Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin konuştu. Zincir market tartışmaları üzerinden AKP’ye yüklenen Karamollaoğlu, “Evet, bu ülkenin bir üç harfliler sorunu vardır. O üç harfliler de AKP’dir, MHP’dir ve maalesef RTE’dir. Bu ülkede, zamların da, enflasyonun da, hayat pahalılığının da, yolsuzluğun ve yoksulluğun da tek sorumlusu bizzat Cumhurbaşkanı ve ortaklarıdır.” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin konuştu. Son günlerde yaşanan zincir market krizi üzerinden iktidara yüklendi. Karamollaoğlu’nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle;
İKTİDAR KRİZİ DEĞİL ALGIYI YÖNETMENİN PEŞİNDE
Zaman hızla akıyor, birtakım konular gündeme geliyor, birkaç gün içerisinde bir başka konuyla gündem tekrar değişiyor. Ancak ülkemizin ve insanımızın gerçek problemleri gündemde kalmaya devam ediyor; zira ne yazık ki kalıcı çözümler üretilmiyor.
Gerçek gündemler konuşulmasın diye, her gün bir başka suni gündem üretiliyor ve adeta bir ‘sis bombası’ sürekli olarak gündemin orta yerine bırakılıyor. İşte bu haftanın sis bombası da “marketler zinciri” üzerinden kopartılan fırtına oldu.
Ekonomimiz alev almış, kriz her geçen gün daha da derinleşiyor; ama krizle mücadele etmesi gerekenler, krizi değil algıyı yönetmenin peşinde koşuyor. Siz elektriğe, gaza ardı adına zam yapacaksınız, üretim maliyetlerini üç ayda üç katına çıkaracaksınız. Sonra ekmek fiyatları artınca fırıncıyı, gıda fiyatları artınca marketçiyi suçlayacaksınız…
‘Üç Harfli Marketleri’ fırsatçılık yapmakla itham edeceksiniz… Çok net ifade ediyorum: Bu ülkedeki en büyük fırsatçı, bu iktidarın bizzat kendisidir. Evet, bu ülkenin bir “üç harfliler sorunu” vardır. O üç harfliler de AKP’dir, MHP’dir ve maalesef RTE’dir. Bu ülkede; zamların da, enflasyonun da, hayat pahalılığının da, yolsuzluğun ve yoksulluğun da tek sorumlusu bizzat Cumhurbaşkanı ve ortaklarıdır.
TÜRKİYE HAYAL EDİLEMEZ BİR NOKTAYA GELDİ
Sn. Erdoğan ve ekibi, başkanlık sisteminin ülkemizin tüm problemlerini çözeceğini ve 2023’te bambaşka bir Türkiye oluşacağını iddia ederek, 5 yıl önce bu milletten yetki istemişlerdi. Gerçekten de Türkiye, 5 yıl öncekine göre bambaşka bir noktaya geldi!
5 yıl önce vatandaşlara; “kiralayacak ev bulmakta zorlanacaksınız”, “evinize iki maaş girse de ay sonunu getiremeyeceksiniz”, “dolar 18 lira, enflasyon da %85 olacak” denseydi; herhalde kimse bu söylenenlere inanmazdı. Fakat ne yazık ki bugünün Türkiye’sinde; çocukların açlıktan okul sıralarında baygınlık geçirdiği, büyükşehirlerin merkezlerinde barınmanın çok zorlaştığı, tek maaşla geçinmenin imkansız hale geldiği, iki maaşla geçinmenin de zorlaştığı bir tablo ile karşı karşıyayız.
ERDOĞAN GÖLGE BOKSU YAPMAYA DEVAM EDİYOR
Enflasyondaki artışta; faiz lobilerini, dış güçleri, pandemiyi, stokçuları, Rusya-Ukrayna savaşını sorumlu gösteren iktidar, şimdi de dikkatleri dağıtmak için zincir marketleri gündeme getiriyor. Ekonomi yönetimindeki akıl dışı politikaların üstünü örtmek için ortağı ile birlikte, enflasyonun sebebi olarak zincir marketleri gösteriyor 2010 yılında mahalle arasında bakkal olayı bitmiştir.
Marketler taşlanıyor, çalışanlar belediye ekipleri tarafından azarlanıyor, mafyavari kişilikler yalnızca hükümetin yol açtığı pahalılığı “raflardaki mallara yansıtmak durumunda kalan” iş adamlarına hakaretler yağdırılıyor.
BU İKTİDARIN BECERİKSİZLİĞİ VAHİMDİR
Adı geçen marketlere zaten hiç gitmeyen tuzu kurular, şimdi boykot çağrısı yapıyorlar. İnsanlara “doları boykot edin” çağrısı yapıp, “kendileri dolar istifleyenler” yapıyor tüm bunları. Fakat bilinmelidir ki, bugünkü hayat pahalılığının sebebi üç harfli marketler değil tek adamlı bu yönetim anlayışının çaresizliğidir.
Pahalılığın sebebi zincir marketler değil, MHP’ye prangayla bağlı olan Ak Parti’dir, Cumhur İttifakı’dır; alınan tutarsız kararlar, uygulanan yanlış politikalardır. Daha önce defalarca örnek verdik; enflasyonda, gıda fiyatlarında, enerjide, sefalet endeksinde hep en kötü ülkeler arasındayız.
Bazı verilerde ise dünya birincisiyiz; kötülük noktasında. Eğer iktidarın dediği gibi, tüm bu tablonun sorumlusu birkaç marketse vay geldi halimize! Herkes biliyor ki; ekonomiyi bu kadar kırılgan hale getirdiği için bu iktidar suçludur. Bir başka açıdan, eğer ülkedeki ekonominin bu kadar kötüye gitmesine marketler sebep oluyorsa, ekonomi yönetiminde birkaç marketle baş edemeyen bu iktidarın beceriksizliği daha da vahimdir.
25 KURUŞUN SİYASETİ
İktidar her konuda olduğu gibi bu konuda da halkı yanıltmaya çalışıyor. İktidar, bu marketlerin pahalılığı artırdığını ileri sürüyor. Peki, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerindeki fiyatlar, zincir marketteki fiyatlardan çok mu farklı? Aksine bir kısmı, daha da fazla!
25 kalemlik bir alışveriş sepetinde Tarım Kredi marketlerindeki fiyatlar ile malum marketler arasında yalnızca 25 kuruşluk bir fark var. Sadece “25 kuruşun siyaseti”ni yapıyorlar. Enflasyon maalesef bunu da etkiledi, eskiden olsa 3 kuruşluk siyaset derdik…
Kira fiyatlarında da ev sahiplerini suçlamıştı aynı iktidar. Çözümü de %25 sınır koymakta bulmuştu. Peki devlet kurumları ve vakıflara ait lojmanlardan neden %100’e varan kira artışı isteniyor?
MARKETLERDE FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDECEK
İktidar şimdilerde, başka yeni bir algının hamurunu da şekillendirme çabasında. TÜİK’e göre %85’e varan enflasyon bu ay baz etkisiyle bir miktar düştü gibi gözüküyor. Şimdi önümüzdeki 5 ay boyunca gıda fiyatları %5 artsa bile gıda enflasyonu baz etkisiyle 30 puan düşmüş gibi görünecek.
İktidar %10’lardan %80’lere çıkardığı enflasyonu “bakın şimdi nasıl düşürdük” diye tafra atacak ama marketlerdeki fiyatlar artmaya devam edecek. Zaten herkes biliyor ki, TÜİK rakamları da gerçeği tam olarak yansıtmıyor.