AKP hükümetinin 17-25 Aralık sürecinden sonra güdümlü yargı eliyle Ergenekon ve Balyoz davalarını aklayan tavrı faili meçhuller dosyası olarak bilinen JİTEM davalarına da sıçradı. 1993-96 yılları arasında Ankara ve çevresinde 19 kişinin öldürülmesine ilişkin ‘Ankara JİTEM davası’ dün görüldü. Mahkemeye Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gönderilen yazıda davanın en önemli tanıklarından, gizli tanık Ayışığı’nın yokolduğu, bulanamadığı bildirildi. Mahkeme heyeti de değiştirildi.
DAVANIN KİLİT TANIĞIYDI
1993-1996 yılları arasında Ankara ve çevresinde 19 kişinin öldürülmesine ilişkin açılan, kamuoyunda “Ankara JİTEM Davası” olarak bilinen davanın 18’inci duruşması dün Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, duruşmaya müşteki avukatlarından Nuray Özdoğan, Yusuf Alataş, Levent Kanat, Sertaç Kamil Ekinci ile İsveç’ten gelen müşteki yakını İbrahim Candan yanı sıra sanık avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
MAHKEME HEYETİ DE DEĞİŞTİRİLDİ
Duruşmaya Ankara Adliyesi’nin en küçük salonlarından biri tahsis edildi. Salonunun küçük olmasından kaynaklı avukatların bir kısmı sanık sandalyelerine oturdu. Mahkemede heyetin değiştiği görüldü.
Sanık Mahmut Yıldırım (Yeşil) hakkında yakalama kararının devam ettiğinin aktarıldığı mahkemede sanıklardan Alper Tekdemir’in ana dosya ile ilgili savunmasının alındığı, birleşen dosyada maktül Abdulmecid Baskın’ın öldürülmesine ilişkin ifadesinin alınmadığı yine sanıklardan Yusuf Yüksel’in özel yetkili mahkemece ifadesinin alındığı CD ve CD çözümlerinin dava dosyasında bulunduğu belirtildi.
“AYIŞIĞI ORTADA YOK DAVANIN KAPATILMASI İÇİN HERŞEY YAPILACAK”
Zabıtlarda suça konu olaylarla ilgili olarak kullanılan silah ile irtibatlı olabilecek Ankara Fevzi Çakmak Sokak’taki olay ile ilgili olarak soruşturmanın akıbetinin de araştırılmadığı ifade edildi. Mahkeme heyeti, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gizli tanıklardan Ayışığı’nın bulunmadığı yönünde bir yazı geldiği belirtildi.
Söz alan müşteki avukatlarından Yusuf Alataş,“Biz Ayışığı’nın olmadığına dair belgeyi dosyada görmedik. Zaten gizli tanığın bulunamayacağından eminiz çünkü bu davanın kapatılması için her şey yapılacak” diyerek tepki gösterdi.
‘GİZLİ TANIK BULUNAMIYORSA FAİL DEVLETİN TA KENDİSİDİR’
“Gizli tanık nasıl bulunmaz?” diyerek tepkisini sürdüren Alataş, şöyle devam etti: “Bir tanığa gizli tanık statüsü vermiş ise nasıl bulunamıyor. O zaman sahte belge mi düzenlendi? Ne zaman ki yargılamada muhalifler müşteki ise gizli tanık muhaliflerin lehine ise kayboluyor. Aleyhine ise bulunuyor. Bu yüzden itirazım var. Bir insan nasıl kaybolabilir. Biz bu ülkede yaşıyoruz. Biz biliyoruz ki bu davanın asıl faili devletin ta kendisidir. Bir numaralı sanık AKP’nin yanında çıkıyor ama biz gizli tanığı bulamıyoruz.”
Söz alan müşteki avukatlarından Sertaç Kamil Ekinci de “Mahkeme gizli tanığın kimlik bilgilerini isteyebilir. Madem bu tanığın beyanları dosyada var. Mutlaka kayıtlarda bilgisi vardır” dedi.
SANIK AVUKATINDAN İTİRAF
Söz alan sanık avukatları da “Bu ülkede siyasi süreçlerin önemi herkes bilir. Muhtemelen tanık yurtdışındadır” diye yanıt verdi.
Söz alan müşteki avukatı Levent Kanat da, “Ayışığı isimli gizli tanığın beyanları dosyaya konulmuş. Devletin görevlileri bunu arşivde tutmak zorundadır. Nerede tutulduğu, kaybolmuşsa da en azından kaybolduğuna dair bilgi kayıtlarda var mı ? Bunun sorulması gerekir” diye konuştu.
Ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Alper Tekdemir’in maktül Abdülmecid Baskın’ın öldürülmesi ile ilgili olarak SEGBİS yolu ile savunmasının alınmasına, sanık Yusuf Yüksel’in de SEGBİS yolu ile savunmasının alınmasını karar altına alındı. Mahkeme heyeti ayrıca gizli tanık Ayışığı’na dair dosyaya gelen belgenin bir sonraki celse okunmasını ve müşteki avukatlarının taleplerinin de o celsede karar altına alınmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 5 Nisan 2019 tarihine erteledi.
‘EVRAKLAR HURDALIKTA BURADA TİYATRO OYNANIYOR’
Duruşma sonrasında Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan müşteki İbrahim Candan, “Duruşma için İsveç’ten geldim. İçerİdeki evrak hurdalığının alış veriş sepetine konulduğunu gördüğümde buradan bir şey çıkmayacağını anladım. Burada yapılan bir tiyatro. Aradan 25 yıl geçti. 25 yıldır bu olayı takip ediyorum. 8 yıldır mahkeme açılmış ama 8 arpa boyu yol alınmamış. Kürt olduğumuz için dışlanıyoruz. Burada horlanıyoruz. Hakkımızı vermiyor mahkemeyi savsaklıyorlar. Devletin kanunlarına gölge düşürüyorlar” dedi.