Jesus’un intiharı, Beşiktaş’ın resitali 

YORUM | HASAN CÜCÜK 

Fenerbahçe için iyi başlayan bir sezon daha kabus gibi bitme virajına girdi. Sahasında Beşiktaş’ı ağırlayan sarı-lacivertliler zirve yolunda büyük yara almakla kalmadı, şampiyonluk umutlarını tamamen bitirdi. Artık çok büyük bir sürpriz olmazsa şampiyon Galatasaray. Göklere çıkarılan Jorge Jesus, dünya kupası arası sonrası anlamsız kadro seçimiyle kötü sonun mimarı oldu. Beşiktaş ise Şenol Güneş’in gelmesiyle bulduğu kimliğini Kadıköy’deki 4-2’lik zaferiyle perçinledi. 

Galatasaray’ın kazandığı hafta Fenerbahçe’nin Kadıköy’den Beşiktaş karşısında mutlak üç puan çıkarma zorunluluğu vardı. Bir yol kazası şampiyonluk ümitlerini yerle bir edebilirdi. Kadrolar açıklandığında aklıma ilk gelen şey ‘’Jesus yine yaptı yapacağını’’ oldu. Derbi maç karnesi oldukça zayıf olan Portekizli, cezasından dolayı tribünden takımı yönetecekti. Yine meşhur(!) üçlü defansla sahaya çıkma dehasını gösterdi. Aynı taktiği Galatasaray karşısında denemişti. 3-0’lık hezimetten ders almamış olacak ki bu kez 4-2’lik ağır bir tokat yedi. 

Jorge Jesus, Kadıköy’e oldukça havalı bir giriş yapmıştı. Ali Koç’un Haziran 2018’te başlayan başkanlık dönemi her sezon hüsran üstüne hüsran olunca, bu yıl mutlak şampiyonluk hedefi vardı. Şampiyonluğun doğal adayları Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor dalgalı bir grafik çizerken, Fenerbahçe istikrarı yakalıyordu. Neredeyse her maçta rotasyon uygulayan Jesus, sezonu erken açmanın avantajını yaşadı. Geniş kadro avantajını iyi kullandı. Fenerbahçe hücum presiyle rakiplerini boğarken, kolay gol yemesi dikkatlerden kaçtı. Kadıköy’de Ümraniyespor’dan 3, Karagümrük’ten 4 gol yediğinde defans zaafı gündem olmadı. 

Her büyünün bir bozulma anı vardı. Fenerbahçe ilk SOS’u Giresunspor karşısında verdi. Öne geçtiği maçı Joao Pedro’nun kırmızı kart görmesiyle 90 dakika sonunda 2-1 kaybetti. Asıl bozgun Dünya Kupası sonrası başladı. Jesus’un adının Brezilya milli takımıyla anılması kimyasını bozdu. Konsantrasyonu bozuldu. Brezilya rüyasından Trabzonspor ve Galatasaray yenilgileri uyandırmaya yetmedi. Dahası hatada ısrar etti. Sezon başında müthiş performans ortaya koyan Crespo’nun kayıplara karışmasını izah edemedi. 

Milyonlar verilip kadroya katılan ancak takıma zerre katkısı olmayan oyuncuların yükünden bir türlü kurtulamadı. Skoru değiştirmeye en yakın isimler olan Rossi, Emre Mor ve Arda Güler’i yedek kulübesinde tuttu. Küçük maçların büyük hocası olmanın lüksü, derbilerde pul pul döküldü. Dünya Kupası öncesine kadar, ‘sert, taviz vermeyen, hata yapanı affetmeyen’ görüntüsü kupa sonrası umursamazlığa dönüştü. 

Tedavide erken teşhis önemli. Bunun en iyi örneğini Bayern Münih gösteriyor. İlk tökezlemede daha kötü olmasının önüne geçmek için hocanın biletini kesiyor. Ali Koç, Brezilya rüyası gören Jesus’un biletini kupa sonrası kesmiş olsaydı bugün kaybedilen bir şampiyonluk yarışında olmazdı. Jesus hocalıkta kötü sınav verirken, Ali Koç yöneticilikte ona eşlik etti. Ortaya bugünkü tablo çıktı. 

Aslında maç başlamadan Beşiktaş kazanmıştı. Şenol Hoca, tıpkı Okan Buruk gibi Fenerbahçe’nin zaaflarını çok iyi çözmüş. Üçlü defansın arkasına iki hızlı oyuncusu Cenk Tosun ve Aboubakar’la sarkma planı tıkı tıkır işledi. İlk devreyi 1-0 geride kapatması aldatmasın, Beşiktaş devrenin sonuna doğru bulduğu pozisyonlarla öne bile geçebilirdi. İkinci devrede yaptığı nokta değişikler Şenol Hoca’ya maçı kazandırdı. Nathan Redmond’u sahaya sürüp maçı kazandırdı. Şenol Güneş’in nokta hamlelerini Jesus adeta seyretti. İlk devre tel tel dökülen üçlü defansta ısrar etti. 10 kişi kalan rakibi karşısında 1-0’lık üstünlükten 4-1 geriye düşmenin utancını yaşadı. Ders aldı mı? Hiç sanmıyorum. Çok mu umrunda? Yine hiç sanmıyorum. Zaten bir yıllık sözleşmesi vardı. Mayıs’a kadar kalırsa parasının tamamını, kovulursa tazminatını alır gider. Geriye kaybolan bir yıl daha ve yığılmış bir kadro bırakır. Sadece Jesus’un değil artık Ali Koç’un da gitmesi lazım. Yoksa hüsranların arkası gelmez. 

Şenol Güneş, Beşiktaş’ta farkını göstermeye devam ediyor. Kadıköy’de her yönden üstün olup, tarihi bir zafere imza attı. Cenk–Aboubakar ikilisinin yakaladığı uyuma Redmond katkısı 4-2’lik zaferi hazırladı. Keza kaleci Mert’in her geçen hafta artan formu 3 puanda önemli rol oynadı. Bu saatten sonra Galatasaray’ın şampiyonluk yolu sonuna kadar açılmış durumda. Elbette futbol sürprizlere açık ancak Okan Hoca, Jesusvari intihar kadro ve taktik seçimi yapmazsa yol kazasına uğramadan sezonu zirvede tamamlar. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin