İşkenceye karşı neler yapmalı?

Konuk Yazar | Ramazan F. Güzel – KHK’lı Ağır Ceza Hakimi

Türkiye’den her geçen gün yeni işkence haberleri, işkence ile cezaevlerinde insanların öldürüldüğüne ve buna da ‘intihar’ denilerek kapatıldığına dair yürek yakan bilgiler geliyor.

En son olarak, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitiren ve Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) Türkiye 3. olan doktor İbrahim Halil Özyavuz’un, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde Haziran başında intihar ettiği ve 3 Haziran’da da hayata gözlerini yumduğu kaydedilmişti.

Bu olayın sosyal medya hesabından duyuran eski Mazlum-Der Başkanı ve HDP Milletvekili adayı Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Bu kaçıncı intihar, kaçıncı zalimlik.! Bylock denilerek gözaltı sonrası. Dr. İbrahim Halil Özyavuz . Cerrahpaşa birincisi, TUS 3.sü radyoloji uzmanı hekim… Bu hesap ahirete kalmaz.!” ifadelerini kullanmıştı.

Konunun hassasiyetine binaen, bu konuyu özet bir şekilde değinmek istiyorum.

***

PEKİ İŞKENCEYE KARŞI NE YAPALIM?

CEZA İNFAZ KURUMLARININ YÖNETİMİ İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA TÜZÜK’ün, ‘Hapis cezalarının infazında gözetilecek ilkeler’i düzenleyen 5. Maddesinin f fıkrası gereğince:

‘Kurumlarda, hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur..’

Dolayısıyla da devletin emaneti durumunda olan ve devletin gözetin ve bakım sorumluluğu altında bulunan tutuklu ve hükümlüler ile ilgili her türlü istenmeyen durum karşısında, genel Ceza Hukuku, gerekse İdare Hukuku anlamında devletin tam bir ‘kusursuz sorumluluğu’ bulunmaktadır.

Bu konu, ayrı ve tek başına bir araştırma ve yazı konusu. Biz burada kısaca ‘işkenceye karşı neler yapmalı, hangi yollara başvurmalı?’ meselesine özetle değinmek istiyoruz.

1- İşkence iddiaları konusunda ilk yapılacak işlem: bir doktor raporu almak. (Yaşananmış kötü muameleyi ispatlamak için.)

Rapor vermezlerse;

Özel bir doktorda / hastanede kendi imkanlarımızla muayene olup bu durumu bir şekilde raporlaştırmanın yoluna bakmalı.

Ama doktorlar işkence lafını duyunca “aman başımız ağrımasın” deyip uzak durabilirler.. O yüzden de hiç olmazsa, son çare; bir rahatsızlık ya da sıradan bir kavgaya karışmış gibi beyanda bulunarak vücudunuzdaki izlerin rapora geçirilmesini isteyelim.

2- Serbest bırakılınca da gerekli şeylerin fotoğrafını ve videosunu çekelim.

3– Yaşananları son derece ayrıntılı şekilde ifade eden bir şikâyet dilekçesi ile işkenceciler hakkında şikâyette bulunalım. Bu olayla ilgili sağlam raporu veren doktorlar varsa, onlar hakkında da şikâyette bulunalım.

4- Tanık isimlerini ve ifadelerini yazalım. Zira aynı konuda, aynı akıbete uğramış başkaları da vardır.

5- Yaptığınız şikayete takipsizlik kararı verilmesi durumunda takipsizlik kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde bu karara itiraz edelim. Bu itiraz dilekçemizde şu detaylar bulunabilir:

a- Uygun bir raporun verilmediği: (doktorun sahte rapor vermesi, rapor alınırken aynı odada polislerin de bulunması, kendi ifadenizin alınmadığı, yeni bir doktor muayenesine götürülmediği, şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı gibi..)

b- AİHS m. 3 anlamında etkin soruşturma yürütülmediği: Evet, netice itibariyle “etkin soruşturma yürütülmediği için” kararın kaldırılması talep edilmeli.

Bu noktada sürelere dikkat:

Süreler her durumda tebliğ ile başlar.

Eğer takipsizlik kararı tebliğ edilmezse savcılığa gidip bu kararın bir örneği istenmeli ve böylece 7 gün içinde itiraz hakkı her hâlükârda kullanılmalıdır.

6- İtirazınız da ret olması halinde:

AYM’ye başvuracaksınız, ret kararının tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde.

(Karar tebliğ edilmese bile ilgili sulh ceza hakimliğinden bu kararı temin edebilirsiniz.)

7- Anayasa Mahkemesi de başvurunuzu reddederse:

Bu durumunda ise 6 ay içinde AİHM’ye başvuracaksınız.

8– Hatırlatalım: İŞKENCE suçunun zamanaşımı yoktur!

İşkence görmüş kişi her zaman işkenceciler hakkında şikayette bulunabilir. Şikâyetinizi savcılığa bir dilekçe ile yapabilirsiniz her zaman.

İşkencecilerin tam kimliğini bilmenize de gerek yok. İsim bildirmeden de şikayette bulunmak mümkündür. Ama yer, zaman, unvan, lakap, giysi, eşkal gibi bilgiler vermek kaydıyla..

9- Diyelim ki, hiç birisini yapamadınız, fırsatınız ve imkanınız olmadı.. İşkencede zamanaşımı olmadığı için, mahkemede savunma yaparken dahi yaşananları anlatarak mahkemeden suç duyurusunda bulunulması talep edilebilirsiniz.

Mahkeme, bu talebinizi dikkate almazsa?

O zaman kendiniz de savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz, her zaman.

10- Önemli bir hatırlatma: Mahkemede savunma yaparken işkence ya da kötü muamele altında verilmiş ifadelerinizin hiç birisini kabul etmeyiniz. ASLA kabul etmeyiniz ve işkence altında bu ifadelerin alındığını vurgulayınız.

Bu işkence ya da kötü muameleler her şey olabilir:

-Tehdit, hakaret, yakınına zarar verme ya da onları da tutuklama tehdidi,

-“bunları söyleyeceksin, yoksa tutuklanırsın, şunları dersen serbest kalırsın, işine geri dönersin..” vaatleri gibi…)

Bunların hepsini anlatın. Yaşadığınız kötü muameleleri utanmadan, çekinmeden anlatın. Siz değil, bu suçta ihmali olanlar, devlet utansın! Yine rapor verilmeme vb durumlar olduysa da onları da detaylı şekilde anlatın.

11- Mahkemede bunları anlatmaya çalışıyorsunuz ama hakimler dinlemiyor, tutanağa geçmiyor diyelim, ne yapmalı:

Buna dair itirazınızı tutanağa yazdırmaya çalışın, ayriyeten de yaşadığınız işkenceyi ayrıntılı anlatan yazılı bir dilekçeyi mutlaka dosyaya koyun! Her şey yazılı olsun! Söz uçar, yazı kalır.

12- Her şeye rağmen yine de hakkınızda mahkumiyet kararı verildi diyelim. Bu iş orada kalmaz:

İstinaf, temyiz, AYM, AIHM var daha. Her aşamada bu hukuksuzlukları sürekli dile getirmeli.

İşkence iddialarınızın da peşini bırakmayınız, sonra da takip ediniz lütfen:

Mahkeme sizin adınıza suç duyurusunda bulunsa da, siz kendiniz bulunsanız da.

Hukuk çerçevesinde, kötülüğü kimsenin yanına bırakmayın lütfen. Elimizden geleni yapalım, haklarımızı arayalım, derim.

***

Sözümüzü bitirirken tekrar hatırlatıyoruz ki: “İŞKENCE SUÇUNDA ZAMAN AŞIMI YOKTUR!

Ve İşkencecilere, Hırvat işkenceci komutanı hatırlatıyorum. Bu komutan, 25 sene önce işlediği suçlardan dolayı 13 yıldır yargılanıyordu. Mahkeme temyiz sonrası 20 yıl hapis cezasını kendisine bildirince, zehir içerek intihar etmek istemişti. Yıllar sonra aynı kötü duruma düşmemeniz adına, hatırlatıyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin