HABER-İNCELEME | İLKER DOĞAN
Türkiye’de kadın cinayetlerinin önüne geçilemiyor. Şiddet olaylarının önlenmesi için gündeme gelen ‘elektronik kelepçe’ uygulaması da uzun zamandır kadınları korumak için değil, siyasi suçluların cezalandırmak için kullanılıyor. Bakanlıklar arasındaki protokol gereği her yıl şiddet gören 150 bin kadını korumak için ayrılan elektronik kelepçe sayısı sadece 30! Kontenjanın 2 yıldır 600’e çıkarılacağı söyleniyor ancak AKP rejimi bunun için hiçbir adım atmıyor. Siyasi iktidar, kelepçe uygulamasını amacına uygun olarak şiddeti önlemek için kullanmak yerine siyasi davalarda insanları tutsak etmek için tercih ediyor.
En son 31 Ağustos Cuma günü Sultanbeyli’de 4 çocuk annesi 35 yaşındaki Zeynep Yavuz, eşi Ömer Yavuz’un bıçaklı saldırısına uğradı. Sırtından ve boynundan defalarca bıçaklanan kadın kurtarılamadı. Zeynep Yavuz’dan bir kaç gün önce ise Emine Bulut, 10 yaşındaki kızının gözleri önünde 4 yıl önce boşandığı eski eşi tarafından boğazı kesilerek katledilmişti. Emine Bulut’un, “Ölmek istemiyorum.” feryadı sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. O da kurtarılamadı.
İDAM YASASI ÇÖZÜM OLUR MU?
Bunlar Türkiye’deki ilk kadın cinayetleri değil ve öyle görünüyor ki son da olmayacak. Zira AKP rejimi artan şiddet olaylarının önüne geçmek için hiçbir şey yapmıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’ten geçmesi halinde ‘idam’ yasasını onaylayacağını söylemekle yetiniyor. Ancak o da biliyor ki ‘idam’ yasası asla geçmeyecek. Kaldı ki ‘idam’ yasası da bu konuda çözüm değil.
CEHALET ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR
Ülkenin en büyük sorunu cehalet. Uzun vadede kadın cinayetlerinin ve şiddetin azaltılabilmesi ancak topluma ‘bilinç’ kazandırmakla mümkün. Ancak büyüyen ve onlarca kadının canına malolan bu sorunun çözümü için kısa vadede de iktidarın yapabileceği şeyler var. En basiti ise amacının dışında kullanılan elektronik kelepçe uygulamasının kadın cinayetlerini önlemek için devreye sokulması.
2018’DE 440 KADIN KATLEDİLDİ
Resmi verilere göre geçtiğimiz yıl 440 kadın öldürüldü. Rakam her yıl artıyor. 2013’te 237, 2014’de 294, 2015’te 303, 2016’da 328 ve bir sonraki yıl 407 olarak kayıtlara geçmişti. Türkiye’de yılda ortalama 150 bin kadın ise şiddet görüyor. Elektronik kelepçe uygulaması özellikle aile içi şiddet, cinsel istismar, hırsızlık gibi adli olaylarının artmasının ardından gündeme gelmişti. 2013’te hayata geçirilen sistem yüksek riskli, topluma ya da bireye zarar verme ihtimali olan kişilerin elektronik ortamda izlenmesini, gözetim ve denetim altında tutulmasını sağlıyor.
150 BİN KADINI 30 ELEKTRONİK KELEPÇE KORUYACAK!
İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında 2015’te imzalanan protokol kapsamında, kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla elektronik kelepçeler için belli sayıda kontenjan ayrıldı. Adalet Bakanlığı’nın, kadına yönelik koruyucu yöntemlerden olan elektronik kelepçenin yılda 30 kişiye takılmasına onay verdiği öğrenildi.
RAKAM 2 YILDIR 600’E ÇIKACAK!
Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, geçtiğimiz yıl Ağustos ayında, “Şiddete karşı elektronik kelepçe yaygınlaşacak,” demişti. Bu yılın başında sayının 600’e çıkacağını açıkladı ancak bugüne kadar söz konusu protokol değişikliğinin yapıldığına dair bir bilgi gelmedi.
SİYASİLERE DEĞİL, ‘POTANSİYEL’ KATİLLERE TAKILMALI!
Elektronik izleme sistemi ile bugüne kadar yaklaşık 40 bin sanık, hükümlü veya şüpheli takip edildi. Türkiye’de hali hazırda yaklaşık 3 bin şüpheli, sanık veya hükümlü elektronik izleme cihazları ile izleniyor. Söz konusu rakamın büyük bir bölümünü siyasi ‘suçlular’ oluşturuyor. Sözde ‘f.tö’ davalarında yargılanan 500’den fazla insan kelepçeyle izleniyor. İktidar, sadece elektronik kelepçe uygulaması siyasi suçlular yerine, amacına uygun olarak ‘şiddet’ olaylarını engellemek için kullansa her yıl yüzlerce kadın cinayete kurban gitmeyecek. Ancak bu kadar basit bir önlem bile tamamen siyasi nedenlerden dolayı alınmıyor.
SORUN PARA DEĞİL, AKP’NİN İNADI!
Geçtiğimiz günlerde bazı hukukçular elektronik kelepçe uygulamasının ‘maliyeti’ düşünülerek kadın cinayetlerinde yaygınlaştırılamadığını savundu. Ancak bu doğru değil. Bir elektronik kelepçenin kira bedeli günlük yaklaşık 3 dolar. Ve hali hazırda 3 bin e-kelepçe varoluş amacının dışındaki amaçlar için kullanılıyor. Sözde ‘f.tö’ soruşturması kapsamında tutuksuz yargılanmak üzere salıverilen bir öğretmenin, doktorun ya da mühendisin topluma ne gibi bir zararı olabilir? Şiddet eğilimi olmayan insanlara kelepçe takılmasının mantığını sorgulayan yok. AKP rejimi, cemaat mensubu olduğunu iddia ettiği insanlara zulmetmeyi bırakıp elektronik kelepçeyi amacına uygun kullanmaya başlarsa sorun büyük oranda çözülmüş olacak.