İstanbul’da boş konut sayısının 750 bin olduğunu söyleyen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, boş tutulan evlerden ‘vergi’ alınacağını söyledi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk’te yayınlanan ‘Olaylar ve Görüşler’ programında, Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını cevapladı. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“HAZİNE BANA 5 YIL GARANTİSİNİ VERSİN BEN BÜTÜN METROLARIMI YAPARIM”
Ulaşım meselesi İstanbul açısından çok önemli. Biz ne yazık ki artan maliyetlerde yüzde 400’e varan, mazotundan yedek parçalarına, kirasına araçların bedellerine varıncaya kadar fahiş artışlardan dolayı gelen maliyetlerin çok azını tarifelere yansıtabildik. Suda, ulaşımda böyle, vatandaşımıza yansıtamıyoruz. Sübvansiyon fiyatımız 11 milyarlara kadar çıktı. 2023’de bunun çok daha tırmanacağını öngörüyor arkadaşlarımız. 10 metroda birden çalışıyoruz. Yeni projelerimiz var. Beylikdüzü-Sefaköy metrosu var. Biz 10 hat yapıyoruz, 5 hattı Ulaştırma Bakanlığı yapıyor. Sabiha Gökçen’e yaptıkları hattın parasını ödüyoruz Hazine’ye. Bu tür metroların Hazine’ye tekrar ödenmesi 30 seneyi buluyor. Şimdi bize gelen paylarda yüzde 5 oranı. Bunun anlamı 2 senede bizden parasını takır takır alacaklar. Ben metro için bulduğum kaynakla 12 yıl vadeli bedelli. Bunu ne zaman değiştirdi? 1 Mayıs 2019. 5 gün sonra seçimi iptal ettiler ama böyle karar çıkarttılar. Parasını bizden takır takır alıyorsunuz. Hazine bana 5 yıl garantisini versin ben bütün metrolarımı yaparım. İstanbul’da daha önce bütün kaynaklarıyla yardımcı olan merkezi idare, İller Bankası ve daha birçok, Dudullu-Bostancı o krediyle başladı. Bitiyor, ilave kredi alınamıyor. Biz devlet bankalarından aldığımız kredi rakamı sıfır. 4. yılımıza giriyoruz. İller Bankası belediyelere hizmet için kurulmuş.
“2 MİLYONDAN FAZLA MÜLTECİ VAR”
Pandemi döneminde bomboş otobüslerimiz gitti geldi. Tek bir kuruş destek, sübvansiyon alamadık. Şu anda günde 8.6 milyon. Bir Londra nüfusunu 1 günde sadece toplu taşımada taşıyoruz. 15 milyon 840 bin İstanbul’un resmi nüfusu. Valiliğe defalarca yazı yazdım; bize mülteci sayısı hakkında net, somut rakamlar verin. BM tespitleri ve bizim tespitlerimiz olsun bunun 2 milyondan daha fazla olduğunu düşünüyoruz. İnsanların aldığı hizmetler var. Örneğin su, gaz. Resmi rakamlar yayınlanıyor. 1.3 milyon diyorlar. Bize göre 2 milyonun üzerinde. Su tüketiminin ne kadar arttığını, kişi başı tüketim üzerinden. 1 kişi 33 ton su kullanıyor yılda. Yıkanma, temizlik, içme suyu. Bunu gördüğümüzde karşımıza tam 19 milyon 300 bin sayısı çıkıyor. Büyükşehirde 19 milyonun üzerinde insan taşıyoruz. İstanbulkart kullanan kayıtlı 500 bin mülteci nüfusu var. Havuzdan kullanan 3 milyon kart daha var. Biz 20 milyona yakın insana hizmet veriyoruz aslında. Suyumuz bile belli miktarda değil.
“İSTANBUL’DA 750 BİN BOŞ KONUT VAR”
İBB İstanbul kentinin 2009 planlarında İstanbul Havalimanı yoktu. Şu kadar para harcandı diyoruz. Bunun üçüncü köprüsü, yolları var. Halkalı’dan yapılan metro var. Gayrettepe’den önümüzdeki seneye yetişebilecek metrosu var. 1 metro neredeyse 1 milyar Euro. Sadece Kanal İstanbul meselesinin şehre getireceği yük 3 milyon nüfus. Adresinde konut olan, boş olan konut sayısı 750 bin. Evi var, boş tutuyor. Ondan daha fazla vergi almak zorundayız. Dünyada bu uygulamalar var. O vergiyi biz konut fonuna aktaracağız, konut üreteceğiz. 1989 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yola çıkıldı. Melen barajını 30 küsur yıldır duyuyoruz. Eski Bakan 2016 yılında açılışını yapacağız dedi. Ortada kocaman çatlak gövde, milyarlarca harcanmış lira. 2023’ün Ocak-Şubat’ında açarız dediler. Daha kötüsü orayı rehabilite edecek proje olmadığından bahsediliyor. Ortada 10 milyarlık çöp duruyor. İstanbul’un su tehdidi devam ediyor. Biz 2050 vizyonunu çalışıyoruz. Yeni bir jenerasyon var artık. Sağlıklı bir gelecek, yaşam kalitesi yüksek kentler bekliyor. Yeşil alanlarda yürümek istiyor. Bizim insanımız enerjisi yüksek insan. Demokratik ortamda yaşamak istiyor, hayatında yürüyebileceği hedeflere koşmak istiyor.
İstanbul’un verilerini, geleceğini çalışıyoruz. Alacak o kadar uzun bir yolumuz var ki. 25 yılda yapamadıklarını 3,5 yılda başardığımız süreçle yarıştırarak ortaya koyuyorlar. O kadar acz içindeler; çünkü üretemediler.
“İSTANBUL’DA TAKSİYE BİNEMEDİĞİNİZ ZAMAN AKLINIZA SÜLEYMAN SOYLU, MURAT KURUM, ADİL KARAİSMALİOĞLU’NU GETİRİN”
Taksi sorununda bir plaka meselesi var. Taksi değil; plaka. Plakanın değeri, sahipleri, hisseleri; hatta plaka baronları. Mekan ismi vermeyelim. Milyarlarca lira, bir borsa. Gelir gelmez bu işe damga vurmak istedik. 30 senedir plaka sayısı artmamış ama nüfus 3 kat artmış. Bu şehirde net olarak şu teklif edildi; 5 bin taksi çıkartma, bunları sat, biz satın alalım, sistem yürüsün. Buna hayır dedik. 14 kez bizim teklifimiz reddedildi. Kim reddetti? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki UKOME’deki sandayle sayısı değiştikten sonra. İBB yetkililerin çoğunluğu vardı. Müzakere masası vardı. Burayı yöneten İBB’nin yetki alanı olan masaya 5 yeni üye atayarak, alakasız bakanlıklardan. Aile Bakanlığı’nın bile üyesi olduğu masa inşa ederek, çoğunluk sayısını elimizden alarak. Sonra anladık ki, ben de şahit oldum, sayın Cumhurbaşkanı, sayın bakanlar bizim UKOME’yi öyle bir takip ediyorlar ki, bu nasıl bir aşk? Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim, Çevre Şehircilik, Aile Bakanlığı’nın sandayeleri var. Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü, Liman Başkanlığı, Karayolları, Devlet Demir Yolları temsilcileri. Benim İstanbul’da taksiye binemeyen anne, baba, genç kızlar, çocuklar, siz o taksiye binemediğiniz zaman aklınıza Süleyman Soylu, Murat Kurum, Adil Karaismalioğlu’nu getirin. Ulaştırma Bakanlığı’ndan bir katılımcı var, o elini kaldıracak diğerleri de kaldırıyor kafaları önde eller havada.”