İmamoğlu’ndan Kurum’a ‘Gazze’ daveti: Gel gel, çekinme; yardımları beraber gönderelim

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP’nin İstanbul Adayı Murat Kurum’un, “31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek.” sözlerine tepki gösterdi. Kurum’a yeni bir davette daha bulunan İmamoğlu, “5 Mart Salı günü, yani 3 gün sonra, sabah 11.30’da, seni Sultangazi’deki tesislerimize, lojistik sahaya davet ediyorum, gel. Orada beraber İstanbulluların yardımlarını, hep beraber Gazze’ye yolluyoruz. Gel. Bekliyorum!” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Zeytinburnu İlçe Belediye Başkanı adayı Onur Soytürk, Adalet Meydanı’ndaki halk buluşmasına katıldı. Meydanı ve çevresindeki boşlukları hınca hınç dolduran coşkulu kalabalık, İmamoğlu ve Soytürk’e sevgi gösterilerinde bulundu. Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasından bazı bölümler şöyle:

Bakın onlar ne yapıyor? Bir gün, ‘Onu davet etmedik. Kendi kendine davet uyduruyor’ diyorlar. Ertesi gün, ‘Koltukta ismi vardı. Niye gelmedi’ diyorlar. Bu milletin parasıyla, bu milletin vergisiyle çalışan ama bizim adımızı bile anmayan TRT’ye çıkar, ‘Benimle yayına çıkamaz, benimle proje tartışamaz’ der. Bir gün geçer, ‘İstanbul’u konuşacağımız her alanda olmaktan zevk duyarım’ diye ben söyleyince, hemen geri adım atıp, ‘Samimi değil’ der benim için. Yahu ben size bir şey söyleyeyim mi? Bunları tarifleyen, bu arkadaşı ve ekibini tarifleyen bir söz: Hani milletimiz bilir; tornistan.

Bir başka örnek daha vereyim mi tornistana: Felaket projesi. Allah’ın izniyle yaptırmadık, yaptırmayacağız Kanal İstanbul’u, yaptırmayacağız. Bu milletin geleceğini çalamayacaklar. Bu memleketin topraklarını, bu milletten alamayacaklar. Yaptırmayacağız. İşte o felaket projesi Kanal İstanbul için, bağıra bağıra, hatırlayın televizyondaki röportajlarını… ‘Ya-pa-ca-ğız.’ Öyle diyorlardı, hatırlayın. Şimdi de ne diyor?

Hatta ona soru soran, gazetecilere de fırça atıyor. ‘Neden devamlı bana bunu soruyorsunuz’ diyor. Bunların seçimler gelince büründüğü hallere, inanın acı acı gülüyorum. Hani vardır ya; bir de kendileri parolayı çok kullandılar. Neydi? ‘Dik dur, eğilme.’ Vallahi şimdi eğri büğrü değil bunlar, büklüm büklüm, kıvır kıvır bir hallerdeler. Tuhaf halleri var, tuhaf.”

2019’da ne diyorlardı Ekrem İmamoğlu için? ‘Binali Yıldırım mı diyeceksiniz, Sisi mi diyeceksiniz’ diyorlardı. Sisi ben oluyorum bu arada. Sisi dedikleri de bu arada Mısır Cumhurbaşkanı. ‘Kötü’ dedikleri Sisi’nin, 15-20 gün önce ayağına gittiler; doğru mu?

Allah, öyle bir günde bunu yaptırıyor ki; Sevgililer Günü’nde yaptırıyor. Hatta, ‘Sevgili arkadaşımı Ankara’da misafir ederim’ de diyor. ‘Çok arzularım’ diyor. Ne zaman dedi? 14 Şubat Sevgililer Günü’nde. Kimse ‘hayırdır’ demiyor. O gün onu alkışlayanların hiçbir tanesi, çıkıp da ‘Yahu kardeşim, hayırdır’ demiyor. ‘Nedir bu U dönüşü’ demiyor?

Yine 2019’da ne dediler? Bunların sözlerini hatırlıyorum da Allah esirgesin. Böyle bir söz desem, bu tarz sözleri ben söylesem var ya, bu milletin huzuruna vallahi çıkamam. Bu yüz müdür, meşin midir; anlamadım. Nasıl bir yüz var bunlarda, ben anlamadım.

‘Esenyurt düşerse…’ Bak bak, lafa bak. Lafın ağırlığına bak. Neymiş efendim, ‘Mekke düşermiş!’ Allah aşkına ya. Allah sizi ıslah etsin. Yahu Mekke’yle Esenyurt ne alaka değil mi? Milletin arasına nifak sokacaklar ya; milletin o inancını kullanacaklar ya…

Şu 12-23 kanal var ya; bizim, paramızla bile reklamımızı almıyor. Senin, benim paramla yayın yapan TRT bile reklamımızı almıyor. O yöneticiler ne yapıyor biliyor musunuz? 86 milyonun kul hakkını yiyorlar. Zehir zıkkım olsun onlara. Bakın o yöneticiler, kul hakkı yiyorlar. Sanıyorlar ki bu millet, bu ucuz numaraları yutacak. Yutmaz. İşte onun için, inançları mesele edip; neymiş? ‘Esenyurt düşerse, Mekke düşermiş.’ Ne oldu? Esenyurt’u da kazandık. Mekke de Esenyurt da düştü mü? Düşmedi. Her şey yerinde kardeşim.

Şimdi, bu Mekke, Esenyurt meselesini alet ettiler ya. O zaman sanki işe yaramış gibi, bu acemi aday dayanamadı, dün bir laf yetiştirdi. Neymiş efendim? Bak, lafa bak Allah’ınızı severseniz: ’31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek.’ ‘İBB’yi ben kazanırsam’ yani o kazanırsa, ‘Gazze’ye yardım edeceğim’ demiş. Neresinden tutarsan, eline geliyor. Ey Allah’ın adamı, ey güzel adam; ne diyeyim sana? Daha ne diyeyim yani? Allah seni ailene bağışlasın. Git, ailenle yaşa. Ama bu şehri sen bilmiyorsun, bu şehrin insanını hiç bilmiyorsun.

Ben bu laftan ne anlarım biliyor musunuz? Aslında farkında değil; hükümeti eleştiriyor burada. Yani koca Türkiye Cumhuriyeti Gazze’ye yardım edemedi, o gelince edecekmiş. Acemi adayın dengesi o kadar bozuk ki, farkında olmadan, aramızda kalsın onu eleştiriyor. Aramızda kalsın, Sayın Cumhurbaşkanı’na diyor ki, ‘Gazze’ye yardım et. Bak sen etmedin. Ben gelirsem, ben edeceğim’ diyor. ‘İBB Başkanı olursam, yardım edeceğim’ diyor.

Bak; Sayın Erdoğan’ın sağı solu belli olmaz. Resimlerden de bir gün sonra seni pat diye çıkarıverir, tek kendi resimleriyle seçime girer İstanbul’da. Öyle yapar mı? Yapar, vallahi yapar. Ben zaten bekliyorum. Bir hafta, bilemedin iki hafta sonra meydanlarda; söyleyeyim. Dayanamayacak. Yine dayanamayacak.

Keşke memleketin gerçek sorunlarına eğilse. Ama hani bir laf vardır ya; ‘Boynunu eğri demişler, nerem doğru ki’ demiş. Bunların işi böyle. Ben, bunlara boşuna ‘su kaynattı’ demiyorum. Boşuna ‘kayış attılar’ demiyorum.

Bu yardım konuları, hassas konulardır. İstismar konuları değildir. Bu kardeşiniz, bu işlerin reklamını yapmadı, yapmaz. Ama madem bu konuyu açtı; söyleyeceğim. Hazırlıklarımızı bitirdik. 2 gün sonra, milletimiz adına yardımlarınız, Gazze’ye gidiyor.

Buradan sayın adaya yeni bir davette bulunuyorum. Bu davet işi olunca başı dönüyor ama… 5 Mart Salı günü, yani 3 gün sonra, sabah 11.30’da, seni Sultangazi’deki tesislerimize, lojistik sahaya davet ediyorum, gel, orada beraber İstanbulluların yardımlarını hep beraber Gazze’ye yolluyoruz. Gel. Bekliyorum. Çekinme, gel. Biz sana benzemeyiz. Davetimiz de asildir, misafirperverliğimiz de asildir.

Gel. Gel. Çekinme. Senin gibi, misafire kaba saba sözler etmeyiz, ettirmeyiz. Yanıma gel, el ele, yardımları İstanbul halkı adına, birlikte Gazze’ye uğurlayalım. Ata’mızın güzel bir sözü var. Her çocuğumuz için bir vasiyettir: Fikri hür, vicdanı hür nesiller…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin