İmamoğlu’ndan Avrupa ülkelerine ‘mülteci’ tepkisi: “Yükün paylaşılması vakti gelmiştir”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fransa’da düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde Avrupa ülkelerini mülteci sorununda ‘ikircikli yaklaşımlar’ içinde olmakla eleştirdi. Mültecilere ve Türkiye’ye haksızlık yapıldığını ifade eden İmamoğlu, “Yükün paylaşılması vakti gelmiştir.” dedi.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avrupa ülkelerinin mülteci sorununda Türkiye’ye ve mültecilere haksızlık yaptığını ifade etti. İmamoğlu, 30’uncu yıl dönümünü kutlayan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne (YBYK) katılmak ve konuşma yapmak üzere Fransa’nın Strazburg kentine gitti.

TBB Encümen Üyesi ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de Strazburg ziyaretinde İmamoğlu’na eşlik etti. İmamoğlu, dün düzenlenen YBYK öncesinde, sabah saatlerinde Avrupa Konseyi nezdinde T.C. Daimi Temsilcisi Büyükelçi Nurdan Bayraktar Golder’i ziyaret etti. İmamoğlu, büyükelçi Golder ziyaretinin ardından, YBYK’nin düzenleneceği Avrupa Konseyi Binası’na geçti ve kongre öncesinde bir dizi görüşme gerçekleştirdi.

Ekrem İmamoğlu, daha sonra yine Avrupa Konseyi Binası’nda düzenlenen “YBYK Ulusal Yerel ve Bölgesel Yönetim Birlikleri Konferansı Açılış Oturumu”na katıldı. Avrupa ülkelerine mülteci konusunda çağrıda bulunan İmamoğlu, şunları söyledi:

  • Çok düzeyli yönetişim ve yerel demokrasinin güçlendirilmesi konusundaki tartışmalarımızın bir diğer önemli boyutu da uluslararası dayanışma. Ancak, üzülerek söylemem gerekir ki, uluslararası dayanışma hususundaki ikircikli yaklaşımlar, bu kavrama olan inancı derinden sarsmaktadır. Bunun en somut örneklerinden birine, biz, Türkiye olarak yakından şahit olmaktayız.
  • Küresel bir sorun olan mülteci meselesine, özellikle Avrupa’nın yaklaşımı, tarihi bir mücadele sonucunda oluşturulan ve bugün hala hepimizin önem verdiği ve savunduğu demokratik değerleri zedeleyen bir noktaya gelmiştir. Düzensiz göç ve mülteci sorununun AB dışındaki ülkelere aktarılması ve Türkiye gibi, Avrupa sınırı dışındaki ülkelerde tutulmaya çalışılması, kalıcı bir politika haline gelmeye başlamıştır.
  • Bu konuda sergilenen tutum, küresel bir sorunu çözme arayışından ziyade, bu yükü belirli ülkelerin sırtına yükleme anlayışına dayanmaktadır. Daha da açık ifade etmem gerekirse, ‘Bu konuda Türkiye duvar olsun. Oradan geçmesin de ne olursa olsun’ politikası hem Türkiye’ye hem de insani açıdan mültecilere büyük bir haksızlıktır.
  • Ortaya çıkan bu tablo, kıtanın omuzlarına ahlaki bir yük ve sorumluluk yüklemektedir. Bu yük, sadece kaynakların dağılımında değil, aynı zamanda toplumsal dokunun zedelenmesine de sebep olmaktadır. Artan aşırılıklar, kamu hizmetlerindeki yetersizlikler ve yabancı düşmanlığının yükselişi, bu dengesizliğin yansımaları olarak hepimizin karşısına çıkmaktadır.
  • Oysa ki, bu kısır döngüyü kırmanın yolu, göç veren ülkelerde ekonomik ve siyasi istikrarı sağlamaktan geçmektedir. O insanların doğdukları topraklarda onurlu bir yaşam sürebilmeleri, daha adil ve sürdürülebilir bir geleceğin kapısını aralayacaktır. Bu konuda sorumluluk almalıyız. Artık, bu adaletsiz politikadan vazgeçip, çözümün kaynağında aranması ve yükün paylaşılması vakti gelmiştir. Eğer küresel sorunlar karşısında etkin bir uluslararası dayanışma oluşturmak istiyorsak; savaş, çatışma ve iç karışıklıklar karşısında daima birlikte hareket etmeli, çözümler aramalıyız.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin