HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ
‘Ağa ile marabanın’ hikayesini bilmeyen yoktur. Hani hikayenin sonunda maraba ağaya şöyle diyordu: “Ağam köyden çıkarken araba da senindi, at da senindi, yürüyen bendim. Köye giriyoruz. At senin, araba senin, yürüyen yine ben. Ağam iyi de biz bu haltı niye yedik?”
Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü, “Faizi artırmayacağız aksine indireceğiz.” açıklamasından sonra Dolar/TL dün 17,15’i görünce aklıma işte bu hikaye geldi. Türkiye’nin içinde bulunduğu ‘çıkmazı’ bundan daha iyi anlatan bir ‘hikaye’ yoktur sanırım.
Her şey Erdoğan’ın ‘Faiz sebep enflasyon sonuçtur’ teziyle başladı. Faizler indirildi ancak enflasyon düşmediği gibi kur patladı… Ekonomi yönetimi önce ‘Çin Modeli’ni savundu. Ardından ‘değersiz TL’yle cari fazla verilip, dolar girişiyle cari fazla verileceği ve dolayısıyla enflasyonun da düşeceği ileri sürüldü. Aralık ayında dolar 18 TL’ye fırlayınca Kur Korumalı Mevduat Hesabı icat edildi.
KKM açıklanana kadar Merkez Bankası’nın rezervleri, dolar çıkmasın diye heba edildi. Madem ‘değersiz TL’ iyi bir şeydi, o halde dolar artmasın diye neden milyarlarca lira yakıldı sorusu hala cevapsız…
KKM’nin dolar kurunu ve dolayısıyla enflasyonu durduracağını savundular. KKM açıklanınca dolar birkaç gün içerisinde 12 TL’nin altına düştü. Millete operasyon çeken rejim temsilcileri bayram ediyordu o gün.
Ancak bu sevinçleri de kısa sürdü. Dolar kuru Aralık sonunda 13,30’a geldi. Şubat sonunda 14 TL’yi aştı. Mart ayının başında 14,65 oldu. Mayıs’tan itibaren kur baskısı daha da arttı ve 16,35’i gördü. Dün ise yüzde 2’nin üzerinde değer kazanarak 17 lira 15 kuruşun üzerine çıktı.
İktidar temsilcilerine göre atılan her adım doğru. Tayyip Erdoğan, “Biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı ve nasıl yaptığımızı bilmiyoruz.” diyor.
Peki neyi/nasıl yaptılar?
- KKM operasyonundan sadece 3 gün önce dolar kuru 16,30 civarındaydı. Kur artmasın diye KKM icat edildi. Buna rağmen dolar yükselmeye devam etti.
- Kuru baskılamak için yıl başından bu yana Merkez Bankası’nın rezervlerinden 35-40 milyar dolar civarında rezerv satışı yapıldığı hesaplanıyor.
- Gelinen nokta; kur bugün 17 lira 10 kuruşu bile geçti.
- KKM nedeniyle mevcut TL hesapları da kura endekslendi. Kur arttıkça Hazine’nin yükü de katlanıyor. Bugün itibariyle Hazine’nin sırtına (ödenenler dahil) binen yük 150 milyar TL’nin üzerinde hesaplanıyor.
- Enflasyon TÜİK’e göre bile yüzde 73,5. ENAG ise yıllık enflasyonu yüzde 160 civarında açıkladı. Nureddin Nebati, önceki gün enflasyonla mücadeleyi değil, ‘büyümeyi’ tercih ettiklerini itiraf etti. Yani halk bilerek ve isteyerek, planlı olarak yoksullaştırıldı.
- MB’nın rezervleri heba oldu. SWAP’lar hariç net rezerv geçtiğimiz hafta itibariyle eksi 53 milyar dolar civarında.
- Dolar, yılbaşından bu yana TL karşısında yüzde 29 değer kazandı. Türk Lirası 5 ayda dolar karşısında en çok değer kaybeden ‘milli para’.
- 5 yıllık CDS risk primi 765 baz puanın bile üzerine çıktı. Ekonomide 500 üzeri, ‘olağanüstü kriz’ olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin CDS’sinin 700’ü görmesi, ülkenin yabancı platformlarda ‘kredibilitesinin’ kalmadığını gösteriyor.
- Mart ayında cari açık geçen yılın aynı ayına göre 2 milyar 229 milyon dolar artarak (yüzde 67) 5 milyar 554 milyon dolara ulaştı. 12 aylık cari açık 24.2 milyar dolara yükseldi.
- 2021’in tamamında de dış ticaret açığı 46,1 milyar dolardı. 2022’nin ilk 5 aydaki açık 42 milyar dolar! Önümüzde daha 7 ay var…
Şimdi biz de o ‘maraba’ gibi dönüp soralım; ‘iyi de ağam, biz bu haltı niye yedik!’