HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), 31 Mart Mahallî İdareler Genel Seçimi’nde ağır bir hezimet uğramasında çarşı-pazarı kasıp kavuran iktisadî krizin payı zannedildiğinden daha fazla.
Bunun içindir ki AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmasına rağmen Berat Albayrak’ı Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın başından almaya hazırlandığı konuşuluyor.
AKP, CHP’DEN MEDET UMAR HALE GELDİ
Hatta Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yüzde 28,1 pay sahibi olduğu İş Bankası’nın genel müdürü Adnan Bali’ye ekonominin başına geçmesi bile teklif edildi.
Benzer iddia İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı’ndan 29 Mart’ta istifa eden Ersin Özince namına da telaffuz edilse de Özince’ye yakın kaynaklar, “Söz konusu bile olamaz!” diyor.
Bali’nin de teklifi nazik bir şekilde reddettiği belirtiliyor.
Saray bir tarafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun canını zor kurtardığı saldırıyı “mazur” ve “meşru” göstermeye çalışırken diğer tarafta CHP’ye yakın bankacılardan yardım talep edebiliyor.
Erdoğan’ın her fırsatta yerden yere vurduğu CHP kadrolarından medet umması ne kadar manidar değil mi?
Sıkışmışlığın, tükenmişliğin ve şaşırmışlığın bini bir para!
ALBAYRAK, HARİCİYE’YE Mİ GİDECEK?
Esasında Berat Albayrak’ın 31 Mart hezimeti yüzünden Hazine’den alınıp eskilerin Hariciye dediği Dışişleri Bakanlığı koltuğuna geçmesi halinde halef bulmak çok da vakit almamalı.
Mevlüt Çavuşoğlu zaten önüne gelen tehditler savuran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hariciye versiyonu. Gitmesi kayıp sayılmayacaktır.
Erdoğan ve damadının vehimden ibaret iktisadî modelinin Türkiye’yi ne kadar derin bir çukura düşürdüğü ortada.
Dolayısıyla müstakbel Hazine Bakanı her kim olacaksa en azından selefinin içi boş power point sunumlarına son verse piyasa bir nebze nefes alabilir.
ABD KAPILARINDA BORÇ İSTEMİŞTİ
10 Nisan’da “yapısal reform” diye ekrana yansıttığı power point sunumun üzerinden üç hafta geçti. Temenniler manzumesi teşhisimde hatalı çıkmak isterdim.
Mamafih o arada borç para bulmak ümidiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gitse de okyanus ötesinden eli boş dönen Damat Berat “yapısal reform” ambalajına sardığı pakette kamu bankalarının batırdığını itiraf etti.
ABD’ye Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve Türk Eximbank ile Vakıf Katılım ve Ziraat Katılım’a da para bulmak için gidilmişti.
Paketteki “kamu bankalarına 28 milyar TL devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) verilecek” cümlesinin ne kadar ağır bir maliyet getirdiği günden güne berraklaşıyor.
BANKALARI KURTARMAK İÇİN BORÇ!
Kamu bankalarının sermaye açığını kapatmak maksadıyla 3,3 milyar euro, katılım bankaları için de 400 milyon euro olmak üzere toplam 3,7 milyar euro (24,3 milyar TL) tutarında DİBS ihraç edilecek.
24 Nisan 2019 valör tarihli olmak üzere net 3,3 milyar euro tutarında tahvilin vadesi 5 yıl olacak. Euro tahvilinin yıllık faizi ise yüzde 4,61 olacak.
İki katılım bankası için ihraç edilecek 400 milyon euro tutarında 5 yıl vadeli tahvilin ise faiz ödemesi yok.
HANİ VARLIK FONU DENİLİYORDU!
DİBS ihracını da 2017 senesinde beri Türkiye’yi para getirmesi beklenen Varlık Fonu icra edecek. İsminde “varlık” olsa da yokluk fonu olduğunu bir kere daha müşahede ediyoruz.
Kamu bankalarının haricinde faiz geliri ile ayakta duran Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın kendi ön isimleri ile kurduğu katılım bankaları da sermayeye muhtaç hale getirilmiş.
Faiz geliri elde eden bankanın sermayesinin nasıl faizsiz bankacılığa nüve teşkil ettiğinin cevabını sadece AKP’nin parti müftüsü Hayreddin Karaman biliyor.
Mevzumuz kamunun faizsiz bankacılık yalanından ziyade top yekûn batırılan kamu bankaları.
DÖVİZ ARTTIKÇA BORÇA DA ARTACAK
Euroya endeksli Hazine kâğıtlarını almak isteyen yabancı ya da yerli yatırımcıya senelik yüzde 5’e yakın faiz ödeyerek Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank kurtarılacak, öyle mi? Kamu bankaları borç aldıkları parayı sermaye benzeri kredi olarak kullanacak.
2001 krizi tam da bu sebeple patlak vermişti. Siyasetçilerin arpalığana dönen kamu bankaları 18 milyar TL (18 katrilyon TL) zarar etmişti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) kamu bankalarını özerk hale getiren kanuni düzenlemeyi 25 milyar dolar kredinin ilk diliminin serbest bırakılması için ön şart olarak öne sürmüştü.
O sayede Türkiye son 3-4 seneye kadar kamu bankalarına siyasetçinin doğrudan müdahil olmadığı hakiki manada kamu bankacılığı ile tanışmıştı.
TALİMATLA BANKACILIK YAPILMAZ
Ancak hukuk ve demokrasiyi, anayasayı ayaklar altına alan Erdoğan’ın nazarında kanun ve teamüller ayak bağıydı.
Kanunu hiçe sayarak yandaş işadamlarına, müteahhitlere ve batık futbol kulüplerine talimatla kredi tahsis ettirildi.
Tüketim körüklenip ekonomiyi suni bir büyüme ile cilalama derdine düşüldü. Netice ortada.
Saray’ın talimatı ile verilen 10 milyarlarca lira tutarında kredi battı.
Bankalar batıkları karşılamak için sermayelerinden yemeye başladı. Erdoğan ve damadı, ekonominin hislerle idare edilemeyeceği acı hakikati ile nihayet yüzleşti.
SEÇİM RÜŞVETLERİNİ ÖDEME VAKTİ
İki senedir ikaz ediyorum. Kredi Garanti Fonu ile Hazine’yi ve kamu bankalarını ateşe attıklarını kabul etmek istemediler.
“Seçimi kazanalım, sonra bakarız” ezberi ile bütün çer çöp halının altına süpürüldü. Yabancılar artık borç vermiyor. Verse de maliyet ikiye hatta üçe katlandı.
Yüzde 7-8 dolar faizinin altından kalkacak babayiğit çıksın söylesin!
Berat Albayrak bir sene bile dolmadan kendi uhdesindeki ekonomiyi ve kamu maliyesini perişan etti.
Son DİBS takviyesinin kamu bankalarına ne kadar merhem olacağı şüpheli.
DOLAR SESSİZ SEDASIZ 5,85 TL OLDU
Albayrak’ın power point sunumuna kalsa ABD Doları için sene sonu tahmini 5,90 TL idi. Dolar 23 Nisan’da 5,85 TL’yi geçti. Bu şartlarda kim yarından emin olabilir ki!
Ne bütçe bıraktı ne Merkez Bankası’nda döviz rezervi. Bankaları şimdilik kurtarmış gibi olabiliriz. Amma velâkin döviz arttıkça alınan borçların maliyeti de artacak.
Hem faiz hem de kur riski kamu bankalarının sırtını bindi. Bir başka ifadeyle vergileri ile bu bankaları kuran vatandaş sırtına yeni bir kambur ilave edildi.
Merkez Bankası tablolarına göz attım. Geçen hafta itibarıyla batık kredi tutarı 108 milyar TL’ye yükselmiş.
En kötüsü geride kaldı diyenlere değil bir dönem kâr rekoru kıran ve Hazine’nin yükünü hafifleten kamu bankalarının perişan haline bakmanızı tavsiye ederim…
Bu hesaba özel bankalar ve 220 milyar dolar borcu olan şirketler dahil değil.
BORÇ PARA İLE SERMAYE TAKVİYESİ YAPILACAK?*
T.C. Ziraat Bankası A.Ş.: 1.400.000.000
Türkiye Halk Bankası A.Ş.: 900.000.000
Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.: 700.000.000
Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.: 150.000.000
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş.: 150.000.000
Ara Toplam: 3.300.000.000
Ziraat Katılım Bankası A.Ş.: 100.000.000
Vakıf Katılım Bankası A.Ş.: 100.000.000
Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş.: 200.000.000
Ara Toplam: 400.000.000
Genel Toplam: 3.700.000.000
(*)DİBS ihracından elde edilecek gelirin taksimatı, euro.