YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN
Gelenektir…
Yeni yılın ilk yazısında bir önceki yılı değerlendirmek, yeni yıla yönelik projeksiyonlar yapmak gerekir.
Böylece ‘neredeyiz’ ve ‘nereye gidiyoruz’ görmek mümkün olur.
2018’de hatırlamak istemediğimiz, ‘keşke hiç yaşanmasaydı’ dediğimiz çok şey oldu.
Hem Türkiye hem dünya çalkantılı bir yıl yaşadı. Krizler birbirini izledi.
Maalesef yeni yıl da öyle olacak gibi. Hem Türkiye hem ABD açısından ‘son dakika’sı bol bir yıl bizi bekliyor.
BEYAZ SARAY’DA KAOS BİTMİYOR
Washington yeni yıla krizle ve karamsar bir havayla girdi. Herşeyden önce Beyaz Saray’da kaos var.
Trump kabinesinde yaprak dökümü durdurulamıyor. Son olarak ‘Durum Odası’ndaki son yetişkin’ olarak tanımlanan Savunma Bakanı Mattis istifa etti.
Böylece istifa eden ya da kovulan üst düzey yönetici sayısı 41 oldu.
Ara kademe yöneticileri de eklerseniz elliden fazla isim Trump yönetiminden ayrıldı. Başkan Trump’ın mevcut yönetim anlayışına bakılırsa istifaların arkası kesilmeyecek.
Hal böyle olunca da ‘kritik kararların nasıl alınacağına dair’ endişeler büyüyor. Mesela Amerika için stratejik öneme sahip Suriye ve Afganistan’a yönelik politikalar şok etkisi yaptı.
Trump sürpriz bir kararla Suriye’den çekileceklerini açıkladı.
Karar tam anlamıyla şok etkisi yaptı, çünkü Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton ve Savunma Bakanı Mattis dahil tüm yönetim bırakın Suriye’den çekilmeyi, asker sayısını arttırmayı savunuyordu.
Sıkı Trump destekçisi olan Cumhuriyetçiler bile başkanın bu kararına tepkili.
Gerçi 2018’in son günü Cumhuriyetçi Senatör Graham çekilmenin yavaşlatılacağı yönünde açıklamalarda bulundu ama belirsizlik halen sürüyor.
WASHINGTON’DA TEK PARTİ DEVRİ BİTTİ
Malum olduğu üzere Kasım ayında yapılan ara seçimlerle Demokratlar Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirdi. Cumhuriyetçilerin hem Senato hem Temsilciler Meclisi çoğunluğu sona erdi.
Bu sonuç ile Washington’da tek parti iktidarı da bitti.
Yeni Kongre önümüzdeki günlerde göreve başlayacak. Özellikle soruşturma komisyonlarının Demokrat ağırlıkta olması Trump için kabus demek. 2018’in son günlerinde yaşanan ve federal hükümetin kepenk kapatmasına yol açan duvar krizi gösteriyor ki Trump’ın Demokratlarla anlaşması çok zor.
Rusya soruşturması nedeniyle hayli zor günler yaşayan Başkan Trump, Kongre’den gelen salvolarla da uğraşmak zorunda. Teknik olarak çok kolay değil ama Trump’ın azil süreci bile başlatılabilir.
Senato çoğunluğu Cumhuriyetçilerde olduğu için azil kolay değil ama Trump’ın elini kolunu bağlayabilir bu süreç.
Öte yandan Trump’ın yakın çalışma ekibinden isimlerin de itirafçı olarak özel yetkili savcı Mueller ile çalıştıklarını da unutmamak lazım. Başkan Trump’ın her şeyden önce bu soruşturmalarla ilgilenmesi gerekiyor ki, bu soruşturmanın da bir kaç ay içinde sonuçlanması bekleniyor.
Yani Trump dört bir yandan baskı altında.
2020 YARIŞI ÇOKTAN BAŞLADI
2019’a dair prejeksiyonlarda gözardı edilmemesi gereken bir diğer kritik faktör 2020 seçimleri.
Bir çok uzman Trump’ın bir mi yoksa iki dönem mi başkan olabileceğinin bu yıl yaşanacaklarla netleşeceği görüşünde.
Soruşturmalar yüzünden köşeye sıkışan Trump’ın seçimlere giderken daha popülist politikalar izlemesi sürpriz olmayacak.
Brezilya’dan Doğu Avrupa’ya, dünya çapında popülist-milliyetçi liderlerin yükselişte olduğu düşünülürse Trump’ın popülist politikalarının neden olacağı yıkım daha da endişe verici hale geliyor.
Bir yandan Mueller soruşturmaları bir yandan Kongre’nin baskısı nedeniyle köşeye sıkışan Trump gündemi değiştirmek için daha radikal kararlar alacak. Ayağını gazdan çekmeyecek demektir ki bu da tüm dünyayı etkileyecek gelişmelere yol açacaktır.
Ayrıca Twitter’da daha fazla zaman geçirecek.
TÜRKİYE İLE BALAYI SÜRECEK Mİ?
2018 Türkiye ABD ilişkileri açısından inişli çıkışlı bir yıl oldu.
Bir önceki yıla oranla Erdoğan ve AKP hükümetini memnun eden gelişmeler yaşansa da 2019’a dair belirsizlik büyük.
Zira başta Reza Zarrab ve Halkbank eksenli soruşturmaların iddianameye dönüşmesi bekleniyor. Hakan Atilla yargılaması sırasında ortaya çıkan deliller, ifadeler gösteriyor ki Erdoğan bu ‘network’ün merkezinde.
Trump’ın ilk ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn’in savcı Mueller ile anlaşması da Erdoğan ile Trump arasındaki balayını bitirebilir.
Unutmamak gerekiyor ki aralarında Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın da bulunduğu toplam 5 bakan ABD’de iddianame konusu.
Erdoğan’ın söz konusu soruşturmalardan kurtulmak için ‘herşeyi’ yaptığını da unutmamak gerekir.
Rahip Brunson’ın serbest kalması ilişkileri bir nebze olsun yumuşattı ama hala tutuklu çok sayıda ABD’li var Türkiye’de.
Şimdilik dondurulmuş görünse de S-400 ve F-35 anlaşmazlıkları mayınlı saha gibi. Türkiye ‘hem S-400 hem Patriot alırız’ diyor ama bu kararın ne kadar uygulanabilir olduğu meçhul.
Eğer Türkiye S-400 füze savunma sisteminde ısrarcı olursa Türkiye ile ABD arasında büyük bir kriz kaçınılmaz demektir. S-400’lerden vazgeçildiğinde ise Moskova ile yaşanacak sorunlar da unutulmamalı.
Suriye’den çekilme ile ilgili belirsizlikler de cabası.
Özellikle ABD medyası ve kamuoyunda Türkiye’nin IŞİD ile mücadele edip etmeyeceği konusunda büyük şüphe var.
Dahası Washington’da Erdoğan’ın Trump’tan başka dostu yok.
Özetle ABD’nin kendi iç kavgaları, Trump’ın öngörülemez politikaları ve Türkiye ile ABD arasında biriken sorunlar göz önüne alındığında 2019 kolay bir yıl olmayacak.
http://www.independent.com.mt/articles/2017-08-05/local-news/Netflix-s-Shooter-features-Maltese-IIP-suicide-bomber-terrorists-6736177459
Netflix deki dizide Malta pasaportlu Turk teroristlerden bahsediliyor. Gidisat kotu…