YORUM | HASAN CÜCÜK
Juventus sadece İtalya’nın değil, dünyanın da sayılı kulüplerinden biri. Takvim yaprakları 1 Kasım 1897’yi gösterirken kuruluşu ilan edilen kulüp, 126 yıllık tarihine başarılarının yanı sıra skandalları da sığdırdı. Juventus’un temelini Massimo d’Azeglio Lisesi öğrencileri attı.
Tıpkı Galatasaray gibi. 1 Kasım 1897’de spor faaliyetleri için kurulan Juventus, iki yıl sonra futbol kulübüne dönüştü. İtalya’nın ‘en’lerinde ilk sırada yer alan Juventus, en çok şampiyonluk, İtalya Kupası ve İtalya Süper Kupası’nı müzesine taşıdı. Futbol dünyasına damga vuran birçok yıldızın formasını terlettiği Juventus, 9 yıllık şampiyonluk serisinin bitmesiyle 4 yıldır rotasını kaybetmiş gemi gibi oldu.
Alessandro Del Piero, Gianluigi Buffon, Giorgio Chiellini, Leonardo Bonucci, Dino Zoff, Paolo Rossi, Antonio Conte, Pavel Nedved, David Trezeguet, Zinedine Zidane, Michel Platini, Roberto Baggio, Didier Deschamps, Andrea Pirlo, Cristiano Ronaldo…. Hepsi yeşil sahalarda derin ve silinmez iz bırakan efsaneler. Ortak özelliği elbette Juventus forması.
1990’lı yıllarda futbolun kalbinin en hızlı attığı yer Serie A olurken, Juventus birbirinden ünlü yıldızları bünyesinde barındırdı. 2000’li yıllardan itibaren başlayan İngiltere Premier Lig hegemonyasına İtalya Seri A adına direnen birkaç ekipten biri Juventus oldu.
Şampiyonlar Ligi’nin İspanyol ekipleri Real Madrid – Barcelona arasında gidip geldiği yıllarda Juventus finaller gördü ancak hep hüsranla evine döndü. Devler Ligi’nin en çok final kaybedeni gibi kötü bir rekorun sahibi oldu.
Juventus’un 126 yıllık tarihine düşen ‘utanç’ 2006’da patlak veren ‘Calciopoli’ (Temiz Ayaklar) şike skandalı oldu. Polis bir mafyanın ilişkilerini, bağlantılarını araştırırken, telefon dinlemelerinde, hakem ayarlama işlerine de şahit olur. Sonrasında futbol dünyasında deprem etkisi yapan skandal tüm detaylarıyla deşifre edildi. İtalyan futbolunun devleri Juventus, Milan, Lazio ve Fiorentina bu utancın kahramanları(!) arasındaydı.
En ağır fatura Juventus’a kesildi. 2004-06 arasında kazandığı iki şampiyonluk silinmekle kalmadı. Küme düşürülüp Serie B’ye gönderildi. Karardan sadece birkaç hafta önce 2006 Dünya Kupası’nda şampiyonluk sevinci yaşayan Juveli futbolcular, küme düşme şokuyla sevinçleri kursaklarında kalıyordu. Adaletin kılıcının biçtiği Juventus Serie B yolunu tutarken, birçok yıldız gemiyi terk etti. Aralarında Buffon, Del Piero ve Nedved’in de bulunduğu efsaneler vefalı davrandı.
Serie B’de sadece bir sezon geçirdi. Yeniden ait olduğu yere dönerken, şike skandalının travmasını atması kolay olmadı. Yıldız oyuncuları kaptan Cannavora, Emerson, İbrahimoviç, Zambrotta, Trezeguet ve Thuram gibi yıldızlar batan gemiyi terk eden isimlerdi. Kayıp sadece oyuncularla sınırlı olmadı. Maddi kaybı ise en az 100 milyon Euro idi. Yeniden eski günlerine dönmesi 2011-12 sezonunda başladı. Ama ne başlama. Milano ekiplerinin şampiyonluk dönemini resmen sonlandırıp, inanılmaz bir seriyi başlattı. 2020’ye kadar aralıksız 9 yıl zirveyi kimseye bırakmadı. Serie A’da yakaladığı momentumu Şampiyonlar Ligi’ne de taşıdı. İki kez finale adını yazdırdı. Her ikisinde de İspanyol ekipleri Real Madrid ve Barcelona’ya yenilip, Serie A başarısını Şampiyonlar Ligi ile taçlandırmayı başaramadı.
Juventus’un 9 yıllık şampiyonluk serisini başlatan ve bitiren aynı isimdi; Antonio Conte.
2011-12 sezonunda Juve’yi şampiyonluğa taşıyan Conte, 9 yıl sonra Inter’in başında Juve’ye dur diyen isimdi. 9 şampiyonluğun 5’inde imzası olan teknik direktör Massimiliano Allegri’yi gönderen Juve yönetimi takımı eski oyuncusu Andrea Pirlo’ya emanet etti. Pirlo hamlesi fiyasko ile neticelendi.
Önce Inter ardından Milan ve son olarak Napoli’nin şampiyonluğunu gördü. Takım yeniden Massimiliano Allegri’ye emanet edildi ama havasını kaybetmiş, yıldızları yaşlanmış bir Juventus vardı. Allegri yeniden yapılanma için kolları sıvayıp, taraftardan sabır istedi. Allegri bu sezon daha derli toplu oynayan bir Juventus kurdu. 11 hafta sonunda topladığı 26 puanla, lider Inter’in 3 puan gerisinde ikincilik koltuğunda yer buldu.
MÜZESİ KUPALARLA DOLU
36 lig şampiyonluğu, 14 İtalya Kupası ve 9 İtalya Süper Kupa zaferiyle ulusal düzeydeki bu turnuvaları en çok kazanan kulüp konumundaki siyah-beyazlılar, aynı başarıyı uluslararası arenaya da yansıttı. Juve, UEFA Şampiyonlar Ligi’ni iki (1984-85, 1995-96), Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nı bir (1983-84), UEFA Kupası’nı üç (1976-77, 1989-90, 1992-93), UEFA Süper Kupa’yı iki (1984, 1996), Intertoto Kupası’nı bir (1999) ve Kıtalararası Kupa’yı iki (1985,1996) kez müzesine götürdü.