YORUM | RAMAZAN F. GÜZEL
Türkiye’nin şu an en büyük meselesi ne Koronavirüs ne de deprem. En öncelikli ve önemli meselemiz Adalet! Adaletin, demokrasinin ve hukukun olmadığı yerde diğerlerinin sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşması imkânsız!
28 Şubat darbesinin yıldönümünde 19-20’li yaşlarında çoğunluğu kız, 56 üniversite öğrencisi gözaltına alınmış, Ankara Emniyet Terör Şubesi’nde işkenceler yapılmaya başlamıştı! İsnat edilen suç ise, “Gülen Hareketi mensubu olmak”! Yaşananlarla ilgili Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’ne bağlı baro avukatları, işkenceye maruz kalan mağdurlardan biri ile görüşme talep etmiş, reddedilince de 6 Mart 2020 tarihinde buna dair 3 sayfalık bir tutanak hazırlamıştı.
Tutanağa geçirilen kötü muameleler şunlar:
- Beşerli gruplar halinde karanlık bir odaya alınan genç kızlar iç çamaşırları kalana kadar soyuldu,
- Ters kelepçeler takıldı,
- Başlarına siyah poşet geçirilerek havasız bırakıldı ve bu sürekli olarak tekrarlandı,
- Elinde eldiven olan bir kişi, başı poşetli kızlara, “Elimde kerpeten var, tırnaklarınızı çekerim, üzerime kan sıçramasın, konuşun, bizi fazla yormayın” şeklinde tehditlerde bulundu,
- Bu kızlara sürekli olarak küfürler edildi, yumruklandı ve cinsel tacizde bulunuldu! Bu işkenceler yüzünden ayakları kırılanlar oldu.
- Gözaltında işkence gören bu genç kızların arasında bir de MS hastası olduğu, ilaçları verilmediği için hayati tehlike altında olduğu ifade edildi.
- Bütün dünyada kadınların günü kutlanırken halen bu genç kızlara yapılan işkencecilere ne ülke içinde ne de ülke dışında “dur” diyecek kimseler çıkmadı…
Sonradan bu öğrencilerden 19’u Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklama kararında tek satır gerekçe yok!
Merak ediyorum; 19-20 yaşlarındaki üniversite öğrencilerine işkence yapmak ve akabinde öğrenci olduklarına bakmadan tutuklayarak cezaevine gönderecek kadar nasıl kötü olabilir bir insan? Tutuklama kararında imzası olan Hakim Eren Şen hakkında kısa bir araştırma yapınca “demek ki olabiliyormuş” demekten kendimi alamadım.
Meğer Ankara 8. Sulh Ceza Hakimi Eren Şen sıradan biri değilmiş.
Gelin kim olduğuna birlikte bakalım.
Kimdir, nasıl gelmiştir oraya, oraya gelinceye neler yaşamıştır?
Bundan yaklaşık 4 ay kadar önce değerli TR724 yazarı gazeteci Adem Yavuz Arslan, “Sıkıyönetim direktifindeki ‘hata’ darbecileri deşifre etti” başlıklı önemli bir yazı kaleme almıştı.
Yurtta Sulh Konseyi’nin her yere faksladığı yazı ile 2015’lerde Karargâh’ta yapılan fişlemelerin bire bir/ hatalarıyla birlikte aynı olduğuna dair… İşte o hâkim Şen, o bahse konu fişlemelerin elebaşlarından birisiydi. İlginçtir ki Eren Şen’in adı, Yurtta Sulh Konseyi’nin darbe sonrası görevlendirilecekler listesinde de geçiyor!
Eren ŞEN, 1987 doğumlu, 2010 yılında askeri hâkim olarak mesleğe başlamış, 2014 yılına kadar Cemaat’in içindeymiş gibi hareket etmiş birisi. 17/25 Aralık 2013 Yolsuzluk Operasyonundan sonra AKP’li Mustafa Şentop’un yanına gitmiş ve “itirafçı/işbirlikçi” olmayı teklif etmiş.
Bu görüşmeden sonra kendisi gibi askeri hakim olan Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu ve halen Deniz Kuvvetleri Adli Müşaviri olan Hakim Albay Taner Güçlü ile bir fişleme ekibi kurmuşlar. Biri Deniz Kuvvetleri’nde, biri Karargâhta biri de Jandarma Komutanlığı bünyesinde görev yapan bu isimlerin bir araya gelmesi hayatın olağan akışına aykırı.
Ve bu ekip son 10 yıl içinde askeri hâkim ve savcı alımlarında 60 puan ve üstü alan herkesi fişlemişler. Ne garip bir tesadüf (!) ki, Eren Şen de o sınavların birinde birinci olmuş! Buna dair Sözcü Gazetesi’nin 5 Haziran’da yayımladığı “AKP’nin kurmayı kefil oldu, FETÖ’den gözaltına alınan askeri hâkim serbest kaldı” başlıklı bir habere konu olmuştu.
Haberde, AK Parti Milletvekili Mustafa Şentop’un Ankara Savcılığı’na verdiği ifadede, “FETÖ”den gözaltına alınan Genelkurmay Askeri Savcısı Hâkim Üsteğmen Eren Şen için “FETÖ’cü değil” diye kefil olması üzerine Şen hakkında takipsizlik kararı verildiği yazılıyordu.
Halbuki Eren Şen’in dosyasında gizli tanık ifadeleri ve ankesör iddiaları da var. Yani AKP yargısının kriterlerine göre dosyası dolu! Ama hemen herkesi meslekten atarlarken, hakkından böylesine ciddi iddiaların olduğu birileri listelerden çıkarılıyor!
**
Eren Şen’in üniversite yılları da tam bir muamma!
- Önce Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne giriyor.
- Oradan Konya Selçuk Üniversitesi’ne geçiyor…
- Nasıl oluyorsa bir anda İstanbul’da okumaya karar veren Şen, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesine geçiş yapıyor.
- Orada da öğretim görevlisi olan Mustafa Şentop ile bir şekilde tanış(tırıl)ıyor.
- O sıralar Gülen Cemaati ile dirsek temasında olan Şen, aynı zamanda Şentop üzerinden AKP’lilerle de irtibat halinde… Baştan beri Cemaat’in içine köstebek olarak mı yerleştirildi, yoksa sonradan mı devşirildi, bu konu tartışmalı…
Görevde olduğum zaman bana da teklif edildiğinden biliyorum ki birçok yargı mensubuna cemaat aleyhine itirafçı/işbirlikçi olma teklifleri götürülmüştü. “Eğer kendileri ile çalıştıkları takdirde ihraç edilmeyeceği, varsa bir soruşturması kapatılacağı, hatta iyi görevlere bile getirilebileceği” gibi teklifler…
İşte bu Eren Şen, askeri yargıdaki görevi bittikten sonra adli yargıya geçiriliyor. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üye hâkim olarak kısa bir süre görev yaptıktan sonra, geçtiğimiz yıl temmuz kararnamesi ile “Terör ve Örgütlü Suçlar bakımından büyük öneme sahip” olarak ifade edilen Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğine getirilmiş. Bu kritik atama da Sözcü Gazetesi’ne “Yargıda, FETÖ ile mücadele konusunda önemli atama!”şeklinde yansımıştı.
Haberde, Şen’in Sulh Ceza Hakimliğine geçişinin TSK tarafından olumlu bir gelişme olarak karşılandığı” ifade edilmişti. Yani özetle Karargâh tarafından, üniversiteli genç kızlarının tutuklanması gibi hassas operasyonlar için özel olarak seçilmiş bir isim idi Eren Şen!
VELHASIL
Eren Şen gibi çok sayıda özel seçilmiş operasyonel tipler var. Kiminin zaafından, kiminin korkusundan faydalanarak çok veballi işler yaptırıldı onlara…
Yeri geldikçe bu tipleri sizlerle paylaşacağım.
Bize düşen, tarihe böyle şerhler, notlar düşmek.
Elimden gelebilen de şimdilik bu!
Kalemine sağlık yüreğine bileğine sağlık ağzına sağlık sizin gibi cesur ve dik duranlar sayesinde umut ışığı sönmüyor 👏👏👏👏
Müjdelenen Asım’ın altın nesli, Cenabı Allah’a ahdu Peyman veren, asrın kutlu hizmetinin hadimlerinin kıssalarını sevgi saygı ve gıbta ile okurken, aynı zamanda gözyaşları içinde dualarla yad-ı cemil edeceklerdir. O mazlum hadimlerede zulmeden esfelesafilin guruhunuda dualarında unutmayacaklardır. Arkalarında yedi kıtada hizmetle taçlanan tertemiz nurani bir mazi bırakarak, ilahi huzura yürüyen bahtiyarlar, hizmetin şanına layık bir karşılaşma ile de onare edilecekler. İnşallah. Herkes Rabbisine ahdu Peyman da bulunduğu Karakterinin gereğini yapıyor. Bizler Elhamdülillahi ala külli hâl, sivel küfr, veddelal diyoruz. Cenabı Allah başta HE olmak üzere hacet ve sıkıntı içerisinde kıvrım kıvrım kıvranan eli öpülesi mübarek ablalarımıza, bacılarımıza, ağabeylerimize, kardeşlerimize sağlık sıhhat ve afiyetler versin. Rabbim O mazlumlara yeniden Küheylanlar gibi çatlayıncaya kadar koşuşturacak zengin imkanlar versin. Amin
Tesekkürler
Emeginize saglik
Kaleminize sağlık. Unutturmayalım bu zulümleri