İsraf bütçesi

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Bütçe açığı 2017’de 47,4 milyar lira. Kara delik geçen seneye nazaran 19 milyar lira büyümüş. Türkiye’nin ‘büyümede dünya birincisi olduğunu’ iddia ettikleri bir senede bütçe açığının bu kadar artması izaha muhtaçtır.

Bütçe açığı 2013’ten beri istikrarlı tırmanışa geçti. Dört sene evveline kadar 12 milyar lira civarında seyreden bütçe açığının 50 milyar liranın eşiğine gelmesi vatandaştan toplanan vergilerin yerli yerinde harcanmadığını gösteriyor.

KARA DELİKLER BÜYÜYOR

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı, delikleri tıkayacağına yeni gedikler açmayı tercih ediyor. Bütçesi kevgire dönmüş bir ekonomide, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan Kanal İstanbul’un güzergâhını açıklıyorsa ‘ballı ihaleler’in faturası kabaracak demektir. Adrese teslim ihaleler ve kamudaki lüks harcamalar yüzünden bütçe gelirleri giderleri karşılayamıyor.

Ayağına yorganına göre uzatmayınca piyasadan yüksek faizle borç almanın bedelini yine vatandaş ödüyor. Geçen sene toplanan her 100 liralık verginin 11 lirası faiz ödemesine gitti. Dile kolay sadece faize 56,7 milyar lira ödendi.

LİMONATA VE GAZOZDAN ÖTV ALINIYOR

Bütçede 1990’lı senelere rücu edilirken tasarrufun sadece ismi var. AKP, kemer sıkmaktan halkın daha fazla vergi ödemesini anlıyor. Sene başında Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) yüzde 15 ila yüzde 50 arasında değişen oranlarda artırıldı.

Limonata, meyve suyu ve gazoza bile yüzde 10 Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) getirildi. Elmastan ÖTV alınmıyor, gazozdan alınıyor. Zam paketi sebebiyle 2018’de vatandaş en az 28 milyar lira daha fazla vergi ödeyecek.

SADECE VATANDAŞ KEMER SIKIYOR

Vatandaş öyle ya da böyle üzerine düşen vazifeyi yerine getiriyor. Ekmeğin kısıp devlete olan borcunu ödüyor. Buna mukabil hükûmet olmayan paraları havayı saçıyor.

Diyanet İşleri Reisi’nin milyonluk Mercedes’i, jakuzili banyosu ya da bin küsur odalı Saray’ın altın varaklı kadehleri çok bilinse de kamuda israf her birime nüfuz etti. Diğer israf vakalarına en bariz misal olarak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı (KDGM) gösterilebilir.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE KURULMUŞTU

Bir ara Kurtlar Vadisi dizisinde ‘KGT’ diye bir kuruluş vardı. KDGM’nin senaryodaki mukabili olduğu söyleniyordu. İsmini de kısaltmasını da çoktan unutmuşuz. İki hafta evvel CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan’ın İçişleri Bakanlığı’na tevcih ettiği sualler sayesinde bahse konu müsteşarlık için milletin cebinden hâlâ milyonlarca lira harcandığından haberdar olduk.

Kürt meselesine köklü çözüm vaadi ile Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık yaptığı 4 Mart 2010’da kurulan KDGM, müzakereler akim kalınca 2014’te İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştı. Bakanlık uhdesinde zaten bir müsteşarlık bulunuyordu.

KAMU GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI NE İŞ YAPAR?

KDGM bakanlık bünyesine aktarılsa da doğrudan başbakanlığa bağlı olduğu günlerdeki gibi ödenek tahsisatı yapılmış. Senelik 2 milyon 250 bin TL kira ödeniyormuş. 10 senelik kira mukavelesine göre 2019’a kadar bu ödeme yapılacakmış.

Bircan gelinen nokta için, “Şu an ne iş yaptığı belirsiz bir kurum için yapılan masraflar AKP israfının ispatıdır” ifadelerini kullanıyor. KDGM’nin resmî internet sitesindeki bilgileri esas alırsak hâlâ müsteşarı (Prof. Dr. Lutfihak Alpkan) bile var.

Fonksiyonu değişmişse KDGM’nin İçişleri’nde genel müdürlük ya da daire başkanlığı seviyesine niye indirilmediğinin cevabı yok. Hali hazırda kaç personel çalıştığı, müsteşarlık binasının tefrişat ve tadilatına harcanan tutar gibi vatandaşın bilmek istediği kalemler sır gibi saklanıyor.

PERSONEL SAYISI ARTTI MI?

Konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyan Bircan’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan cevaplamasını istediği şu sualleri tekrar etmekte fayda var:

-Açılım süreci için oluşturulan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı şu an ne iş ve işlemler yapmaktadır?

-Müsteşarlık kuruluş kanununda İçişleri Bakanlığı’na bağlıyken, önce Başbakanlığa sonra da tekrar İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu değişikliklerin sebebi nedir?

-Kuruluş kanununda belirtilen 94 personel sayı herhangi bir şekilde artırılmış mıdır? KDGM bünyesinde şu an kaç personel istihdam ediliyor?

-Personel içinde yabancı uyruklu olanların sayısı nedir?

-Yıllık 2 milyon 250 bin TL kira ödenmesinin gerekçesi nedir? Kiralama sözleşmesinin biteceği tarih olan 2019 yılında tekrar aynı bina kiralanacak mıdır?

-Müsteşarlığın Hazine’ye yıllık toplam maliyet ne kadardır?

FAİZ DIŞI FAZLA DA ERİYOR

“Bu kadar mübalağa etmeyelim. Birkaç milyon liradan bir şey olmaz” diyenler o birkaç milyon liraların sene sonunda 47,4 milyar lira gibi bir bütçe açığa sebebiyet verdiğini bilmiyor olamaz.

Bütçe açığı artarken, bütün harcamalardan tasarruf yapıp kenara koyulan paraları ifade eden faiz dışı fazlanın (FDF) azalması da dikkatten kaçmasın. 2017’de faiz dışı fazla sadece 9,3 milyar lira oldu. 2012’de bile 13,1 milyar lira olan bu tutar aradan geçen beş senenin sonunda gerilemiş. Bu da demek oluyor ki borç ödemelerinde ana para tutarı azaltılamıyor, sadece faiz ödemeleri yapılıyor. Hem bütçedeki açık hem de FDF’deki bozulmanın toplamı bütçenin iyi idare edilmediğini ispat ediyor.

AÇIK 2018’DE 67 MİLYAR LİRA OLABİLİR

İsrafa, lüks harcamalara, iltimasa ve maliye odaklı teşviklerle ekonomiye suni canlılık verme siyasetine son verilmeli. Artık hükûmet ayağını yorganına göre uzatmalı. Seçim olup olmadığına bakmadan malî disiplinden taviz verilmemeli. Aksi halde bütçedeki kara delik 2018 sonunda 67 milyar liranın da fevkine çıkabilir.

Bunun ne mânâya geldiğini 2013’ten beri yaşayarak öğrenmedik mi? Faizler yüzde 20’yi geçerse ve döviz yeni zirvelere tırmanırsa AKP bütçe açığında kendi rekorunu kırmaya devam eder ki bütün bu geriye gidişin faturası erken seçimde ya da 2019’da vaki olacak başkanlık seçiminde iktidara kesilecektir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin