Ana Sayfa Güncel Kaçırılma, işkence, darp: 1990’lar yine geldi

Kaçırılma, işkence, darp: 1990’lar yine geldi

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN 

İstanbul Başakşehir’de, 20 Ocak’ta çalıştığı işyerine giderken kaçırılan ve 138 saat sonra evine dönmesine izin verilen Gökhan Güneş, yaşadığı işkenceleri anlattı. Avukatlarıyla birlikte İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde açıklamalarda bulunun Güneş, sistematik olarak işkence gördüğünü, tecavüzle tehdit edildiğini, çıplak haldeyken soğuk suyla ıslatılarak darp edildiğini belirtti. Güneş’i kaçıranların, kendilerini, “Biz görünmezleriz” diye tanıttığı ortaya çıktı.

Gökhan Güneş, 5 günlük işkencenin ardından serbest bırakıldı. Ancak 6 Ağustos 2019’da Ankara’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan hala haber yok! 539 gündür kayıp olan Tunç’un bulunması için emniyet ya da yargı kılını bile kıpırdatmıyor. Eski Başbakanlık raportörü KHK’lı Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten ise 29 Aralık’tan bu yana haber alınamıyor. Küçüközyiğit’in otomobili bile ortada yok!

SİYASETÇİ VE GAZETECİLER DARP EDİLİYOR

Geçtiğimiz hafta Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, ikisi silahlı 5 saldırgan tarafından feci şekilde darp edilmişti. Yine iki gazeteci birer gün arayla MHP’li gruplar tarafından sokak ortasında dövüldü. Geçtiğimiz ay ise GP Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ün Sakarya’daki evi kurşunlanmıştı.

Türkiye, 18 yıllık AKP iktidarı sonunda faili meçhuller ve siyasi cinayetlerin yoğun olarak yaşandığı 1990’lı yıllara döndü. Demokrasi, özgürlük ve yargı bağımsızlığı vaadiyle iktidara gelen AKP, ülkeyi muhalifler için yaşanmaz hale getirdi. Beyaz Torosların yerini Siyah Transporterlar aldı. İnsanlar gündüz gözüyle kaçırılıyor, gazeteciler, siyasetçiler darp ediliyor. Muhalefet partisinin lideri bile yumruklu saldırıya uğruyor.

GÜPEGÜNDÜZ ADAM KAÇIRILIYOR

Elektrik işçisi Gökhan Güneş, 20 Ocak’ta işe gitmek için geldiği otobüs durağında kendisini bekleyen kişiler tarafından kaçırılmıştı. İlerleyen günlerde Güneş’in kaçırılma anına ait görüntüler ortaya çıktı. Bir fabrikanın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülere göre Güneş, 4-5 kişilik bir grup tarafından zorla bir araca bindiriliyordu. Güneş, görüntülerin ortaya çıkmasından üç gün sonra 26 Ocak Salı sabahı serbest bırakıldı. Güneş’i kaçıranlar ve kendilerine ‘Görünmezler’ diyen çetenin, genç adamı gözleri bağlı olarak Bahçeşehir’de bir yere bıraktığı belirtildi.

TECAVÜZLE TEHDİT EDİLDİM

Kaçırıldıktan 138 saat sonra evine dönmesine izin verilen Güneş, yaşadığı işkenceleri anlattı dün. Avukatlarıyla birlikte İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde açıklamalarda bulunun Güneş, sistematik olarak işkence gördüğünü, tecavüzle tehdit edildiğini, çıplak haldeyken soğuk suyla ıslatılarak darp edildiğini belirtti. Kendisi kaçıranların, “Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?” diye sorduğunu anlatan Güneş, “Muhtemelen istihbaratçısınız (MİT) dedim. Kendilerine ‘Görünmezler’ diyorlar.” ifadelerini kullandı.

DİRENDİM, ELEKTROŞOK VERDİLER

Gökhan Güneş’in anlattıkları ülkede demokrasi, hukuk ve insan haklarının geldiği noktayı göstermesi açısından vahim: “20 Ocak’ta işe gitmek için biraz geç çıkmıştım. Saat 12.00 sıralarıydı. Durakta, kaldırımda bekleyen 4 kişi vardı. Bir tanesi ‘Pardon, bakar mısın’ dedi. Arkamı döndüğümde bir anda üzerime çullandılar. Sayıları bir anda 6-7 oldu. Direndim. Bu sırada elektroşok aleti kullandılar. Kendime geldiğimde arabadaydım. İki kişi koluma girmişti. Kafama bastırıyorlardı. Kafama çuval geçirilmişti. Daha sonra araba değişimi yapıldı. Beni neresi olduğunu bilmediğin bir yere götürdüler.”

BİZİMLE İŞBİRLİĞİ YAPACAKSIN, BİZ GÖRÜNMEZLERİZ

“Burada sistematik olarak işkence gördüm. Elektrik verildi. Kaba dayak atıldı. Soğuk suyla ıslatarak şiddet uyguladılar. Çıplak olarak yaptılar bunu. Mezar dedikleri bir bölüm var. Sadece ayakta durabildiğiniz bir yer. Buraya hapsedildim. Onların isteğiyle oradan çıkabiliyorsunuz. Tehditler, teklifler yapılıyor. Tecavüzle tehdit ettiler. En son önceki gün beni bırakacaklarına dair hazırlık yaptıklarını düşündüm. O gün bırakmadılar. ‘Bizimle çalışmalısın, iş birliği yapalım’ gibi teklifleri oldu. Daha sonra ‘Bizim kim olduğumuzu biliyor musun’ dediler. Ben de ‘Muhtemelen istihbaratçısınız’ demem üzerine sessiz kaldılar. Bazı konuşmalarında ise ‘Biz görünmeyenleriz’ şeklinde sözleri oldu.”

SAKIN ARKANA BİLE BAKMA

“Bir arabaya bindirildim. 4 kişi vardı sanırım. Arabaya bindirilmeden önce iç çamaşırları vs. getirdiler. Çorap, gömlek, atlet hepsini onlar getirdi. Çıkış yapmadan önce vücudumu temizlediler. Üzerime parfüm sıktılar. Beni bırakmadan önce onların şef dediği kişi, “Sadece sim kartını alıyorum.” dedi. Neden aldığını sorduğumda, cevap vermedi. Daha sonra arabaya bindirildim. Gözlerimi pamuk ve bantla kapattılar. Zaten karanlıktı. Beni bıraktılar ve ‘İleriye doğru yürü. Sakın arkana bakma’ dediler.”

Nursena Küçüközyiğit: Ya babam da işkence görüyorsa! 

Gökhan Güneş’in kaçırıldığı günden serbest bırakıldığı zamana kadar işkenceye maruz kaldığının ortaya çıkması, 29 Aralık’tan bu yana kayıp olan eski Başbakanlık Raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in ailesini de endişelendirdi. Babasının bulunması için haftalardır çırpınan Nursena Küçüközyiğit, 31 Aralık’tan bu yana yaptığı bütün başvuruların sonuçsuz kaldığını anlatıyor. Küçüközyiğit, şunları söylüyor:

SAVCI ANCAK 15 GÜN SONRA ATANABİLDİ

“Babam Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten 29 Aralık’tan beri haber alamıyoruz. 31 Aralık’ta karakola gittim, 1 Ocak’ta CİMER’e  başvurdum. Savcı ataması ancak 15 Ocak’ta yapıldı. Arada geçen sürede kendi imkanlarımla babamın ofis giriş çıkış görüntü kayıtlarına ulaştım. 3 kişi tarafından takip edildiğini tespit ettik. O görüntülerin incelemesi hala yapılmadı. Babamın aracının son görülme noktası ile ilgili üç polis birbiri ile çelişen açıklamalar yaptı. Babamın aracı da hala bulunamadı.”

ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE İNSAN KAYBOLUR MU?

“Bugün serbest bırakılan Gökhan Bey işkence gördüğünü ve tehdit edildiğini anlattı. Babamın da benzer şeyler yaşıyor olabileceğini düşünüyorum. Yetkililer gerekli adımları atmıyor. İşkence ve zorla kaybedilme insanlık suçudur,  bu kadar ciddi bir durumda ve Ankara gibi her yerinde kamera bulunan bir şehirde babamın hala bulunmuyor olması normal değil. Bu konunun unutulmasına izin vermeyeceğim, ülkemizde insanların yok olması/yok edilmesi mümkün değil.”

HENÜZ YORUM YOK