzerime düşen görevi yerine getiriyor ve adaylıktan Kılıçdaroğlu lehine feragat ediyorum” derse cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turda sonuçlanır. 

“Nerede kalmıştık arkadaşlar” diyerek yuvasına dönerse İnce CHP’nin yeni genel başkanlığı yarışında ipi göğüsleyen kişi olur. Dahası, parlamenter sisteme geçildiğinde de yeni dönemin başbakanı olabilir. 

Bunların hepsi uzak ihtimal olarak önümüzde duruyor. 

İNCE, KENDİSİNİ BİTİREN LİDER OLACAK

 

Muharrem İnce, son birkaç gün içerisinde Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programına, ardından Candaş Tolga Işık’ın YouTube kanalına, en son olarak da Oğuzhan Uğur’un Babala TV’deki programına çıktı. 

Hemen hepsinde İnce’nin ortaya çıkan özelliği şu: Ortada parti, sağlıklı işleyen bir örgüt ve daha önemlisi bir kadro yok. Bütün bu yoklara karşılık tek bir şey var: Muharrem İnce. Ağzı laf yapan, polemiği bilen ve iktidar tarafından desteklendiği anlaşılan… 

Kolaylıkla dün söylediklerini bugün yok sayan, dün doğru bulduğunu bugün yanlışlayan bir lider. İnce, 2018’deki adaylığı sırasında kuracağı hükümette “CHP’liler, MHP’liler, İYİ Partililer, HDP’liler ve AK Partililer olacak. 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım” diyordu. 

Aynı İnce, 2023 adaylığı sırasında Kılıçdaroğlu’na İYİ Parti’ye, Saadet, DEVA ve Gelecek partisiyle HDP’ye bakanlık verecek diye suçlama yöneltiyor.

 

Katıldığı programlarda giriştiği polemik insanları etkiliyor. Ama önümüzdeki bir aylık süre içerisinde insanlar daha sağlıklı muhakeme yapma imkânı bulacak. 

İnce’yi en çok yıpratacak olan şey, üstenci bakışı. Muhatabını küçümsemesi. Babala TV’de programa soru sormak üzere katılan bir genç kız tam da bu noktaya dikkat çekiyor. Sorulara sinirlenmesi üzerine, “Biz zaten 21 yıldır bize bu şekilde davranılmasından bıktık” karşılığını verdi.

İktidar destekli İnce yandaşları, ilk soruyu soran Avukat Kemal Uçar’ın Gülen Cemaatine yakınlığından tutuklanıp serbest bırakılmış olmasından dolayı dikkatleri başka tarafa yönlendirmeye çalışıyor. 

Konuyu değiştirme çabası işin farklı bir yönü. Esas üzerinde durulması gereken, İnce’nin muhatabına yaklaşımı, işine gelmeyeni yaftalamaya çalışması. Dikkatlerin sorunun ne olduğundan, kimin sorduğuna yönlendirilip saptırılmak istenmesi. 

 

Genç kızın dediği gibi bu kadar öfkeli ve üstenci olan bir lider iktidara geldiğinde neler yapmaz siz düşünün. 

Muharrem İnce’nin Memleket’i ince ince dökülüyor. 

Keskin sirkenin küpüne zarar vermesi gibi İnce de kendi sonunu hazırlıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Toplumu farklı tanıyoruz.
    “İnce’nin kadınlarla olduğu iddia edilen ilişkileri ve muhatabını alt etmek için galiz küfürlü sözlerle konuşması, bizim toplumumuzda bir kusur olarak görünmüyor. Tıpkı hırsızlık gibi” iddianızda samimi misiniz?
    Hadi İnce’nin kendi eşi dışında bir kadınla öpüşmesini getirin ekrana. Görün bakın ne oluyor.
    Ya da “galiz küfürlü konuşmalarını” getirin ve ébuna mı oy vereceksiniz? Türkiye’nin başına bu adam mı geçmeli?” diye sorun bakalım.
    Toplumumuz bunların söylentisine “inanmayabilir” (hadi canım! yok öyle şey! çamur atıyorlar! montaj bunlar montaj’ vb), “kılıf bulabilir” (ya bir defalık bir şey! ağzından kaçmış! o da haketmiş ama! hırsızlık değil humus o humus, kafir ABD’nin İran ambargosunu delmek için bir Azeri Türkü ile işbirliği yapıp Türkiye’ye para getirilmiş! Yolsuzluk hırsızlık değildir! vb) ama kadınlarla gayrı meşru ilişki, galiz küfürlü konuşmaların -hatta bunu yapanlar tarafından da- kusur olarak görülmediğini düşünmüyorum.

    • Bence siz, konuştuğu her iki cümleden birisi küfür içeren insanlarla bir arada yaşamamışsınız, evlenmeden önce zina etmeyenleri erkekten saymayan kişilerin bulunduğu ortamlarda yaşamak zorunda kalmamışsınız. Steril bir ortamda yaşamışsınız. Toplumun bu yönünü tanımıyorsunuz.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin