İdare mahkemesi Şeyh Said’in mezar yerinin açıklanması için bakanlıktan bilgi istedi

Ankara 5. İdare Mahkemesi, vasilerinin Diyarbakır İstiklal Mahkemesi’nin verdiği kararla 1925 yılında idam edilen Şeyh Said’in mezar yerinin açıklanması başvurusunu cevaplamayan İçişleri Bakanlığı’ndan tüm bilgi ve belgeleri göndermesini istedi.

Diyarbakır Barosu, Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, Şeyh Said’in torunu ve vasisi Kasım Fırat’ın, Diyarbakır İstiklal Mahkemesi’nin kararıyla 1925 yılında Diyarbakır’da idam edilen Şeyh Said ve 46 kişinin mezar yerlerinin açıklanması istemiyle 15 Şubat’ta İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuruya cevap verilmemesi üzerine Ankara 5. İdare Mahkemesi, bakanlıktan tüm bilgi ve belgelerin 30 gün içinde gönderilmesini istedi.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Cenevre Sözleşmesi 1 No’lu Ek Protokolü, “Kayıplar Bildirisi”, “Kayıplar Sözleşmesi”, Birleşmiş Milletler Dokunulmazlıkla Mücadele Yoluyla İnsan Haklarının Teşvik Edilmesi ve Korunmasına İlişkin Güncellenmiş İlkeler Bütünü”nde gerçeği bilme hakkı, “Birleşmiş Milletler Zorla Kayıp Edilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Bildiri” devletlere yüklediği etkin tedbirler alma yükümlüğü ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında yapılan başvuru, mahkeme tarafından kabul edildi. 14 Nisan’da yapılan başvuruyu kabul eden Ankara 5. İdare Mahkemesi, bu konuda İçişleri Bakanlığından savunma istedi. Mahkeme, Bakanlıktan “dava konusu işleme ilişkin tüm bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının onaylı bir örneğinin kendilerine gönderilmesini” istedi.

‘MAHKEME 30 GÜNLÜK SÜRE VERDİ’

Yapılan başvuruyu değerlendiren Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mehdi Özdemir, yapılan başvuruya İçişleri Bakanlığının yanıt vermediğini hatırlatarak, “İçişleri Bakanlığı tarafından herhangi bir cevap verilmedi. İdari Yasa Usul Kanunu’na göre yapılan ön başvurularda 30 günlük bir süre içinde cevap verilmezse, talebin zımnen reddi anlamına geldiği bir yasal kabuldür. Biz de zımnen ret işlemine karşı Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açtık” dedi.

Yaptıkları başvurunun Ankara 5. İdare Mahkemesi tarafından kabul edildiğini belirten Özemir, “Mahkeme, işlemin yürütülmesinin durdurulması başvurusu için 1925 yılında yapılan idam ve sonrasında aile fertlerinden kaçırılarak yapılan defin işlemi, 97 yıllık bir süre içinde aile fertlerine mezar yerleri için bilgi verilmesine dair bütün işlem dosyasını bir örneğinin mahkemeye sunulması için 30 günlük bir süre verdi.” diye konuştu.

Mahkemenin Bakanlıktan davaya ilişkin belge ve bilgi istediğini de söyleyen Özdemir, “Mahkeme 28 Nisan 2022 tarihli ara kararında dava konusu zımni ret de dair işlemin ilişkin bütün bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının bir örneğinin dosyaya sunulmasını istedi. 30 günlük süre verdi. Bu bilgi ve belgeler dosyaya geldikten sonra mahkeme, yürütmeyi durdurmaya ilişkin olarak da olumlu ve olumsuz karar verecek. Bu karar itiraza tabir.” şeklinde konuştu.

İÇ HUKUK YOLLARI TÜKENİRSE DAVA AİHM’E TAŞINACAK

Bakanlığın vereceği cevaba göre, mahkemenin taleplerini kabul edip ya da reddetmek noktasında bir karara gideceğini, bu kararın itiraz yolunun Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’a olduğunu dile getiren Özdemir, iç hukuk yollarının tükenmesini durumunda Birleşmiş Milletler nezdinde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne konuyu taşıyacaklarını kaydetti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin