Kaptan paşaların yadigârlarının hâli içler acısı

Osmanlı sultanlarının yaptırdığı bazı çeşmeler zarafetleriyle İstanbul’un önemli meydanlarında arz-ı endam ediyor. Ancak bir zamanlar şehrin baş köşeleri ve meydanlarında misafirlerine su ikram etmiş çeşmelerin çoğu şimdilerde kıyıda köşede kalmış, zamana yenilmiş durumda. Hele bir de kaptan-ı derya çeşmeleri var ki, onların hali hepten vahim. Hayatlarının büyük bir bölümünü denizde geçiren kaptan paşalar, suyu çok sevdiklerinden olsa gerek karaya çıktıklarında da suyla olan ilişkilerini kesmemiş ve özellikle şehr-i İstanbul’u çeşmelerle donatmışlar. Ancak günümüzde kimi Faruk Nafiz’in Çoban Çeşmesi gibi sadece şiirlerde kaldı, kimi semt ve sokak adlarında. Biraz şanslı olanlar yarısı yola gömülmüş, yıkık dökük bir halde. Önemli bir kısmının ise varlığından ancak başka yerlere nakledilen kitabeleri vesilesiyle haberdarız.

Sadece saraylar, hamamlar, şadırvanlar, camiler, sebiller ve büyük konaklara künklerle su getirildiği bu dönemde bütün evlere borularla su getirme imkânı olmadığından halk kullanacağı suyu mahalle çeşmelerinden alırdı. Bu nedenledir ki padişahlar başta olmak üzere hanım sultanlar, paşalar ve önemli kişiler hayrat olarak çeşme yaptırmış. Bunlar arasında kaptan-ı deryaların yeri ise ayrı. Gedik Ahmet Paşa, Filibeli Hafız Ahmet Paşa, Güzelce Ali Paşa, Cezayirli Gazi Hasan Paşa, Maryol Hacı Hüseyin Paşa, Kemankeş Kara Mustafa Paşa, Sokullu Mehmet Paşa, Öküz Mehmet Paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Kaymak Mustafa Paşa ve Siyavuş Paşa gibi kaptan-ı deryalık yapmış devlet adamları İstanbul başta olmak üzere birçok kente çeşme yaptırmış. Eyüp’ten Sarıyer’e kadar bu çeşmelere rastlamak mümkün. Bir zamanlar donanmanın ve denizcilerin merkezi olan Kasımpaşa’nın her sokağında bir kaptan paşa eseri var. Fakat birçoğu harap. Evler arasında, toprak altında, kuytuda, köşede kalmaktan, otopark olmaktan, bir de susuz kalmaktan o kadar sıkılmışlar ki büyük çoğunluğu Yahya Kemal’in Sessiz Gemisi’ne binmek üzere.

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesi: Cezayirli Paşa’nın birden çok çeşmesi var. Bu hangisi derseniz Cezayirli Mektebi Sokağı’ndaki. Kaptan-ı derya çeşmeleri arasında en şanslı olanlardan biri. Suyu akmasa da pek zarar görmemiş. Zira o sokakta bir çeşme olduğunu fark etmek oldukça zor. Hele tel örgülerden çeşmeye ulaşmak mümkün değil.

Uzun Piyale Paşa Çeşmesi: Kasımpaşa’da Nalıncı Yokuşu ile Nalıncı Mektebi Yokuşu’nun kesiştiği köşede yer alıyor. Kaptan-ı Derya Uzun Piyale Paşa tarafından yaptırılmış. Ön yüzde sivri kemerli birer nişlerden oluşan yan yana iki çeşme şeklinde… Soldakinin sivri kemeri tahrip olduğundan, sonradan sıvayla örülmüş. Ayna taşı parçalanmış, kaplamaları dökülmüş, altındaki tuğlalar gözüküyor. Her iki çeşmenin de tekneleri yol seviyesi altında kalmış ve harap durumda olup muslukları koparılmış.

Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi: Eyüp Feshane Caddesi’nde bulunan çeşme, günümüzde aynı caddedeki Sokullu Mehmet Paşa Türbesi’nin altında kalmış. Buradan geçerken biraz daha dikkatli bakan gözler fark edebilir türbenin altında bir yapı daha olduğunu.

Hatipzâde Yahya Paşa Çeşmesi: Lale devri üslubunda yapılmış bir meydan ve iskele çeşmesi. Zamanla ne meydan kalmış, ne de iskele. Hatipzâde çeşmesi bu duruma o kadar içerlemiş ki önce toprağın altına gömülmüş, ardından da bir tarafı yan yatmış durumda.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin