İktidarın propaganda silahını anlatan en iyi video

HABER-ANALİZ | M. AHMET KARABAY

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 8 ayrı ilde yapacağı grup toplantıları için startı Erzurum’dan verdi. Şehirde, karşılamadan toplantılara, esnaf gezmesinden halkla diyaloğa kadar pek çok etkinlik gerçekleştirildi. Ancak, Erzurumlu biriyle yapılan bir diyalog var ki, bu hem yöreyi, hem de Türkiye’yi en iyi anlatan görüntüler olarak kayda geçti.

Kemal Kılıçdaroğlu, beraberine 120 milletvekili ve parti yönetiminden önemli isimleri de alarak çeyrek asırdan bu yana CHP’nin milletvekili çıkaramadığı Erzurum’a gitti. Grup toplantısı, Atatürk’ün Anadolu’da Milli Mücadele’yi başlattığı Erzurum Kongresi’nin yapıldığı tarihlere denk getirildi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919).

Şehirde her parti liderinin o kente gittiğinde görmeye alışık olduğumuz karşılamalar vardı. Halk oyunları ekipleri Erzurum Barı oynadı, Kılıçdaroğlu’na bölgede meşhur olan övgü nutukları atıldı. 

Bunlar bildik organize hareketlerdi ve takip ettiğim kadarıyla ölçü kaçırılmadan yapıldı. CHP’li bir kadının yerel yönetimden ve oradan iktidara uzanan yakınması, pek de organize hareket izlenimi vermedi. 

Yaşlı kadın, Beşli Çete’nin neler yaptığı, ülkenin nimetlerinin önlerine nasıl boca edildiği konusunda hayli fikir sahibiydi.

Erzurum’un AK Partili Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Kılıçdaroğlu’nun esnaf ziyareti yapacağı kentin en işlek bulvarı olan Cumhuriyet Caddesi’nde asfalt yenileme çalışmasına girişti. Üstelik bu caddede bahar aylarında yenileme çalışması yapılmıştı.

CHP heyetinin hemen hepsi denecek kadar büyük çoğunluğu aynı uçakta Erzurum seyahatini yaptı. Partinin tüm kadrosunun aynı uçağa binmesi, ekonomik olabilir ama çok sağlıklı bir yaklaşım olmasa gerek. Bu riski yalnız CHP değil, hiçbir parti almamalı.

KILIÇDAROĞLU: BEŞLİ ÇETE BENİMLE GÖRÜŞMEK İSTİYOR

Kemal Kılıçdaroğlu, yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olduğunu iyice ortaya koymuş gibi. Erzurum’dan sonra yapacağı tam katılımlı grup toplantılarına Edirne, Yalova, Afyonkarahisar, Giresun, Sakarya, Elazığ ve Tokat’la devam edecek. 

Öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için iki ay sürecek bu toplantılar büyük oranda gösterge olacak. Her ne kadar, kendisi de “Adaylığa Altılı Masa karar verecek” diyorsa da 8 ildeki grup toplantıları adı altında yapılan nabız yoklamalarıyla her şey şekillenecek. 

Bu iki aylık maraton aynı zamanda CHP’nin son baharda erken seçim ihtimalini görmediği anlamına geliyor. Görünüşe bakarsanız, yapılacak bir baskın seçime hazırlık gibi duruyorsa da beklenti ters yönde.

120 milletvekili ve 8 üst düzey yöneticinin katıldığı toplantıda Kılıçdaroğlu önemli mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu’nun hedefinde iktidarın nimetlerinden utanmazca yararlananlar vardı. Bu sömürünün sembol isimlerine dönüşen “Beşli Çeteyi” hedef tahtasına oturttu. 

Bu iktidarın Beşli Çeteye hizmet ettiğini, kendileri iktidara geldiğindeyse halka hizmet edeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği önemli bir şey daha vardı. Beşli Çete’nin kendisiyle görüşmek için araya aracılar koyduğunu belirten CHP lideri, ancak halkı sömürenlerle bir araya gelmeyeceğini söyledi.

Grup toplantısı, halka açık yapıldı. Geniş katılımlı toplantıda iktidar yandaşları, toplantıyı takip eden muhalif bir gazetecinin söylediği “Salonda 3 bin kişi vardı” sözleri üzerinden algı operasyonu yapmaya kalktı. “850 kişilik salona nasıl bu kadar insanı sığdırdınız” yaygarası yaptılar. 

ALGI OPERASYONU KAPALI TOPLUMLARDA HER ZAMAN İŞ YAPAR

Benim nazarımda Kılıçdaroğlu’nun Erzurum gezisine damga vuran en önemli taraf, esnaf ziyareti sırasında, yaşlı bir adamın söyledikleriydi. Doğru olmasa bile aynı şeyler tekrar tekrar söylendiğinde anlatılanlar, toplumda nasıl inanca dönüştüğünü göstermesi açısından önemliydi. 

Adına bir yerde rastlamadığım yaşlı Erzurumlu, Altılı Masa’da ısrarla PKK’nın da (HDP’yi kastediyor olmalı) yer aldığı iddiasıydı. Yaşlı şahıs, Kılıçdaroğlu’na ısrarla PKK’nın da o masada yer aldığını anlatıyor.

Diyaloğun tamamı aynen şöyle:

Vatandaş: PKK’ya yandaş çıktığın zaman, Türkiye’nin kanını emene sen nasıl
Kılıçdaroğlu: Bir şey söyleyeyim mi?
V: Buyur.
KK: Kim PKK’ya yandaş çıkıyorsa Allah belasını versin.
V: Bezmişler, bezmişler.
KK: Bir dakika. Daha devamı var. Kim çadır mahkemeleri kurduysa, PKK’yı davet ettiyse, PKK ile miting yaptıysa Allah belasını versin.

V: Başkanım, dinlenen, televizyonlardaki şey…
KK: Benim dediğimi sen de söyle
V: Kim yapıyorsa Allah belasını versin. Çünkü kanımızı emen o bizim, çoluk çocuğumuzu mezarlara koyan o. Peki onunla niçin ittifak kuruyorsun.
KK: Kim kurdu?
V: Altılı Masa. Direkt çıkıp Cumhurbaşkanı adayıyım diyemiyorsun
KK: Bir dakika bir dakika. Ona altı kişi karar vereceğiz.
V: Onu niçin yanınıza alıyorsunuz. O bizim kanımızı emiyor. PKK’yı, HDP’yi alıyorsunuz.
KK: Kim dedi alıyor diye?
V: Onlarla ittifak etmiyor musunuz?
KK: Yok efendim.
V: Bu yalan mı?
KK: Yalan tabii. Yalan kardeşim ya.
V: Altılı Masa ittifakı yok mu?
KK: Yok efendim.
KK: Yok efendim içinde bak sayıyorum. CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi.
V: Hayır o da sizin ittifak içinde. Ben ondan…
KK: Kim söyledi? Ben saydım sana Altılı Masayı. Bak bir şey söyleyeyim sen böyle yanlış propagandalara inanma.
V: Ben televizyonda devamlı seyrediyorum.
KK: Sen bırak onları bu kardeşine inan, ben yalan söylemem. Yalan söyleyenlere de inanma. PKK’nın saldırısına uğrayan kişi benim. Şavşat’tan Ardanuş’a giderken PKK’nın saldırısına uğrayan benim.
V: Onların saldırısına sen de uğrasan, ben de uğrarım. Onların kanı, canı yok ki. Destek alıp sana da kıyarlar.
KK: Böyle yanlış propagandalara sen de inanma.
V: Ama başkanım…

Bu kadar uzun diyaloğu vermek bir yazı için doğru olmayabilir. Ama iktidarın yalan üzerine yürüttüğü algının toplum üzerinde nasıl etkili olduğunu göstermesi bakımından çok ama çok önemli.

2010’lu yılların başlarında iktidar peş peşe televizyon kanalları oluşturup tek merkezden yüklenmiş bilgileri topluma sunmaya başladığında, muhalif arkadaşlar bu girişimleri çok hafife almışlardı. “Kim inanır bu yalanlara?” diyorlardı. 

Ben de bunun belli eğitim ve kültüre sahip insanlara etki yapmayacağını ama sıradan insanların bir süre sonra zihinlerinde yer edeceğini, dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyordum. 

Anadolu insanının cahil bırakılıp, tek sesle doldurulduğunda nasıl söylenenlere inanacağını son yıllarda iktidarın sadık bendeleri net bir şekilde ortaya koymuş oluyor. 

Belli bir eğitim seviyesinin üzerindeki halk, özellikle son yıllarda Anadolu halkının cahilleştirilmesine, onlardan uzak kalıp tepki verdi. Onların görmezliklerinin, cahilliklerinin bir sistemin parçası olduğunu unutup kendi halkına kızıyor. 

Kızmak yerine, herkes kendi muhitinde, işin başka tarafını gösterecek pencereyi aralasa, kızmak için harcadığı eforu insanları aydınlatmak için harcasa farkındalık daha artar. 

Burada aydın kesimin daha çok sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Bence yaşlı amca haklı. Chp pkk ya destek vermiş olabilir. Çünkü chp güneydoğuya gitmiyor. Yani kürtlere sahip çıkmıyor. Bunu sahip çıkmıyor olarak da görebiliriz, kürtleri hdp ye bırakması olarak da okuyabiliriz. Yani amca kürtlere sahip çıkmıyorsunuz, hdp ye bırakıyorsunuz kürtleri demek istiyor. Sahiden neden chp güneydoğuda ve doğuda kürtlere sahip çıkmıyor? Yani kürtleri neden hdp ye bırakıyor? Yani altılı masada hdp nin olmaması chp nin kürtleri hdp den koruduğunu mu göstermektedir? Altılı masada hdp olmadığı gibi kürtler de yok. Yaşlı amca çok doğru söylüyor. Chp kürtleri yok sayarak onları pkk nın kucağına atmış olmuyor mu? Mesela hdp kürtlere yalandan diyor ki biz kürt kimliğini tanıyacağız. Chp masada kürtler yok derken bizim kürtlerle işimiz olmaz derken yani kendini temiz gösterirken aslında kürtleri var olacakları yani olacaklarını sandıkları hdp ye şutluyor. Kürtler akın akın hdp ye yönelirken chp masada kürt yok ile iftihar etmektedir. Kesinlikle yaşlı amca doğruyu söylemektedir. Belki bilmeyerek aslında doğruyu söylemektedir. Siz kürtlere sahip çıkmıyorsunuz demek istemektedir. Chp ise kürt kimliğini masaya almayarak hem iyi bir parti gibi görünüyor hem de kürtleri hdp ye yönlendirmiş oluyor. Kendisi türkçü karakterde olduğundan bu karakterinden taviz veremeyeceği için kürt karakterde bir parti kurdurarak kürtleri o partinin kabul etmesi sağlanmaktadır. Bu sayede kürtler kontrol altına alınmaktadır. Hdp ise kürt kimliğini tarif etmeyerek kürt karakterin sınırlarını tam çizmez. Yani türklük, kimliğin tanınması tepkiselliğini kullanarak bir çuval oluşturmuşlardır ve kürtleri o çuvala doldurmaktadırlar. Aslında chp hdp yi ret etmemektedir. Chp kürt kimliğini ret etmektedir. Hdp kürt kimliğini kabul ediyor göründüğünden chp nin hdp ye yanaşması inandırıcı olmaz. Yani hdp den uzak duran chp bu sayede kürt kimliğin ret edildiğini güçlü bir mesaj olarak kürtlere göstermektedir. Bunu göstere göstere yaparak hdp konusunda kararsız kürtleri o kafese yönlendirir. Normalde bir kürtün sorgulaması gereken hdp yi sorgusuz sualsiz kabul etme noktasına gelmektedir. Zaten kürtler için bir tane parti hazırlamışlardır. Yani kürtler şu anda tek parti dönemini yaşıyor. İlginç şekilde kürtler tek parti dönemine direnmektedir. Yani hdp kendisine muhalif bir parti kurulmasını önleyememektedir. Hdp muhtemelen muhalifleri tek parti döneminde türk muhaliflerin başına geçenlerin benzeri yöntemler veya başka usuller ile muhalif kürtleri susturmaya çalışacaktır. Mhp, chp, iyi partinin kürtleri dışlamasına rağmen hdp ye muhalif kürtleri yani müslüman kimliğine sahip kürtleri eritememektedir. Oluşturmak istedikleri kürt kimliği bence chp nin türklerde tanımadığı müslüman kimliği gibi müslümansız bir kürt kimliğidir. Yani aslında müslüman kürt kimliği irtica olarak tarif edilmektedir. Nasıl chp hdp nin kabul ettiği kürt kimliğine sahip çıkmıyorsa, hdp de müslüman kimliğine sahip bir kürt kimliğini kabul etmiyor. Ama dikkat edilirse kimse hdp ye neden müslüman kürt kimliğine sahip çıkmıyorsun demiyor. Çünkü hdp yi kürtlerin sahibi olarak gösteriyorlar. Yani hdp nin kurduğu kürt kimliğini, kürtleri hdp ye yönlendirmekle yardımcı oluyorlar. Yani chp, mhp nin görevi, tanımadıkları kürt kimliğini, hdp nin uyarladığı kürt kimliğine kürtlerin girmeleri için yardımcı olmaktır. Yani kılıçdaroğlu masada hdp yok derken aslında yukarıda anlattıklarımı yapıyor. Yani amca farkında olmadan doğruyu söylemektedir. Çünkü chp nin kürtlerin ne kürt kimliğini ne müslüman kimliğini tanıma şansı yoktur. Eğer bu kimlikleri tanırsa chp kimliği yok olacaktır. Bunun yerine hdp den yardım almaktadır. Burada kürtleri kürt kimliği adı altında aslında hdp kimliğine yönlendiriyorlar. Tıpkı türkleri chp kimliğine yönlendirmeye çalıştıkları gibi.

    • ben bir türk olarak kürtçe anadilde eğitimi yürekten destekliyorum ; ayıptır bir insanın çocuğuna zorla başka bir dili dayatıp kendi dilinin yok sayılması . Tabii ki ortak dil olan türkçede öğretilmelidir ama insanların anadiline de saygı gösterilmeli sahip çıkılmalıdır . Türkiye nin benim söylediğim seviyeye gelmesine en iyi ihtimalle 30 sene var Deniz kardeşim . Türkiye kökten faşist bir ülke ; 1916 lardan bugünlere yoğun faşist propagandaya maruz kalmış halkımız var . Emin ol ; Muhalif lerin ağzından Kürt siyaseti veya Kürtlere sahip çıkmaya yönelik yapılan tüm açıklamalar özenle pkk propagandası yapıyormuş gibi , yandaş gazetelerce servis edilecektir . Onun için kimse seçim ağzı o topa girmez …

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin