İşte Oscar’ı alamayacak film!

M. NEDİM HAZAR | YORUM

Sinema endüstrisinin en prestijli ve köklü ödülü olarak bilinen Oscar, istisnai bir/iki yıl dışında hep ilgi odağı olmuş, sadece Hollywood için değil, neredeyse tüm dünya sinemaseverlerin ilgisini çekmiştir.

Bu enteresan ödülün serencamını şuradaki yazıda kaleme almıştım.

Evvelen belirtmek isterim ki, hiç de isabetli Oscar tahminleri yapabilen biri değilimdir. Yaklaşık 30 yıldan beri hakkında kalem oynattığım sinema alanında ihtimal ki Oscar jürileri ile benim sanat kodlarımız bir türlü birbiriyle uyuşmadı. Bu yaştan sonra da biraz zor elbette.

Ancak bu otuz yıl bana bir şey öğretti.

Her yıl bu ödüller dağıtılmadan önce iki farklı tahmin geliştirmeyi öğrendim.

İlki kendi tahminlerim: bence bu yıl bu film Oscar almalı.

İkincisi ise jüri ile empati kurarak tahmin ettiğim: Bu yıl bu film ödül alacak!

Meslek hayatım boyunca çok az film, bu iki şıkkın aynı anda ortak cevabı olmuştur misal Braveheart gibi.

Galiba bu sene de böyle bir yıla denk geldik. Ama biraz tersinden bir durum söz konusu. Bu kez hangi filmin alamayacağını size söyleyeceğim.

Özellikle pandemi esnası ve sonrasında klasik sinema salon işletmeciliği ciddi yara alırken dijital platformlar epey rağbet gördü. Netflix ve türdeki platformlar artık çok önemli birer yapım şirketi gibi çalışıyor. Bu sebeple her yıl bu şirketlerin en az birkaç filmi bir şekilde Oscar ödüllerini kucaklıyor.

Sıradışı gerçek bir hikaye!

Önce size gerçek bir karakterden bahsetmek istiyorum: Diana Nyad!

Diana Nyad’ın hikayesi, insan dayanıklılığının ve iradesinin sınırlarını zorlayan bir serüven. 22 Ağustos 1949’da New York City’de doğan Nyad, genç yaşlardan itibaren yüzme konusunda olağanüstü yetenekler gösterdi. Kariyerine bir yüzücü olarak başladı ve kısa sürede ulusal yarışmalarda başarılar elde etti. Ancak gerçek tutkusu, açık deniz yüzme maratonlarındaydı.

Nyad’ın en büyük hayali, Küba ile Florida arasındaki tehlikeli sularda, köpekbalıkları ve zehirli denizanası tehditleri altında, koruyucu bir kafes olmadan yüzerek geçmekti. Bu tehlikeli geçişi dört kez denedi ve her seferinde çeşitli zorluklarla karşılaştı. Ancak Nyad, başarısızlık karşısında asla pes etmedi. 2013 yılında, 64 yaşındayken, Nyad beşinci denemesinde bu olağanüstü yolculuğu tamamladı. 53 saat süren bu yüzme maratonu, onu tarihin en büyük açık deniz yüzücülerinden biri yaptı.

Nyad’ın başarısı, sadece fiziksel gücünün ve dayanıklılığının bir göstergesi değildi; aynı zamanda, hayallerin peşinden gitmenin ve asla vazgeçmemenin simgesiydi. Onun hikayesi, yaşın sadece bir sayı olduğunu ve insanın kendi sınırlarını zorlayarak neler başarabileceğini gösteren ilham verici bir örnekti.

Nyad, yüzme kariyerinden sonra bir yazar, gazeteci ve motivasyon konuşmacısı olarak da tanınmakta. Deneyimlerini paylaşarak, insanlara kendi hedeflerine ulaşmaları için ilham vermeye devam etmekte. Diana Nyad, sadece spor tarihinde değil, aynı zamanda irade gücü ve insan ruhunun zaferi konusunda da unutulmaz bir iz bıraktı.

96. -Oscar Ödülleri

Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından 1929’dan bu yana verilen ve film dünyasının enlerinin seçildiği Oscar Ödülleri için adaylar belli oldu. 96’ncısı düzenlenecek olan Oscar Ödülleri’nin sunucusu ABD’li ünlü talk şov sunucusu Jimmy Kimmel olacak. Ödüller 10 Mart 2024’te sahiplerini bulacak.

Bazı seneler film üretimi açısından epey kısır geçse de bu sene değil. Scorsese’nin Dolunay Katilleri, Nolan’ın Oppenheimer’i gibi çok sağlam filmler var.

Christopher Nolan imzalı Oppenheimer filmi 13 adaylık ile zirveye yerleşirken Barbie filmi 8 adaylık elde etti. İki filmde En İyi Film kategorisinde aday gösterildi. Oscar tarihinde ilk kez aynı hafta sonu vizyona giren iki film, En İyi Film kategorisinde aday gösterilmiş durumda. Emma Stone’un performansıyla adından söz ettiren Poor Things ( Zavallılar) filmi ise 11 adaylıkla Oppenheimer’ı takip ediyor.

Aday olan tüm filmleri izledim diyebilirim. Son seyrettiğim filmden öncesine kadar ödüller konusunda aşağı yukarı bir fikriyatım oluşmuştu. Oscar jürisinin her zaman olduğu gibi Amerikan gelenekleri ve kendi kültürel kodlarına göre değerlendirme yapacağı, Barbie gibi yapımların bir adım önde olduğu Scorsese’ye emeklilik ödülü nevinden bir şeyler verileceği, Nolan’ın cesaretlendirileceğini filan yazabilirdim son aday filmi izlemeden önce.

Sinema ile ilgili otoriteler, hassaten Oscar konusunda uzman sitelere baktığımızda birazdan bahsini edeceğimiz filme pek şans tanınmaması gayet doğal.

Bunun en önemli sebebi sanırım filmin vizyona girme tarihi.

Bahsedeceğimiz film yukarıda kısa biyografisini de aktardığım NYAD. Film maalesef geçtiğimiz Ekim/Kasım ayında gösterime girdiği için hem ön jürinin hem de izleyicinin radarına diğer filmlerden epey geç girmiş oldu.

Filmin birkaç handikapı var. Bazı handikaplar ise aslında üstün yönü de.

Örneğin klasik bir drama yönetmeni tarafından çekilmemiş film. Karı-koca belgeselci olan  Jimmy Chin ve Elizabeth Chai Vasarhelyi ilk kez bir sinema ve böylesi bir spor draması çekmişler. Çiftin daha önce Free Solo gibi başarılı belgeselleri var ancak malum dram yönetmek belgesele hiç benzemez. Hele hele başrollerde iki büyük usta aktris oynatıyorsanız.

NYAD ne anlatıyor?

Diana Nyad’ın hayat hikayesine baktık. Peki bu hikayenin hangi kısımları ya da ne kadarı NYAD filminde var? İsterseniz önce filme genel bir bakışta bulunalım.

Söylediğimiz gibi NYAD filmi, Diana Nyad’ın (Annette Bening) 60 yaşında, köpek balığı kafesi olmadan Küba’dan Florida’ya 180 mil yüzme hayalini gerçekleştirme hikayesini anlatan 2023 yapımı bir biyografik spor draması. Film, Nyad’ın erken 2010’larda yaptığı birden fazla denemeyi ele alarak, bu zorlu meydan okumaya karşı azmini ve kararlılığını vurguluyor. Jodie Foster, Nyad’ın yakın arkadaşı, eski partneri ve adanmış antrenörü Bonnie Stoll rolünde, performansıyla hikayeye derinlik katarken, yönetmen koltuğunda karı-koca bir çift oturmuş: Elizabeth Chai Vasarhelyi ve Jimmy Chin.

Film, 1 Eylül 2023’te 50. Telluride Film Festivali’nde prömiyerini yaptı ve 20 Ekim 2023’teki sinema gösteriminin ardından 3 Kasım 2023’te Netflix’te yayınlandı. Eleştirmenler filmi övgüyle karşıladı, özellikle Bening ve Foster’ın etkileyici performanslarını öne çıkardılar ki bu performanslar onlara geniş çapta takdir ve sırasıyla En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında Akademi Ödülleri’nde adaylıklar kazandırdı. Film, yukarı kaldırıcı anlatısı ve Bening ile Foster arasındaki kimya için olumlu yorumlar aldı; bu ikilinin filmdeki duygusal anları klişelerin ötesine taşıdığı belirtildi. Ancak, bazı eleştirmenler filmin daha karmaşık temaları keşfetme fırsatını kaçırdığını, Nyad’ın olağanüstü atletik başarısının yüzey seviyesindeki portresinin ötesine geçebilecek daha derin bir karakter analizine girmemenin kaçırılmış bir fırsat olduğunu belirttiler.

Karı-koca belgeselci yönetmenler çift usta oyuncularla…

Film, Nyad’ın yolculuğunun hem fiziksel hem de duygusal bir maraton olduğunu gösteriyor, insan dayanıklılığının, arkadaşlığın ve zorluklara karşı ruhun zaferinin özünü yakalıyor. Nyad’ın geçmişine ve müzik seçimlerine ilişkin bazı eleştirilere rağmen, “NYAD”, olağanüstü bir başarının heyecan verici bir portresi, açık okyanusun nefes kesici manzaraları ve başrol oyuncularının nüanslı performansları ile öne çıkıyor. İsterseniz filmi biraz derinlemesine inceleyelim.

İnatçı ve geveze bir sporcunun azim öyküsü!

Önce bir kavramı kısaca açmama izin verin.

Sinizm, genellikle insanların motivasyonlarının özünde bencil ve menfaat güdümlü olduğu yönündeki inançla ilişkilendirilen bir düşünce tarzına deniyor. Bu bakış açısı, insanların ahlaki değerler veya toplumsal normlar yerine kendi çıkarlarını önceliklendirme eğiliminde olduklarını varsayıyor. Sinizm, aynı zamanda kurumlar, gelenekler ve idealler konusunda da şüpheci ve eleştirel bir tutumu ifade edebiliyor. Sinik kişiler, genellikle toplumun iyi niyetli eylemlerine veya ideallerine karşı kuşkucu ve alaycı bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu düşünce tarzı, Antik Yunan’da, özellikle de Diyojen gibi filozoflarla ilişkilendirilen Sinik Felsefe ile köken bulmuş, ancak günümüzde daha geniş ve çoğu zaman daha olumsuz bir anlamda kullanılmakta.

İşte çoğu filmin sinizmle yoğrulduğu bir dönemde, NYAD’ın tuhaf bir şekilde ferahlatıcı bir yanı var. Evet, bazı kısımları kaba olabilir, harekete geçmesi biraz zaman alabilir ve biyografik film formülünü yeniden icat etmeyebilir, ama yine de sonuçta başarılı bir kalabalık memnuniyeti sağlıyor.

Gerçek kahramanlar ve film ekibi…

İlham verici hikayesi açısından, NYAD, baş karakterin Küba’dan Florida’ya yüzme girişimlerinin oldukça basit bir öyküsünü takip ediyor. Bu underdog (yenilgiye yakın) /insan ruhunun zaferi hikayesi hiç de yeni değil, ancak burada dürüstlük ve özenle ele alınıyor. Filmin henüz başında Bening’in, Nyad olarak ilk sahnesi neredeyse istemeden komik, ve oyuncuların başlarda karakterleriyle tamamen rahat olmadıkları oldukça açık. Ancak, Nyad’ın kendisi gibi, film de zamanla teknik kalitenin artması ve oyuncuların yeteneklerini sergileyebilmeleriyle iyileşiyor ve sonunda onun başarısı için kalabalıklarla birlikte tezahürat yapıyor gibi hissettiriyor.

Esasen Diana Nyad, oldukça karmaşık bir figür. İnanılmaz başarılara sahip olduğu şüphesiz, ancak aynı zamanda kendini beğenmiş, dürüst olmayan ve genel olarak oldukça tartışmalı olarak biliniyor. Film üstün körü olarak çocuk tacizi, tecavüzü ve eşcinsellik imalarıyla geçiştiriyor ama bir diyalogda dediği gibi “Baban şerefsizin tekiydi” sözü oldukça tartışmalı aslında!

Nyad filmini izlemeye başlarken, film yapımcılarının bunu tamamen göz ardı ederek daha basit (ve Oscar oyları için daha cazip) bir hale getirmeyi tercih edeceğinden korkmadım değil ancak neyse ki bu durum söz konusu olmadı. Film, geleneksel güçlendirme hikayesiyle ilerlerken, Nyad’ın kibrinin yüzme etkinliğini raydan çıkarma tehdidi oluşturduğu arkadaşlarıyla arasında bir gerilim var. “Takım çalışmasının gücü” dersi klişe gibi görünebilir ve bir dereceye kadar öyle olduğu da bir gerçek! Ancak, filmin, kendi alçakgönüllülüğünüze bağlı olarak algıların nasıl değişebileceğinin incelenmesi, tüm film yapımcılarının dahil etmeyi arzulayacağı bir doku katıyor.

Bu filmle ilgili en çok konuşulan şeylerden biri oyunculuk ve çoğunlukla hemen herkes iki kadın oyuncunun muhteşem oyun gücünü takdir etmiş gibi gördüm ben. Annette Bening, bu idealist ancak egosantrik kadını tamamen sevimsiz olmadan pazarlamayı çok iyi başarıyor ve yüzme performansı için gereken fiziksel güç etkileyici. Belki bir tık rolüne tam anlamıyla ısınması biraz zaman alıyor ama bir kere yaptığında güçlü bir dönüş yapıyor.

Ancak bu filmin gerçek yıldızı (Ki bence en iyi yardımcı kadın ödülünü ziyadesiyle hak ediyor) Jodie Foster. Aslında epey yaşlanmış haliyle benim gibi çocukluğundan beri onu takip edenler için biraz buruk bir tat bıraktı ama karakterine o kadar çok kişilik ve yaşam gücü katıyor ki, role tamamen kayboluyor ve filmdeki en iyi kısım oluyor. Foster’a harika diyaloglar verilmemiş olmasına rağmen, saf yeteneğiyle filmi bir araya getiriyor ve arkadaşına olan bağlılığı ile kendi kendini gerçekleştirme arasında bölünmüş bir kadının karmaşık portresini inşa ediyor. Başka bir şey için değilse, performansı için bu filmi izlemelisin bence.

Meseleyi bağlamadın şunu söylemek isterim: ödül sezonu olmasaydı radarın altında kalacak tam da bu tür bir şey, ancak Netflix’te bulabileceğiniz çoğu filmden daha fazla hassasiyete sahip bir film NYAD. Tamam, inanılmaz derecede iyi yapılmış bir film değil, ancak olması da gerekmiyor. Bir hikayenin bu şekilde işlemesini sağlayan temel şey duygusal etki ve bunu sağlıyor. Son söz NYAD kusurlu ama tatmin edici bir film, yükseltici ve izlenmeye değer kadar iyi oyunculukla.

Gelelim filmin neden Oscar ödülü alamayacağına.

Alamaz çünkü sadece iki dalda aday, baş ve yardımcı kadın oyuncu. Aslında NYAD’ın gerçek hikayesinin dışında en güçlü yanı da bu. Yoksa ne yönetmenleri klasik rejisör sayılıyor ne de belli bir film dilleri var gibi görünüyor.

Her şeye rağmen bu etkileyici filmi izlemenizi öneriyorum…

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin