M. AHMET KARABAY | HABER YORUM
Ortadoğu’da bölgesel bir savaş kapıda değil, çoktan başladı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde yaptığı ve alkışlarla kesilen konuşmasından “kayıtsız şartsız destek” sözünden sonra bütün bölgeye savaş ilan etti. Bir haftadan kısa bir süre içinde 5 ayrı ülkeye saldırdı. Sahip çıkmanız gerektiğini düşündüğünüz her ne varsa sahip çıkmanın yollarını bulun.
İsrail’in uluslararası hiçbir kural tanımayan bir ülke olduğu kurulduğu günden bu yana biliniyor. Saldırganlığı bütün bölgeyi tehdit ediyor. Dolayısıyla bütün bölgeyi de kendisi için tehdit sayıyor. Tel Aviv ya da Kudüs yönetimi, bu saldırganlığını 22 bin kilometrekarede yaşayan 10 milyon insana dayanarak yapmıyor.
İsrail demenin ‘dünyanın jandarması’ rolünü bırakmak istemeyen ABD demek olduğu bilinmesine rağmen bugün üzerine ağıt yakılan Hamas, 7 Ekim 2023’te kapsamlı bir saldırı başlattı. Kassam Tugayları’nın İsrail’in içlerine sızarak çoğunluğu sivil bin 200 kişiyi öldürdü, çok sayıda sivilin de yer aldığı 250 dolayında kişiyi de rehin aldı.
İsrail’in bu saldırıyı Gazze’yi boşaltmak ve girişeceği katliamlara gerekçe yapacağını zerre kadar muhakeme yeteneği olanlar görebilirdi. Ne var ki kendi toplumunun kanını döktürerek varlığına meşruiyet kazandıran Hamas, bu saldırıyı bir zafer gibi dünyaya sunmaya kalkıştı.
7 Ekim saldırısını “İsrail’in 11 Eylül’ü” sayan İsrail, Gazze’de taş üstüne taş bırakmayan saldırılarına bunu gerekçe gösterdi.
Dünyada iyice yalnızlaştığı bir dönemde İsrail Başbakanı Netanyahu, Atlantik ötesine gidip onur konuğu olarak ABD Kongresi’nde konuştu. Demokrat ve Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Netanyahu’yu 58’i ayakta, toplam 79 kez alkışladı. Bütün pervasızlığını ABD’nin en üst kurulunda sergileyen İsrail Başbakanı, “Bize araçları daha hızlı verin, biz de işi daha hızlı bitirelim.” dedi.
Ortadoğu’daki Küçük ABD, babasından istediği desteği bulan ufaklığın çevresine kabadayılanması gibi İsrail de Netanyahu’nun konuşması sonrasında beş ülkeye saldırdı.
- Irak’ta Bağdat, Kerbela ve Babil’deki Haşdi Şabi tugaylarının merkezlerine hava saldırısı.
- Suriye’de “terör yuvası” dediği başkent Şam’ın güney kesimlerini bombaladı.
- Lübnan’da başkent Beyrut’a defalarca hava saldırıları düzenledi.
- Gazze’ye yönelik saldırılar azalmadı, artarak devam ediyor.
- Ve İran’ın başkenti Tahran’da Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’ye suikast gerçekleştirdi.
İsrail, Tahran’da yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni için davetliler arasında yer alan Hamas lideri İsmail Haniye’nin kaldığı ev nokta atışı ile vurdu. Bu tür törenlerde güvenlik önlemleri zirve noktaya çıkar. Davet edilen her konuğun güvenliği önemli. Çünkü hepsi ev sahibi ülkenin koruması altında.
HAKAN FİDAN’IN SÖNEN BALONU
İran’ın 9. Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Pezeşkiyan’ın yemin töreninde Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil etti. Erdoğan’ın Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’ndaki performansını beğenmediğini önceki yazımda ifade etmiştim.
Hakan Fidan, Haniye’nin öldürülmesi olayı ve yemin törenine ilişkin gözlemlerini Kanal 7, Ülke TV ortak yayınında paylaştı. Belirlediği konulara vermek istediği cevapları en iyi sorulayan mecra olarak gördüğü bu kanaldaki performansı ise vasattan daha altta idi.
Ekranda bir Dışişleri Bakanı değil, toplumu hipnotize etme görevini üstlenmiş din görevlisi gibi konuşan Fidan, şunları söyledi: “İnsan olarak kendisi çok beğendiğim biriydi, uzun yıllara dayanan dostluğumuz vardı. Filistin davası için çok önemli bir insandı, kardeşimizdi. Dün de aslında Allah’ın hikmeti, içimde bir düşünce oluşmuştu, ‘Şehitlik nasıl yakışırdı’ diye içimden geçirdiğim bir insandı. Kendisini bir davaya adamış ve şehadetin en büyük mertebe olduğunu bilen bir insanın nihayet kendi hedefine ulaşmış olduğunu görmek mutluluk veriyor açıkçası.”
Hakan Fidan:
(Şehit Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye) Filistin davası için çok önemli bir insandı, kardeşimizdi. Bunlar, şehitliği arayan, özleyen insanlar. pic.twitter.com/Tv9gz3p4hb
— Dijital Gaste (@dijitalgastecom) July 31, 2024
Fidan neredeyse “Haniye’yi şehit ettiği için” İsrail’e teşekkür edecekti. Bir ülkenin Dışişleri Bakanı, böylesi kritik bir suikast ardından etmesi gereken laflar bunlar mı olmalı? Fidan röportaj boyunca bakan gibi kapsamlı bir değerlendirmeden uzak, daha çok yakın arkadaşının Haniye ile hatıralarını paylaşan biriymiş gibi konuştu.
AZERBAYCAN FAKTÖRÜ
Bilindiği gibi Azerbaycan, bölgedeki en büyük İsrail destekçisi. Bunu her olayda net bir şekilde ortaya koyuyor. Haniye’yi vuran bombanın Azerbaycan’dan fırlatıldığına yönelik iddialar doğrulanmasa da güçlü ihtimallerden biri olarak görülüyor.
Eğer durum böyle ise İran’da Azeri kökenli bir cumhurbaşkanı, daha göreve başlarken bir anlamda topal ördek durumuna düşürülmüş oldu. İsrail’in İran’a, güvenliği zirveye çıkardığın bir günde, en kritik misafirlerinden biri olarak bilinen Haniye’yi nokta atışıyla vurmasının, “Hiçbiriniz güvende değilsiniz!” mesajı verdiğini tartışan yok.
Ayrıca bu hamle ile İsrail, Türkiye ile Azerbaycan arasına da bir mesafe konulmasını sağlamış olacak. Filistin’e mutlak destek verdiğini göstermeye çalışan Ankara, artık “Gardaş Cumhuriyet’e” her zamankinden daha şüpheci yaklaşacak.
Azerbaycan, bugün bile İsrail’in ihtiyaç duyduğu petrolü, Türkiye üzerinden Yumurtalık limanını kullanarak ulaştırıyor. Aliyev yönetimi, uluslararası platformlarda siyasi desteğini hiçbir zaman esirgemiyor.
İsrail, Haniye’yi İran’da öldürmesinin görülmek istenmeyen bir yüzü daha var. Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin cumhurbaşkanı olarak “Karabağ’a, Libya’ya girdiğimiz gibi…” diyerek İsrail’e de girebileceklerini söylemesinin hemen ertesinde böyle bir saldırının gerçekleşmesi, Erdoğan açısından büyük talihsizlik oldu. Sarf ettiği sözlerin blöf olduğunu ortaya çıkarmış oldu.
Erdoğan’ın bu uluslararası kamuoyunda ciddiye alınmayan ama prestijini daha aşağılara çeken sözlerine İsrail ertesi gün karşılık vermiş oldu. Hem en sevdiği Filistinli liderin canını aldı, hem de acı ama gerçek Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamında oturan zata, “Bin yüz odalı saraya da saklansan, istediğimde seni yok edebilirim!” demiş oldu. “İran’ı vuruyorum ama Erdoğan sen anla!” mesajı verildi.
İsrail, artık İran’ın savaşa girmesini eskisinden daha çok istiyor. Daha önceki suikast ve nükleer tesis bombalamalarıyla kâğıttan kaplan olduğunu gösterdiği İran’ın savaşa girmesi halinde;
- Suriye’nin savaşa gireceğini biliyor.
- Irak’ın savaşın içinde olacağından emin.
- Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına dalmada iştahlı olduğunun farkında.
- Lübnan zaten savaştan kaçamaz.
Buyurun bölgesel savaş ve Büyük Ortadoğu Planı’nın yeni aşamasına.