CUMALİ ÖNAL | HABER ANALİZ
Anlaşılan o ki, Suriye’nin geleceğini Türkiye ve İsrail’in Kürtler üzerindeki sert mücadelesi belirleyecek. Beşar Esad rejiminin çökmesiyle Türkiye, ‘şimdilik’ Fırat’ın batısını Kürt gruplarından temizleyerek istediğini aldı. İsrail ise bir anda Kürtlerin hamisi kesilerek uluslararası camianın dikkatini kuzey Suriye’ye çekmeye çalışıyor.
Esad’ın kalıntılarını temizlemek ve toprak bütünlüğünü koruyarak yeni bir Suriye inşa etmek için HTŞ öncülüğündeki grupların önünde alması gereken çok uzun bir yol var. Tabir caizse ülke ‘sil baştan’ oluşturulacak. Ancak bu grupların aşması gereken çok büyük engeller var ve bu engellerin başında da İsrail geliyor.
Şam’ın düşmesiyle birlikte Suriye’nin dört bir yanını bombalamaya başlayan İsrail, Esad rejiminin elindeki muhtemel kimyasal silahlar ve askeri teçhizatın terör gruplarının eline geçmesini engellemeye çalıştığını öne sürüyor. Ancak bu söylemiyle dünya kamuoyunun dikkatlerini dağıtmaya çalışan Netanyahu yönetimi, ülkenin tüm alt yapısını da yok ederek, bu grupların elini kolunu bağlamaya, hatta onları bir an önce birbirine düşürmeye zorlayacak politikalar izliyor.
İsrail, Kürt grupları korumaya aldı
İsrail, niyetinin istikrarlı bir Suriye olmadığını, işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki askerden arındırılmış bölgeyi de işgal ederek ortaya koydu. Pazartesi günü gazetecilere açıklamalarda bulunan İsrail’in şahin Dışişleri Bakanı Gideon Saar, “Dün Menbiç’te gördüğümüz gibi Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı. IŞİD’e karşı cesurca savaşan Kürtleri korumak için uluslararası toplumun bir kararlılığı ve eylemi olmalı. Bu konuda ABD yönetimi ve diğer ülkelerle görüştük.” dedi.
İsrail açıklamaları ve eylemleriyle 20 Ocak’ta ABD başkanlık koltuğuna oturacak Donald Trump’ı etkilemeye, tekrar Kürtlerin hamisi rolünü üstlenmesi için de zemin oluşturmaya çalışıyor. Trump birinci başkanlık döneminde adeta Kürtleri yüzüstü bırakmış, Suriye’deki kuvvetlerinin önemli bir kısmını geri çekmişti.
Muhaliflerin 27 Kasım’da Esad rejimine karşı başlattığı saldırılar sırasında da Trump adeta gelişmeleri görmezden gelmiş ve “Suriye darmadağın ve bizim dostumuz değil. ABD’nin hiç bulaşmaması gerekir. Suriye bizim sorunumuz değil. Müdahale etmeyin, ne olacaksa olsun!” demişti.
Ancak her ne şartta olursa olsun İsrail’i korumaya ve yanında olmaya yeminli bir isim olarak Trump’ın İsrail’in baskıları ve talepleriyle Kürtler konusundaki politikasından geri adım atarak, IŞİD bahanesiyle ülkenin doğusundaki 900 askerine takviye yapması da söz konusu. Bu durumda ikinci bir ‘Kuzey Irak’ senaryosu da gündeme gelebilir. ABD, Kürtleri Saddam Hüseyin tehlikesinden korumak için 36. Paralel’in kuzeyini uçuşa yasak bölge ilan etmiş, bu şekilde Kürtlerin güçlü bir otonomi oluşturmalarına giden yolu açmıştı.
İsrail medyasında gündem ‘Kürtler’
İsrail medyasında da İsrail’in Kürtlere hamilik yapması gerektiği yönünde son günlerde çok sayıda haber ve analiz yayınlanıyor. Jerusalem Post gazetesinin 9 Aralık tarihli Anna Barksy imzalı haberinde Kürtlerin İsrail’den korunma talep ettikleri öne sürülüyor.
‘Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye’deki Kürtler yardım için İsrail’e başvurdu‘ başlığıyla verilen haberde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri, İsrailli yetkililere başvurarak yardım ve koruma talebinde bulundu.” şeklinde ifadeler kullanılıyor.
Yine aynı gazete Ohad Merlin imzalı haberde isminin Sash olduğunu söylediği Doğu Suriye’den bir Kürt aktivistin, ‘”Öncelikle gururlu bir Siyonist olduğumu ve Kürtlerin çoğunun da öyle olduğunu söylemek istiyorum. İsrail’i seviyoruz. İsrail ile olan ittifakımız doğal, tarihe ve binlerce yıllık dostluğa dayanıyor.” şeklindeki sözlerine yer veriyor.
Kudüs merkezli Kudüs Güvenlik ve Dış İlişkiler Merkezi‘nde (JCFA) 8 Aralık’ta yayınlanan bir analizde ise İsrail’in Golan işgalini Golan Tepeleri’nin ilerisine taşıması önerisinde bulunuluyor. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde faaliyetlerine karşı İsrail’in Kürtlere destek vermesi çağrısında da bulunulan yazıda, Trump’ın Kürt politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiği aktarılıyor.
Suriye kaç parçaya bölünecek?
Esad’ın çökmesiyle birlikte Ortadoğu’da yeni haritaların ortaya çıkacağına dair çok sayıda teori ortaya atıldı. Bu teorilerden en çok alıcısı olanı ise Suriye’nin en az dört parçaya bölünmesi ve ülkenin kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulması da bulunuyor.
Ancak Kürtlerin İsrail ile ilişkilerinde çok dikkatli olmaları gerektiği de bir gerçek. Buna en güzel örnek ise Kuzey Irak’taki bağımsız Kürdistan referandumuydu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun açıkça desteklediği bu referandumda Kürtler ezici bir çoğunlukla bağımsızlık için oy kullanmış ancak akabinde Türkiye, İran ve Irak’ın uyguladığı abluka ve ambargo, Kürtlere çok ağır bir darbe vurmuş, bölgedeki ekonomik faaliyetler durma noktasına gelmişti.
Parçalanmış bir Suriye’nin en fazla İsrail’in işine yarayacağı da su götürmez bir gerçek. Türkiye için ise bu senaryo ihtimallerin en kötüsü. Türkiye’yi Suriye’de aktör yapacak tek senaryo ise ülkenin toprak bütünlüğünü koruması ve ülkenin bir an önce istikrara kavuşması.