YORUM | BÜLENT KORUCU
Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın hobileri arasında olur olmaz yerde halkın kafasına çay fırlatmak var. Seçim mitingleriyle başlattığı geleneği en münasebetsiz zamanlarda sürdürüyor. Bir araya gelmiş üç-beş kişi gördüğünde dayanamıyor, çaylıyor. Elazığ’da depremzedelere, geçinemiyoruz diyen minibüs esnafına, Rize’de selzedelere ve müthiş finalle Marmaris’te yangında evi barkı yanmaya devam edenlere ‘keyif çayı’ attı. Otobüsün üstündeki cazgırı da utanmış olacak bu sefer ‘keyif çayı’ vurgusu yapmadı; hatta koruma müdürü Muhsin Köse çayları getirirken duraksadı. Her şey bir yana Mehmet Metiner bile bu nobranlığı eleştirdi.
Gerçeklikten kopmuş, paralel evrende yaşayan biri yönetiyor Türkiye’yi. Erdoğan pilot olsa kimse uçağına binmezdi herhalde. Düşünsenize uçak içinde yangın var ve pilot, kabin ekibine çay dağıtma emri verdiğini anons ediyor. Yolcular kokpiti basar herhalde. Olayın insani boyutu öylesine baskın ki ticari boyutu gölgede kalıyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Çayın tedarikçisi şirkete dair haberler yer aldı ancak daha ileri gidilmedi. Oysa iki yılda dağıtılmak üzere 180 ton ürün alınan şirket Erdoğan’ın gözdelerinden biri: Orçay. Devletin elinde, Varlık Fonu eliyle işlettiği Çaykur var ve yılda 547 milyon lira zarar açıklıyor. Böylesine yaygın ve fazla tüketime rağmen zarar ettirilen kurumu 180 ton elbette kurtarmaz. Ancak bunların sembolik değeri vardır. Sen kendi türbene çaput bağlamazsan kimse bağlamaz!
Üreticiyi canından bezdiren ve zarar etmesine yol açan şeytan üçgeninin en önemli ayaklarından biri Çaykur ise diğeri de Orçay ve onun sahipleri. Rize Ticaret Borsası Başkanı olan Mehmet Erdoğan aynı zamanda Orçay’ın sahibi. Cumhurbaşkanıyla aynı soyadı taşıyan köylüsü, komşusu bir aile Erdoğanlar… Siyaset, ticaret, inşaat… ne ararsan var ve hepsinde de imtiyazlı konumdalar. Gelin Asuman Erdoğan, yıllardır AKP Genel Merkez’de görevler üstlenmiş biri, aynı zamanda milletvekili. Eşi Fatih Erdoğan Pasifik İnşaat şirketiyle kamuoyunda tanındı. Rant ekonomisinden öyle büyük parçalar götürüyorlar ki, çayı bırakın satmayı, üste para bile vermeleri lazım. Kayın birader Mehmet Erdoğan ise Çaykur’u sollayarak ‘devletin çaycısı’ olmayı başardı.
Aileyi ülke gündemine yeniden Sedat Peker sokmuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun akrabası ve kasası olarak anlattığı Sadık Soylu’dan söz ederken Next Level binasına dikkatleri çekmişti. Ankara’nın en pahalı rezidans ve ofislerinin yer aldığı binanın hikayesi baştan sona şaibelerle dolu. Trafik Vakfı’na ait bir arsa iken imarının yeşil alandan sağlık tesisi olarak değiştirilmesi talep ediliyor. Melih Gökçek’in yönettiği Büyükşehir Belediyesi ‘trafik yoğunluğu’ bahanesiyle bu izni vermiyor.
Çaresiz TOKİ’ye satılan arsanın kısa sürede ‘trafik sorunu’ halloluyor ve imara açılıyor. Ve esas oğlan Fatih Erdoğan sahnede; gelir ortaklığı formülüyle, arazi Pasifik İnşaat’a veriliyor. Fatih Erdoğan’ın röportajlarda kendi zikrettiği rakamlarla 1.5 milyar liralık projeden TOKİ’ye sadece 147 milyon ödeniyor. Anlaşma yüzde 30 diyorken bu rakam komik kaçıyor. CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine verilen cevapta, projenin 354 milyon liraya ihaleye çıktığı belirtilerek söz konusu çelişki savunuluyor. Oysa sadece AVM bölümü Ziraat Bankası’na 412 milyon liraya satılıyor. Daha doğrusu borçlara karşılık devrediliyor.
Pek çok yandaş semirtme operasyonunda olduğu gibi burada da kamu bankalarından alınan kredilerle inşaat yapılıyor. Sonra borca mahsuben AVM kısmı devrediliyor. Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak misali. Kamu arazisi, kamu parası; zarar kamu bankasına, kar yandaşa…
Çiftçi için kurulan Ziraat Bankası yine Peker tarafından Demirören Grubu’na verdiği batık kredilerle gündeme getirilmişti.
Konu AVM olunca ben başka bir batık krediyi hatırlatayım; İstanbul Bayrampaşa’da kısa sürede iflas eden Ora AVM’de de bankanın yaklaşık 1,7 milyar lirası battı.
Açılış kurdelasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kestiği Next Level’de ofis ve rezidans almak için kuyruklar oluşmuş, ederinden yüksek fiyatlarla satılmış, kiralanmıştı. Kartvizitinde adres olarak burayı yazmak devletten ihale almanın ön şartı gibi algılanıyordu. İyi para kaldırdılar anlayacağınız.
Erdoğan’ın fırlattığı keyif çaylarını içerken gözlerinizi kapatıp Next Level’ı düşünün ve birkaç tuğlayla dahi olsa ortak olduğunuzu hayal edin. Nasıl keyfiniz tavan yaptı değil mi? Hadi yine iyisiniz, iyisiniz…