Haber | İlker Doğan
Tutuklu harp okulu öğrencileri, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerikalı Rahip Brunson’ın tahliyesinin ardından yaptığı, “Darısı harp okulu öğrencilerinin başına.” sözleriyle yeniden gündeme geldi. Komutanlarının, “Toplumsal olaylar var” diyerek sokağa çıkardığı 19-20 yaşlarındaki öğrencilerin neredeyse tamamına müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 15 Temmuz’un faturasının çoğu iki yıldan fazla bir zamandır cezaevinde bulunan çocuklara kesilmesi vicdanları kanatıyor.
Bir ülke düşünün; ordunun içindeki bir cunta darbeye kalkışıyor; ardından açılan davalarda er ve erbaşlar ile harp okulu öğrencilerine müebbet hapis cezaları yağarken, o ordunun başındaki Genelkurmay Başkanı ve üst düzey komuta kademesi taltif ediliyor. Ülkeyi yöneten kişi ‘darbe’ kalkışmasının haberini eniştesinden öğreniyor, muhalefetin darbenin araştırılması teklifi ise yine iktidar tarafından reddediliyor. Bu ancak Türkiye’de olurdu ve oldu!
Aslında tartışmanın fitilini ‘yeni Türkiye’nin gazetecilerinden Nedim Şener’in askeri öğrenci ve 15 Temmuz’a karıştığı iddia edilen erlerle ilgili yaptığı son açıklama ateşledi. Zira Şener, söz konusu açıklamasında, “5 günlük er ya da öğrenci olması fark etmez. O asker 15 Temmuz’da darbeye kalkışmıştır.” diyor. Nedim Şener’in bu açıklamasından iki sonuç çıkıyor; ya harbiyelilerin yargılandığı davaların hiç birine gidip öğrencilerin savunmalarını dinlememiş ya da bilerek ve isteyerek kamuoyunu manipüle ediyor. Her ikisinin aynı anda olma ihtimali de yüksek. Zira Şener, daha önce de Brunson davasında gizli tanıkların ifadesini ‘kendi bilgisiymiş gibi’ paylaştığı için çok ciddi tepki çekmişti.
PİŞİK OLAN ARKADAŞIM KURTULDU, BEN MÜEBBET ALDIM!
Harp okulu öğrencilerinin savunması siyasi baskı ve korku nedeniyle neredeyse hiç bir televizyon kanalında yer almadı, gazetede yayınlanmadı. Örneğin 19 yaşındaki 1. sınıf öğrencisi Furkan D.’nin savunmasını duyan yoktur. Müebbet hapis cezası artı bilmem kaç yıl aldı… 25 aydır Silivri Cezaevi’nde. Tutuklandığında boyu 182’ydi, şimdi 1,94 olmuş. Bunu kendisini ziyarete gelen ailesine ve yakınlarına gülerek anlatıyor. Cezaevinde büyüyen harbiyelilerden sadece biri o. Savunmasında, 15 Temmuz’da Yalova’da kampta olduklarını anlatıyor. Gerisini kendisinden dinleyelim: “Komutanlar, ‘İstanbul’da terör eylemi var, acilen hazırlanın’ diye haber gönderdi. Çadırda kalıyorduk, telefonlarımızı da bırakmamızı istediler. Hazırlanıp sıraya girdik. Helikoptere bineceğimiz sırada sınıf arkadaşım, ‘Komutanım ben pişik olmuşum. Gelmesem olur mu’ dedi. Komutan da ‘Tamam’ dedi. Şimdi o dışarıda, ben ise komutanlarımın emriyle ‘terör eylemine müdahale etmek için helikoptere bindiğim gerekçesiyle’ müebbet hapis cezası aldım!”
SİLAHIM TEMİZ AMA HÜKÜM GİYDİM!
Bir başka harbiyeli Emre P. İkinci sınıf öğrencisi. 15 Temmuz’da izinli olduğunu, telefonuna gelen mesaj sonrası okula gittiğini anlatıyor: “Terör eylemi var diyerek Orhanlı gişelerine götürdüler. Ne olduğunu anlayamadan kendimizi çatışmanın ortasında bulduk. Sivil kıyafetli birileri hem askere hem sivillere ateş açıyordu. Arkadaşımla birlikte köprünün ayağına indik. Sabaha kadar orada kaldık. Tek bir kurşun bile atmadım. Balistik incelemede silahım temiz çıktı. Ancak müebbet artı cinayetten 139 yıl yedim. Hakime, ‘kimi, nasıl öldürmüşüm’ diyorum cevap bile vermiyor!”
BİR AY ÖNCE UZMAN ÇAVUŞ OLDUM
Uzman Çavuş olan Abdullah Ç.’nin ise yargılaması devam ediyor. 15 Temmuz tarihinde Kuleli’de olduğunu anlattı Abdullah Ç., savunmasında: “Daha yeni asker olmuştum. İkinci maaşımı bile almadan ‘darbeye teşebbüs’ iddiasıyla tutuklandım. Komutanm o gece bana ‘arabayı hazırla, terör eylemi var’ dedi. Benim tek suçum komutanımın yasalara aykırı olmayan talimatını uygulamak.”
SİLAHIMIZI KENDİMİZ TESLİM ETTİK
Bir başka müebbet alan harbiyeli Ahmet D. Son sınıf öğrencisi olan Ahmet, kendilerinin ‘terör eylemi var’ denilerek helikoptere bindirildiğini anlattı mahkemede: “Boğazın üzerindeyken yürüyen kalabalığı gördüm. Komutanıma ne olduğunu sordum. Bilmediğini söyledi. Ancak ben şüphelendim. Yanımızda telefon olmadığı için kimseden bilgi alma şansımız yoktu. Yere inince meseleyi öğrendik. Polisler geldi ve silahlarımızı komutanın emriyle teslim ettik. Ardından gözaltına alındık. Biz okula gönderilmeyi beklerken, işkenceye maruz kaldık. Darp edildik.”
***
Akşener: O çocuklar devlete emanet edilmişti
Genelkurmay başkanı dahil üst düzey komuta kademesi taltif edilirken, 19-20 yaşlarındaki harp okulu öğrencilerine müebbet hapis cezası verilmesi siyasilerin de tepkisini çekiyor. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, konuya ilişkin paylaştığı bir tweet’te “Darbe teşebbüsü sorumlularının en ağır biçimde cezalandırılmaları şüphesiz gerekirken, devletimizin emanetinde olan hava harp okulu öğrencilerine müebbet hapis cezası verilmesi kabul edilebilir değildir.” ifadelerini kullanmıştı.
Karamollaoğlu: Çok ciddi mağduriyet var
Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu da ortada çok ciddi bir mağduriyet olduğunu belirtiyor: “Çok açık söylüyorum; tıpkı Bylock meselesinde olduğu gibi askeri okul öğrencilerinde de ciddi mağduriyetler söz konusu. Askeriyede ilk öğretilen kural, “emre itaattir…” Ama bugün hiçbir suçu olmadığı, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde yargılanan binlerce askeri okul öğrencisi var. Elimizde belgeleri de var. Hava Harp Okulu Komutanlığı, Yalova’da kampta olan öğrencilerin büyük bölümünü 15 Temmuz’da “toplumsal olay var” diyerek İstanbul’a getiriyor. Kampta televizyon yok, radyo yok, telefon yok. Bu sebeple darbeden de haberleri olmuyor.”