İnsan hakları savunucusu ve avukat Figen Çalıkuşu, milyonlarca insanın ‘irtibat, iltisak’ hukukuyla haklarının gasp edildiğini söyledi. İşkenceyle öldürüldükten sonra görevine iade edilen öğretmen Gökhan Açıkkollu’yu hatırlatan Çalıkuşu, “15 Temmuz’un alameti farikalarından biri de KHK’lar. ‘Allah’ın lütfu sistemi kurulurken bir toRba açıldı ve torbanın içine ülkenin 1,5 milyon insan sokuldu ve terörist damgası vuruldu. Pek çok masum insanın da hayatını çöküldü.” dedi.
Avukat Figen Çalıkuşu, Halk TV’de yayınlanan gazeteci Ayşenur Arslan’ın sunduğu ‘Medya Mahallesi’ programına konuk oldu. Seçim güvenliği konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Bu konuda muhalif partilere büyük sorumluluklar düştüğünü anlattı. Çalıkuşu, “Öncelikle oy kullanmaya gitmemiz lazım. Kullanmadığınız oy karşı tarafın işine yarayacak. Oy kullanmadan önce de oy pusulasının arkasına bakmamız lazım. Arkasında mühür var mı yok mu? Mühür olması gerekiyor. Arkasında sandık kurulunun mühürü olmayan oylar geçersiz sayılıyor. O oylar sayılıp, tutanak imza altına alınana kadar oradan ayrılmamalıyız. Bir pazar günümüzü sandıkların başında durarak geçirirsek birşey kaybetmeyiz ama çok şey kazanırız.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Başhukuk Müşaviri Mehmet Uçum’un, “AYM ve AİHM kararları bağlayıcı değil, yönlendiricidir. Milli yargı devredilemiz.” sözlerini değerlendiren Figen Çalıkuşu, yaşanan hukuksuzlukları şöyle anlattı: “Mehmet Uçum’un bu sözleri mahkemeler talimattır. Uçum aslında, “AYM kararlarına uymayın. Çünkü ben külliyenin baş hukuk müşaviri olarak size bunu söylüyorum. Milli yargı devredilemezmiş! Evrensel hukuk ne oldu? Bu aslında bir depremdir. Ama maalesef bunun da üzerinde durulmadı.”
Figen Çalıkuşu, programın son bölümünde KHK’lılar konusuna değiniyor. İşkence altında öldürülen öğretmen Gökhan Açıkkollu’yu hatırlatan Çalıkuşu, şunları söylüyor:
15 Temmuz’un alameti farikalarından biri de KHK’lar. ‘Allah’ın lütfu sistemi kurulurken bir topba açıldı ve torbanin içine ülkenin 1,5 milyon insan sokuldu ve terörist damgası vuruldu. Pek çok masum insanın da hayatını çöküldü.
Çok sipesifik bir örnek; bakın ‘iltisak’ diyorlar. Bu bir profesörün verdiği rapordur. ‘İltisaklı’ saymışlar; hangi gerekçelerle yapmışlar bunu; ‘kuvvetli kanaatle’! Kanaatle insanların hayatlarını çöküldü, aileleri kazınmak istendi, iş imkanları ellerinden alındı.
İçimde çok büyük bir sızıdır; Gökhan öğretmen vardı. 13 gün kaldı gözaltında. Şeker hastasıydı, ilaçları verilmedi. İşkence gördü. Bu dönem değiştiğinde sorumlular hakkında dava açılacaktır. Orada kalp kriziyle öldü. Diyanet cezanesini kaldırmadı. OHAL komisyonu kararı sonrası görevine iade edildi. Öldükten sonra suçsuz olduğu anlaşıldı. Bu konu derin bir sızı. Ne acılar var, ne acılar var…