Milli Eğitim Bakanlığı’nın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bir yazı göndererek belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılması ve yeni kreş açılmaması talimatı vermesine tepki gösteren tepki gösteren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu akıl tutulması, ne yapacağınızı şaşırmak. Allah bunlara akıl versin. Senin yazın vız gelir tırıs gider. Hadi gel de kapat. Cesaretin varsa bekliyorum.” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bir yazı göndererek, sahada yapılan incelemelerde belediyelere bağlı kreş adı altında açılan yerler olduğunu ve bu yerlerde 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okul öncesi eğitim kurumlarının programında yer alan etkinliklerin yapıldığı ve bu program ve kapsamda eğitim öğretim faaliyeti yapıldığının tespit edildiğini bildirdi.
Konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılında verdiği karar ile Belediye Kanunu’nun “Belediyelerin okul öncesi eğitim kurumları açabilir” hükmünü iptal ettiği belirtilen yazıda, belediyelerin izinsiz eğitim öğretim faaliyeti konusunda uyarılarak yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi ve mevcut yerler hakkında kanun hükümlerine göre hareket edilmesi konusunun belediyelere bildirilmesi istendi.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı”nı kamuoyu ile paylaştı. Harbiye Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan İmamoğlu, MEB’in bu hamlesine çok sert tepki gösterdi.
İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ, CUMHURİYETİMİZİN KURUCU VİZYONUDUR”
“25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olduğundan, bugünkü sunumumuz Kadına Yönelik Şiddete odaklanmıştır. Ancak birkaç gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olduğundan ve son günlerde ülkemizde bu kapsamda yaşanan vahim olaylar yüzünden Eylem Planımızda, çocuklarımızı korumaya yönelik de birçok aksiyon göreceksiniz. Çocuklarımız için, pek çok uluslararası ve ulusal STK’larla iş birliklerini geliştireceğiz. Kadın-erkek eşitliği, Cumhuriyetimizin kurucu vizyonudur. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de en önem verdiği ilkelerin başında gelir. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ve vazgeçilmez unsurlarındandır. Bizim görevimiz, bu eşitliği gerçekten hayata geçirmek ve en başta kadınların yaşam hakkını korumak, güvenli yaşamalarını, kendilerini gerçekleştirmeleri ve mutlu bir hayata ulaşmaları için elimizden gelen her gayreti göstermektir…”
“KARA CAHİL CÜMLELERLE İNSANIMIZA VE GEÇMİŞİMİZE HAKARET EDEN, ATATÜRK’E KADAR DİL UZATAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI…”
“Ben, bir konuyla ilgili biraz sizleri meşgul edeceğim. O da Türkiye’de milli eğitimle uzaktan yakından ilgisi olmayan, bana göre eğitimle ilgili başarısızlıklarını örtmek için, birkaç haftadır Türkiye’mizin geçmişine dil uzatan, laf söyleyerek insanları etkilemeye çalışan, kara cahil cümlelerle insanımıza ve geçmişimize hakaret eden, Atatürk’e kadar dil uzatan Milli Eğitim Bakanı, bediyelerimize bir yazı yolladı. Ve yazıda ne diyor biliyor musunuz? Bu Çocuk Etkinlik Merkezi dediğimiz kreşler var ya, ‘Belediyelerin kreş yaptıklarını tespit ettik. Belediyeler, derhal bu kreşleri kapatın’ diye bize yazı yazdı. Hani ben bunlara, Allah akıl versin diye dua ediyorum ya… Bakın; Mustafa Kemal Atatürk ne demiş biliyor musunuz? ‘Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlara karşı ihmal ve kusurun sonucudur’ demiş. Bu akıl da diyor ki bize, ‘Kadınları ve çocukları ihmal edin!’ Bakın, başka bir açıklaması yok bunun.”
“BU AKLA, BU MİLLET, ÖNÜMÜZDEKİ SANDIKTA, ‘GİT KARDEŞİM BAŞIMDAN’ DİYECEK”
“105 tane kreş açtık. Sıfırdı. Daha ilgincini söyleyeyim mi size? İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da belediye başkanlığına aday gösterilen adayları, kreş vaatlerinde bulundular. Daha dün, 8 ay önce. Şimdi adayları kreş vaadini niye gösterdiler? Çünkü, ben ne dedim hatırlıyor musunuz, ‘Bizim kreşlerimiz, sizin Kanal İstanbul’unuzu yendi, yendi. Bizim Kent Lokantalarımız, milletin vicdanıyla sizi altüst etti, yerle bir etti.’ Şimdi kalkıyorsunuz, bu yazıyla insanlara Milli Eğitim Bakanı olarak diyorsunuz ki, ‘Bu kreş işi belediyelerin değil, Milli Eğitim’in işi. Siz kreşlerinizi kapatın!’ Niye açmadınız? Niye açmadınız? Hangi yüzyıldayız? Kreş niye açmadınız? Bakın; bu var ya bu, akıl değil, bu akıl tutulması. Ne yapacağını şaşırmak. Bakın, size bir şey söyleyeyim sevgili hemşehrilerim: Şu anda açtığımız 105 kreşte kaç kişi çalışıyor biliyor musunuz? 1500 kişi çalışıyor. Bu 1500 kişinin, görmemiş olan varsa davet ediyorum, lütfen en yakın kreşe bakın, bu çalışan 1500 kişinin yüzde 97’si kadın. Sen diyorsun ki, ‘Kreşleri kapat!’ Yahu sen, ‘Bu şehirde bugüne kadar 20 bin annenin faydalandığı kreşleri kapat’ diyorsun. Ben de diyorum ki; seneye biz, 150’yi aşan kreşe ulaşacağız. 20 bin çocuk oraya gidecek, 20 bin anne de iş bulacak’ diyorum. Kafaya bak! Ben, gece-gündüz istihareye yatsam, bunlara dua etsem, yetmez bunlara. Allah bunlara akıl versin. Allah bunlara akıl versin. Ama bu akla, bu millet, önümüzdeki sandıkta, ‘Git kardeşim başımdan’ diyecek, ‘Git kardeşim başımdan’ diyecek. Bu kadar net. Böyle bir akıl olmaz.”
“AKLI BAŞINDA BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANI NE YAPAR?”
“Bakın; böyle bir işin siyaseti olmaz. Aklı başında bir milli eğitim bakanı ne yapar? Ben de kaç tane kreş yapsam diye, can atar. Öyle değil mi? Hani İBB, 105 açtı… Yahu 105 nedir? 150 açtık diyelim. Hedefimiz 200’e yakındı. İlçe belediyelerimizle varsayalım 350. Yahu 350 kreş nedir Allah’ını seversen? 20 milyonluk şehirde yaşıyoruz. Nedir? Sevgili hanımefendiler, iyi biliyorsunuz, bir çocuk bir yıl kreşe gittikten sonra acayip bir çocuk oluyor. Öyle değil mi? Yahu ben bu kreşleri niye açıyorum? Niye bu hedefi koydum? Ben diyorum ki, ‘Benim bir evladım bile, hiçbir çocuktan bir adım geri kalamaz kardeşim.’ Devletin işi nedir? Devletin işi, bir çocuk geri kalmışsa, onu diğerleriyle eşitlemektir. Niye ‘devlet ana’ diyoruz? Niye devlete ‘baba’ diyoruz. Niye? Ama devlete form değiştirmeye çalışıyorlar. Nasıl? Devlet ürkütecek. Devlet korkutacak. Devlet kızacak. Devletin kaşları çatık olacak. Yasayı yok sayacak. Biz de ne diyoruz biliyor musunuz? Devlet hoşgörülü olacak. Devlet, ana kucağı olacak. Devlet, baba ocağı olacak. Devlet, vatandaşını okşayacak. Devlet, insanını ayırmayacak. Devlet, partizanlık yapmayacak. Devlet, kime oy verirse versin, vatandaşını başının tacı yapacak. Devlet inancına bakmayacak. Devlet giyimine, kuşamına bakmayacak. Devlet, herkesi sevecek, herkesi. İşin özeti bu. Sen kalkmışsın, bizim zaten maneviyatımıza hakaret ediyorsun. Bir de kalkmışsın, ‘Kreşleri kapatacağım’ diye yazı yolluyorsun. Senin yazın var ya vız gelir tırıs gider kardeşim. Vız gelir tırıs gider. Hadi gel de kapat. Hadi gel de kapat. Gel 150 tane kreşi kapat bakalım. Cesaretin varsa, bekliyorum.”
“SENİ EKREM İMAMOĞLU’YLA YAN YANA GÖRÜRLERSE, ‘CIZ’, YANARSIN!”
“Ha dersen; ‘Ben, Milli Eğitim Bakanı olarak, bir dakika ya, İmamoğlu ne diyor?’ Cesaretin varsa, davet ediyorum seni. Birebir eşlik edeceğim, sana kreşleri gezdireceğim. Sana kreşleri gezdireceğim tek tek. Bakacaksın, orada kaç tane genç kızımız kreş öğretmeni olarak çalışıyor. Bakacaksın, dünyada bu kadar kaliteli bir kreş yapısı gördün mü? Davet ediyorum. Ama cesaret edemezsin gelmeye. Seni Ekrem İmamoğlu’yla yan yana görürlerse, ‘cız’, yanarsın. Yanarsın. Sizi koltuk meraklılarız sizi. Birilerine şirin görünmek… Başka bir şey değil derdiniz. Yazık. Vatandaşımıza bu uygulamalarınızla yazık ediyorsunuz. Üzülüyorum. Ben diyorum ki, ‘Yahu bir tane daha kreş yapsam da 100 tane çocuk daha gelsin. 100 çocuk demek, annelerin daha çok iş bulması demek. Ben çocuklara gidiyorum. 4-5 yaşında çocuk kreşe başlamış, 5-6 ay sonra bana her şeyi soruyor. Benden her şeyi istiyor. Bana; her şeyi soran, benden her şeyi isteyen çocuk lazım kardeşim. Sorgulamayan çocuk, bu millete lazım değil.”