YORUM | TARIK TOROS
Alıştık artık.
Edirne’den öteye geçmemiş insanlar okyanus ötesi hakkında yorum yapıyor.
**
Venezüella:
İnsanların, ülkenin ne siyasi geçmişi hakkında bir fikirleri var, ne de şu son 8-10 senedir yaşananlara dair bilgisi.
Ülkenin nüfusunu bile söyleyemeyecek tipler, mangalda kül bırakmıyor.
**
Ülke diktayla yönetiliyor.
İdeolojisini merak ediyorsanız uygulamaya bakacaksınız, söyleme değil.
Önceki diktatör ölmüş, ardından gelen aynı yetkilerle başa geçmiş.
Kaynakları har vurup harman savurmuşlar.
Parayı önce Lehman Brothers’ta batırmışlar.
Elde avuçta kalmayınca petrol rezervlerini Çin’e ipotek etmişler.
Üretim yok, istihdam hak getire.
Halkın yarıdan çoğu açlık sınırında.
**
Şu sorunun cevabından kaçılıyor:
Bir ülkenin başındaki kişi her yeri tutmuş, kafasını kaldırana çöküyorsa…
Hak hukuk rafa kalkmışsa…
On binlerce muhalif hapisteyse…
Karneye bağlanmış halk sinmişse…
Medya, propaganda borazanı olmuşsa…
Çıkış nerede?
Kim harekete geçmeli?
Dünya sessiz ve yaptırımsız mı kalmalı..?
**
Muhalefet, parlamento seçimlerini kazandığı halde by-pass edilmiş.
Avrupa’ya, ABD’ye yollamışlar, durumlarını şikayet etmişler.
İçeride çare tükenmiş çünkü.
**
Yaygın görüş, ittifak halinde kabul ediyor:
Ülkedeki seçimlerin meşruiyeti yok.
Deniyor ki, “iktidarla muhalefet diyalog kursun, ülkedeki siyasi ve ekonomik kaosun nasıl dindirileceğine birlikte çözüm arasınlar.”
Güzel de… Pratikte mümkün mü bu..?
**
Elbette ABD başta, dünya ülkelerinin gidişata açıktan müdahale etmesi sevimli değil.
Bunu, demokrasi için yapmadıkları da kesin.
Rusya’nın Kırım’da…
Çin’in Doğu Türkistan’da…
Suudi Arabistan’ın Yemen’de yaptıklarına aynı Batı sesini çıkarmıyor.
Demek ki mesele insan hakları değil, tümüyle ekonomik.
**
Ankara’nın Venezüella tedirginliğinin tek nedeni ise, aynısının Türkiye’nin de başına gelebileceği ihtimali.
Venezüella kendi söküğünü dikemediği için bunları yaşıyor.
Bir farkla:
Venezüella muhalefeti, parlamentonun kızağa çekilmesini hazmetmedi, başkanlık seçimlerine girmedi, mevcut diktatör Maduro’yu tanımadı. Dünyayı da ikna etti.
Türkiye’de ise muhalefet, açık seçim adaletsizliklerine, hile ve manipülasyonlarına rağmen oyunun içinde kaldı ve kalmaya da kararlı.
**
Türkiye’de muhalifler bırakın muhalefet etmeyi, nefes alamıyor.
Ne çare, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki oylamada CHP’li ve İYİ Partili üyeler “ülkede muhalefet etme sorunu yok” dediler.
Onun için “iktidarın muhalefet aparatı” deyince kızmasınlar.
**
Türkiye kendi söküğünü dikebilirdi.
Bu dinamizmi ve potansiyeli vardı.
Heba etti.
Çatı herkesin başına çökecek.
Dünya da seyredecek.
Sayın Toros,
“Batı Rusya’nın Kırım’ı ilhakına ses çıkarmadı” iddianız doğru değil. En çok itiraz etmesi gereken Türkiye’den çok daha fazla tepki gösterdiler ve hala Rusya’ya ambargo uyguluyorlar. Türkiye ise bu ambargoyu delmekle meşgul.