Ana Sayfa Dünya Katliam umurunda değil; rezil olur muyuz, ona bakıyor!

Katliam umurunda değil; rezil olur muyuz, ona bakıyor!

TARIK TOROS | YORUM

Son yıllarda global siyasette ahlaki sınırlar ortadan kalktı. Herkes herkesle masaya oturuyor; diktatör, otoriter, eli kanlı veya kansız fark etmiyor. Farkında mısınız bilmem:  İran’da yalnızca geçtiğimiz yıl 975 kişi idam edildi; yılın son çeyreğinde günde 5 kişi asılıyordu.

Kimin umurunda?

Ya da şöyle soralım: Türkiye’de idam cezası kalktığı için “bu halimize de şükür” mü demeliyiz?

***

Günlerdir Batı Suriye’de katliam yaşanıyor. Akdeniz’e kıyısı olan Lazkiye ile Tartus’ta Alevilere yönelik saldırıları, Batı medyası ilk günlerde görmezden geldi. “Rejim güçleri ile Esad yanlısı güçler arasında çatışma” diye verdiler; sonra baktılar ki mızrak çuvala sığmıyor, dili değiştirdiler.

Şam’da fiilen yönetime hakim olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı grupların oluşturduğu silahlı birlikler, Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerdeki birçok sivili öldürdü. Her şey, 6 Mart’ta ‘Beit Ana’ köyünde bir şüphelinin rejim güçlerine teslim edilmemesi üzerine başladı.

***

Bölgeden işkence ve infazlara dair gelen görüntüler dehşet verici. Bağımsız gazeteciler ve araştırmacılar tarafından teyit edilmiş ve bizzat rejim güçleri tarafından çekilen ve paylaşılan görüntüler bunlar. BBC doğrulama servisi, Lazkiye’de bir cesedin arabaya bağlanarak sürüklendiğini gösteren iki videoyu teyit etti mesela.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Fransız haber ajansı AFP ve Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) gün geçtikçe artan rakamlarla bilançoyu ortaya koydular: Kadın, çocuk ve yaşlılar dahil yüzlerce sivil ölüm!

***

Alevi katliamlarının sorumlusu HTŞ’nin Şam’da oturan liderine atfen, “Kravat takınca insan olmuyorsun!” gibi yorumlar okudum. Mesele kravatsa, Netanyahu, Sisi gibi Ortadoğu liderleriyle başlayalım isterseniz?

Liderlerin koşullara göre kostüm değiştirmesinin önemi yok.

Ortadoğu, binlerce yıldır “kendinden olmayanın öldürülmesini hak sayan” dinlerin, bitmek bilmeyen kanlı mücadelelerinin merkezi. Şam lideri hangi nedenlerle katilse Tel Aviv’deki de aynı nedenlerle katil. Fark yok!

Batı’nın birine vurup öbürünü kollaması da büyük riyakarlık ve ikiyüzlülük.

***

Dönelim Ankara’ya… Hemen burnunun dibindeki bu katliama tepki vermedi. İki ana nedeni var:

-Birincisi, katledilenlerin farklı mezhepten yani Alevi olması. 

-İkincisi, Şam yönetimini tanıyan ve olumluyan ilişki modeli.

Ankara’nın tutumunu göstermesi yönüyle sadece şu bilgi yeterli olacaktır sanırım: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı aramış, rahatsızlığını şöyle iletmiş: “Orada bir Alevi katliamı varmış gibi bir durum, Türkiye’ye zarar verir.”

Devletin iki görevlisinin “devleti sakınma” manasına fikir teatisi olarak bakıp geçebilirsiniz. Gelgelelim; çatışmaların mezhepsel iç savaşa dönüşme riski yüksek.  Sahadaki insani durum giderek kötüleşiyor. Dünya seyrediyor; durumun vahameti büyük!

***

Tepkisizliğinin nedeni, özellikle ABD seçimlerinden sonra henüz yörüngesini belirleyememiş olması. ABD’de ikinci Trump dönemi büyük sürprizlerle başladı; Trump günlük kararlarla ülkeyi yönetirken, Beyaz Saray’ın ciddiyetini ortadan kaldırdı. Kanada ve Meksika’ya uyguladığı tarifeleri, iki kere erteledi.

Bu öngörüsüzlük ve belirsizlik her defasında küresel piyasaları alt üst ederken, Amerikan yüzyılını fiilen sona erdirdi. Bundan sonra dünya düzeni geri dönülmez şekilde değişecek. Bu, rastgele bir gelişme değil; Trump’ı destekleyen sermaye gruplarının bilinçli tercihi.

Kısa vadede istikrarlı bir çözüm beklenmemeli; kaotik bir döneme girdik ve taşların nasıl yerine oturacağını kestirmek zor. Sovyetlerin çöküşünden bu yana en büyük jeopolitik kırılmayı yaşıyoruz.

Baskıya uğradığı-sıkıştırıldığı zaman Trump’ın nasıl tepki verdiğini -Ukrayna lideri Zelensky’yi kabulünde- dünya gördü.

***

Türkiye ise, yakın dönemde yaşanan iki büyük kırılmada yönünü Batı ittifakı biçiminde belirledi. İlki Suriye’deki rejim değişikliği, ikincisi Ukrayna konusu oldu.

Erdoğan, belirgin biçimde Moskova ile arasına mesafe koydu. Trump’tan çekiniyor, onu ürkütmemeye özen gösteriyor, buna karşın özellikle Ukrayna kırılmasında Avrupa masasında kendine koltuk ayarlamaya çalışıyor. Müttefik ve destek arayışındaki Avrupa da bunu karşılıksız bırakmıyor.

Umudu yitirmeyelim lakin gelişmeler kaygı verici; yakın vadede barışın ve huzurun önünde hayli engebeli bir rota var.

HENÜZ YORUM YOK