Ana Sayfa HABER Kayyım şoku: Devlet aklı mı, alçaklık mı?

Kayyım şoku: Devlet aklı mı, alçaklık mı?

TARIK TOROS | YORUM

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla  tutuklanıp yerine kayyım atanması, ince planlanmış organize bir rejim projesidir. Şifre çözmeye mahal yoktur. 24 saat içinde peş peşe şunlar oldu:

  1. Esenyurt özellikle seçilerek son yerel seçimde CHP ve DEM Parti arasında tesis edilen “kent uzlaşısı” hedeflendi.
  2. Üçe bölünmüş CHP liderliğinin tepkisizliği ile yol ayrımı körüklendi.
  3. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasındaki çekişme iyice görünür oldu.
  4. Ekrem İmamoğlu’na altı boş ‘ahmak davası’ ile değil ‘terörden’ yürüyecekleri kesinleşti.
  5. Durumdan rahatsız Mansur Yavaş’ın CHP’den kopuş süreci hızlandı.
  6. CHP’nin, stratejisi olmayan, ortak tutum alamaz bir parti olduğu inancı pekişti.

***

31 Mart yerel seçiminin hemen ertesinden itibaren CHP’deki zafer sevinci yerini 2019’dan bu yana cumhurbaşkanı adaylığında rakip olan İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları İmamoğlu ve Yavaş arasındaki güç çekişmesine bıraktı.

Genel Başkan Özgür Özel, bu gerilimi fırsata çevirip kendine yer açmaya çalıştı. Çapsızlığı, CHP’yi hedefsiz ve parçalı bir duruma sürükledi.

İktidar neden bu kadar acele etti bilinmez ama Esenyurt operasyonu ile CHP’nin ipliğini adeta pazara döktü. Özgür Özel, Ankara’daki programlarını iptal etmeyi düşünmedi. İstinafta bekleyen davası yüzünden siyasi yasak tedirginliği yaşayan Ekrem İmamoğlu, güçlü tepki veremedi. Son seçimde Ankara’yı yüzde 60’la alan Mansur Yavaş ise sessizliğe büründü. Operasyondan 28 saat sonra attığı “tweet”te, “Hiç kimse suç işleme özgürlüğüne sahip değildir.” gibi bir cümlesi var ki, “Ne lüzum duyduysa!” dedirtiyor.

***

CHP ve DEM Parti, son yerel seçimde “kent uzlaşısı” yapmıştı. Esenyurt, işbirliğinin örnek seçim bölgelerinden biriydi. Aday olarak seçilen isim Ahmet Özer, iki parti arasındaki köprü danışmanlardan biriydi. Gelgelelim Ekrem İmamoğlu, yanlış notaya basıyor ve elbette bunun farkında: “Çözüm süreci zamanında barışa katkı sunacak kişiler arasında yer alabilir diye düşünüldüğü için Ahmet Özer’i ‘terörist’ kabul edeceksek süreci başlatan kamu görevlilerini ne yapacağız?”

***

İmamoğlu’na kendi lafıyla cevap verelim: Bunu söylemenin zamanı geçti. Millet biliyor zaten. T24’teki bir sokak röportajından yaşlıca bir kadın iki cümlede anlatıyor bunu: “Madem biliyorlardı neden seçtirip sonra da elimizden aldılar. Kandırılmışlar mı, hep mi kandırılıyorlar.”

***

Esenyurt’a kayyım, CHP ve DEM Parti arasındaki stratejik seçim ittifakına darbedir. İki amacı var:

  1. Ekrem İmamoğlu’na “ahmak davası”ndan değil, “terörle iltisaktan” işlem yapmak (tutuklanan başkan Ahmet Özer, eski danışmanı). Böylelikle mağduriyetine destek verecekleri ürkütüp ondan uzaklaştırmak.
  2. Mansur Yavaş gibi “kent uzlaşısı”na tepkili bir isme “Bana müsaade!” demek için fırsat tanımak. Yavaş, Devlet Bahçeli’nin son “Öcalan çıkışını” açık dille eleştiren, sonraki seçimde cumhurbaşkanı adayı olduğunu saklamayan bir figür.

***

Peki şimdi ne olacak?

Eğer CHP güçlü bir strateji belirlemezse, parti içi çekişmelerle daha da güçsüzleşecek. Kapsamlı bir yol haritasına ve etkili eylem planına ihtiyacı var.

CHP genel başkanlık katı, “seçime kadar Erdoğan’ı sıkıştırmama” gizli gündemini satın almıştı, fakat bu Saray’a yetmiyor. Genel Merkez’i afallatan da bu oldu. Özgür Özer liderliğindeki parti tabir yerindeyse, “Ne istedin de vermedik!” modunda.

CHP, Erdoğan ve Bahçeli’nin doğal yollarla (seçimle değil) iktidardan uzaklaşmasını beklemekle “erimeyi durdurmak” arasında kaldı.

Birkaç güne belli olur. Özgür Özel, “normalleşme” siyasetinde bastıracaktır, ilk 24 saatteki cılız tepkisi bunun işareti.

Önceki başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “sine-i millet” dedi. Yani topluca istifa edip parlamentodan çekilmek. Kendi döneminde yapması gerekeni şimdi önermesinin bir ağırlığı yok. Özgür Özel, bu çağrının bir tuzak olduğunu savunarak reddetti.

Tek başına bu bile niyetini gösteriyor. Yanılmıyorsam, iktidar Esenyurt’la başlattığı harekâtı Ekrem İmamoğlu ve çevresi ile sınırlayacak, Özgür Özel de İstanbul’daki kavgayı Ankara’ya sıçratmayan lider olarak pozisyonunu koruyacak. 

***

Partinin, 22 yıllık AKP iktidarının her kritik dönemecinde esirgemediği “koltuk değnekliği” artık sır değil. Eskiden, belediye başkanlık makamının boşalması halinde yeni başkanı belediye meclisi seçiyordu.

“Darbe girişimi” bahanesiyle 15 Ağustos 2016’da çıkarılan OHAL kararnamesi bunu tekrar düzenledi. Başkan, “terörden” işlem görmüşse yerine kayyım atanıyor. Düzenleme sonra TBMM’de kanunlaştı, CHP Anayasa Mahkemesi’ne götürme lüzumu görmedi ve kayyım düzeni kalıcı hale geldi. Kürt belediyeler söz konusu olduğu için sessiz kalınan uygulama, şimdi CHP’yi vurdu.

Özgür Özel’i önemsiyor değilim, sınavı verememiş, kişisel kariyerini ülkenin ve partinin önünde tutan sığ bir karakter.

CHP, çocukça hırslara bırakılmayacak kadar mühim bir kavşaktadır. Gidişat az çok bellidir. Nitekim, parti yönetimini konforlu alanlarından çıkaracak motivasyon yok denecek kadar azdır.

1 YORUM