Yavuz Bölek (49), meslekten ihraç edilmeden önce 2. Sınıf Emniyet Müdürü’ydü. Başarılı emniyet müdürünün hayatı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve oğlunun da adının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye genelinde polislere ve yargı mensuplarına yönelik başlatılan cadı avı ile bir anda değişti.
Bölek, 1992 yılında polis akademisinden mezun olmasının ardından ilk olarak İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde Terör ve İstihbarat Şubelerinde önemli operasyonlarda görev aldı. Şark hizmetini Diyarbakır’da yapan Bölek, Koşuyolu’nda 12 Eylül 2006 tarihinde çoğu çocuk 10 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını banyoda iki fayans arasında tespit ettiği delilden yola çıkarak çözmeyi başardı. Daire Başkanlığı tarafından ödüllendirilen ve terörle mücadelede başarılı operasyonlara imza atan Bölek, 2009 yılından sonra ise Antalya İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptı. Ülkesi için canı pahasına çok sayıda sıcak çatışmaya giren, terör örgütüne yönelik kırsaldaki operasyonlara katılan ve gazi olan arkadaşlarını koruyan Bölek, 2013 yılında terfi ederek 2. Sınıf emniyet müdürü oldu.
TUTUKLANDI MESLEKTEN İHRAÇ EDİLDİ
Yavuz Bölek, 17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk soruşturmalarının ardından Türkiye genelinde başlayan tasfiye operasyonlarından payını aldı. 2009-2013 tarihleri arasında mahkeme kararıyla yapılmış olmasına rağmen dinleme ve teknik takip işlemlerinden sahtecilik yapmakla suçlandı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan adli soruşturma kapsamında 29 Eylül 2014 tarihinde gözaltına alındı ve istihbarat şube de görevli 6 arkadaşı ile birlikte Sulh Ceza hakimliği tarafından 1 Ekim 2014 tarihinde Kurban Bayramı arefesinde tutuklandı. Karara itiraz edilmesi üzerine 6 gün ceza evinde kaldıktan sonra tüm görevli arkadaşları ile birlikte Bayramın 4. gününde tahliye oldu. Ancak açılan idari soruşturma neticesinde 09 Ocak 2015’te meslekten ihraç edildi.
KANSER TANISI KONULDU
Dava açılmasıyla birlikte Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 31 Mart 2015 tarihinde tekrar hakkında tutuklama kararı çıktı. Kararın hukuksuz ve siyasi olduğunu düşünen Yavuz Bölek teslim olmadı. Ailesine terörle mücadele konusunda büyük fedakârlıklar yaptığını, hâkim ve savcıların talimatını harfiyen yerine getirdiğini, kesinlikle yasaları çiğnemediği anlatan Bölek, yaklaşık 1 yıl kaçak hayatı yaşadı. Bu süreçte sağlık sorunları başladı. İzmir ilinde bağırsak şikâyeti üzerine gittiği sağlık kuruluşunda kendisine bağırsak (kolon) kanseri tanısı konuldu. Kanser tanısı üzerine 3 ay kemoterapi tedavisi gördü. Sonunda ameliyat olması gerektiği anlaşılınca avukatı aracılığı ile ilgili mahkemeye raporları sunuldu. Hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.
HAYATİ TEHLİKESİ OLDUĞU HALDE TAHLİYE EDİLMEDİ
Tedaviye olumlu cevap veren Bölek, kanseri yenmek üzereyken İzmir ilinde bir itirafçının ifadelerinde adı geçtiği gerekçesiyle yeniden gözaltına alındı. Sağlık raporlarına rağmen Antalya’dan İzmir’e götürülerek 25 Ağustos 2016’da tutuklandı. Antalya’daki tedavisi de eksik bırakıldı. Cezaevinde de tedavi imkânı verilmedi. Ağır cezaevi şartlarında kanser hastalığı tekrar nüksederek bu sefer kez tüm vücuduna yayıldı. Felç geçirmesi üzerine acilen cezaevinden hastaneye yatırıldı. Beyninin sağ tarafı açılarak beyin ameliyatı yapıldı.
BEYİN AMELİYATI SONRASI TEKRAR CEZAEVİNE KONULDU
Ancak ameliyat sonrasında tekrar cezaevine konuldu. Bir hafta sonra tekrar felç geçirmesi üzerine, bu kez de beyninin sol tarafı açılarak ameliyat edildi. Buna rağmen yine serbest bırakılmayarak adeta cezaevinde ölüme terk edildi. Kanserin akciğere sıçraması üzerine akciğer ameliyatı da oldu. Fakat yine serbest bırakılmadı. Bu sırada Antalya’da devam eden mahkemeden de tutuklama kararı çıktı. Böylece 2 dosyadan tutuklanmış oldu. Avukatının mahkemeye sunduğu raporlara rağmen tahliye talepleri reddedildi. ‘Hayati tehlikesi’ bulunduğuna dair raporları olan bakıma muhtaç haldeki Yavuz Bölek halen İzmir cezaevinde tutuklu bulunuyor.
‘EŞİM SUÇ İŞLEMEDİ’
İzmir Aliağa Cezaevi’nde tutuklu eski Emniyet Müdürü Bölek’in oğlu lise 2. sınıf, iki kızı ise üniversitede eğitim görüyor. Yavuz Bölek’in kızları Antalya’da yaşarken anne ve oğlu İzmir’e taşınmak zorunda kalmış. Eşi Nurgül Hanım ailesinin geçimini sağlayabilmek için çalışmaya başlamış. Nurgül Bölek, “Eşim yasalara aykırı hiçbir işlem yapmadı suçsuz olduğu ve hayati tehlikesi bulunduğu halde cezaevinde tutuluyor. Şu an haftada bir görüşebiliyoruz. Ayda bir açık görüş var. Kemoterapi alıyor. Bakıma muhtaç durumda. Yürümeye takati bile yok fakat cezaevinden Yeşilyurt Hastanesine her gün 4 saate yakın yoldan götürülüp getiriliyor” diyor.
‘İLAÇLARINI ZAMANINDA VERMİYORLAR’
Nurgül Bölek, eşinin ihtiyacı olan ilaçların zamanında kendisine verilmediğini, kemoterapiye bile günü geçtikten sonra götürüldüğünü anlatıyor; “En basit bir ilaç bile 1 hafta sonra geliyor. Sürekli kilo kaybediyor. Dengeli beslenmek zorunda. Yemek yiyemiyor. Kusması oluyor ilaçların tesiriyle. Sürekli yatıyor. 10 gün radyoterapi gördü. Bu nedenle vücudunda yaralar oluştu. Bir krem talep etti. 3 hafta sonra yani yaraları iyileştikten sonra verdiler. Radyoterapi sırasında doktorların gün atlanılmaması uyarısına rağmen ekip olmadığı gerekçesiyle tedavisi sekteye uğradı.”
Yüzün üzerinde takdirname ve ödüle sahip olan başarılı emniyet müdürü Yavuz Bölek, Türkiye genelinde binlerce polis, hâkim ve savcının tutuklanmasıyla sonuçlanan intikam operasyonları nedeniyle cezaevinde bulunuyor. İzmir ve Antalya’da açılan iki ayrı davadan da hayati tehlikesi bulunmasına rağmen tutuklu olarak yargılanmasına devam ediliyor. Duruşmalara ancak görüntülü bağlantı ile katılabiliyor. Cezaevinde eşiyle son olarak 14 Şubat’ta görüşebilen Nurgül Bölek, “takatimiz kalmadı, bu hukuksuzluk sona ersin” diyor.
Bu tip konuların konuşulmasının bile yürek istediği günümüzde, haber yapanlara teşekkürler. Sağolun Kemal Bey, sağolun tr724 çalışanları…
“itirafçı” değil, “iftiracı”ların listelerinde geçiyor isimler…
Ben Yavuz Müdürümü iyi tanıyorum. Eğer Emniyet teşkilatında “en çok sevilen müdürler” sıralaması yapılsa en çok sevilenlerden biri çıkacağına hiç kuşkum yok. Çalışkanlığı ile dikkat çeken biriydi. Pek çok müdürümüz gibi onun da gecesi gündüzü, Cumartesi-Pazarı olmazdı çok defa. Bir baksınlar bakalım, sadece Emniyet’te değil, bütün Türkiye’de yıllarca yaz tatilini kullanmayan kaç memur var.
Bu adam, yüzden fazla takdirname ve ödül almış isimsiz kahramanlardan… Çok konuşmayan, ketum biri. İzmir, Diyarbakır ve Antalya’daki hizmetlerini tanıyanlar bilir. Arkadaşlarıyla birlikte Amanos dağlarında düzenlediği operasyonlarını, Foça’da askeri araca bomba koyanları, Alanya’da çok sayıda silah ve mühimmatla birlikte onun ekibinin yakaladığını, Antalya bölgesinde kaçak içki imalathaneleri, kredi kartı sahteciliği yapan çetelere ve yolsuzluk örgütlerine operasyonlarını ailesi bile, hapse atılması sonrası, Emniyet Müdürü Ercan Taştekin Beyin medyaya açıklaması sonrası öğrendi. Allah ona ve içerde-dışarda bütün hasta kardeşlerimize acil şifalar ihsan etsin inşallah.
Bu hukuksuzlukları yapanlar, sadece baştakileri suçlamasınlar. Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da Bakanlar özel emir gönderip: “içerde tutun; dışarı salmayın” demedi. Değil yurtdışına kaçmak, oturduğu yerden kalkmakta zorluk çeker hale getirdikleri ve iyileşmesine fırsat vermedikleri eski Emniyet Müdürünü salmak için, “artık kurtuluş ümidi kalınmadı” denilmesini mi bekliyorlar? Allah insaf versin…
Tùrkiye Cumhuriyeti tarihinde, cezaevinde tutukluyken, daha henuz cezasi bile kesinlesmemisken, kanser nedeniyle bir defa akciger, iki defa beyin ameliyatì gecirmesine, iki defa felc olmasina, kemoterapi tedavisi almasina karsin, disarda tedavisine hala izin verilmeyen baska biri var midir acaba? Bir de tedavi icin gunde 4 saat yol goturuyorlarmis! Bu satirlarin okuyuculari icinde bu zulme dur diyecek bir yetkili ya da hic olmazsa bu tip yetkililere sesini duyurabilecek, ilgilenmelerini saglayacak kimse yok mu?