İbretlik bir ‘peşkeş’ hikayesi; 3,5 milyar dolarlık altın sahası, 3,5 milyon dolara nasıl satıldı?

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN  

AKP rejiminin gözü doymuyor. TMSF’nin, Koza Altın’a ait 3,5 milyar dolar varlık değeri olan Söğüt altın madenini 3,5 milyon dolara Gübretaş’a sattıktan sonra, bu peşkeş sebebi ile ortaya çıkan zararı İpek ailesinin üzerine yıkmak için Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açtığı ortaya çıktı. TMSF davalarına bakan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, dosya Bölge İdare Mahkemesi’nde olmasına rağmen davaya devam edeceğini söyleyen Akın İpek, “Yolsuzluklar ortaya çıkmasın diye, bir an önce İpek grubunu satmaya çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Koza’nın eski patronu iş insanı Akın İpek’in kişisel blog sayfasında paylaştığı dava dosyası skandallarla dolu. Koza Grubu’nun 2007 yılında satın aldığı ve 7 yıl boyunca araştırma yaparak varlık değerini 3,5 milyar dolara çıkardığı saha, 3,5 milyon dolara Gübretaş’a peşkeş çekiliyor. Ancak skandal bununla sınırlı kalmıyor; şirketi bilerek milyarlarca dolar zarara sokan kayyımlar, doğan zararla ilgili olarak İpek ailesine dava açıyor.

KAYYIM ATANINCA, PEŞKEŞ SÜRECİ BAŞLIYOR

Koza Altın, 2007 yılında parasını ödeyerek Gübretaş’tan Söğüt sahasını satın alıyor. Söz konusu alanda 7 yıl boyunca çalışma yapılıyor, altın keşfediliyor. Ancak 2015’de şirkete kayyım atanıyor. Ve hemen akabinde kayyımlarla anlaşan Gübretaş, yaklaşık 3,5 milyar dolar değerindeki altın sahasını sadece 3,5 milyon dolara yeniden alıyor.

Akın İpek’in Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderdiği ‘itiraz’ dilekçesine göre Gübretaş, 7 Eylül 2015’te Koza Grubu’nun 2007 yılında yapılan sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla sözleşmeyi ‘tek taraflı’ olarak feshediyor.

Öncelikle böyle bir fesih usül açısından doğru değil zira zaman aşımı süresi 5 yıl. Ancak Gübretaş 8 yıl sonra ‘fesih’ kararı alıyor. Kaldı ki rödevans sözleşmesi ile ilgili bir itilaf, hiçbir surette satışın iptal gerekçesi olamaz.

  • Bu arada Koza’ya atanan kayyımların tutumu da ibretlik. Söz konusu haksız fesihle ilgili kayyımlar ‘kılını’ kıpırdatmıyor. Gübretaş’ın iddialarının gerçek dışı olduğuna dair resmi raporlar bile mahkemeye sunulmuyor. Kayyımlar, ‘haksız’ feshe ve 3,5 milyar dolarlık varlığın 3,5 milyon dolara peşkeş çekilmesine zemin hazırlıyor.

gübretaş akın ipek

KOZA’NIN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRDİĞİ, KAYYIMLAR TARAFINDAN KAP’A BİLDİRİLİYOR

‘Koza Grubu’nun yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası gerçek dışı. Çünkü, altın madenciliği konusunda hiçbir bilgi ve tecrübesi olmayan ve bu sebeple sahip olduğu Söğüt sahasını 2007 yılında Koza’ya satan Gübretaş, 2020 yılında yapılmadığını iddia ettiği çalışmalara dayanarak, bu sahada kendisi altın madenciliği yapmaya başlıyor!

Gübretaş’ı bir anda altın madencisi haline getiren bu çalışmaların Gübretaş tarafından yapılmadığı, Koza Altın kayyımlarının KAP açıklamalarından da anlaşılıyor. Söz konusu çalışmalar 3,5 milyon dolar gibi komik bir rakama Gübretaş’a satılıyor. İtiraz dilekçesinde, şu ifadeler kullanılıyor:

ÇALIŞMALAR DÜZENLİ OLARAK RAPORLANIYOR

  • Gübretaş’ın yapılmadığını iddia ettiği Söğüt sahası ile ilgili çalışmalar 2007 yılından 2015 yılına kadar yapılmış, üstelik paha biçilemez değerde olan bu çalışmalar, her ay ve her yıl sonunda raporlanmıştır.
  • 2015 yılında atanan yönetim kayyımları, Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin bilgi birikimini ve sahip olduğu know-how ile birlikte büyük emek, zaman ve para harcanarak yapmış olduğu bu çalışmaları 2020 yılında Gübretaş’a, bedavaya yakın bir bedel ile devretmişlerdir.
  • Gübretaş, kayyımların süreci iyi yönetememesi ve davaları iyi takip etmemesi nedeniyle 2015 yılına kadar Koza Altın tarafından yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkmış tüm değerleri yok pahasına almıştır. Davaya konu olayda tek sorumlu TMSF tarafından görevlendirilen yönetim kayyımlarıdır.

DEĞERİ ‘SIFIR’DAN 3,5 MİLYAR DOLARA ÇIKIYOR

  • Bölgede söz konusu dönemde sondaj faaliyetleri hızlı bir şekilde devam etmiş maden özelliklerinin belirlenmesi, testler, proje çalışmaları süratle sürdürülmüştür. Söz konusu bölgede yürütülen saha çalışma faaliyetleri her yıl raporlanmıştır. En son 2015 yılı SRK raporunda da görülmektedir.
  • 2015 yılında izne tabi olmayan tüm çalışmalar test çalışmaları dahil devam ettirilmiştir. Aksayan tek çalışma kamu otoritesinden izin bekleyen çalışmalardır.
  • Kayyımların ihmal iddiasındaki kasıtları, Yönetim kurulunun bilmeyerek ihmali ise bu da mümkün değildir. Çünkü; Koza Altın İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulunun Söğüt sahasını sıfırdan alıp 3.5 Milyar dolarlık bir değere çıkarmıştır. Maden üretimi ile ilgili tüm çalışmaların ise fazlası ile yaptığı faaliyet raporlarında açıkça görülmektedir. Düzenli olarak kamuoyuna açıklanan bu raporlar, Koza Altın İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulunun, Söğüt sahası konusunda üzerlerine düşeni eksiksiz ve tam olarak yaptığının kanıtıdır.
  • Müvekkiller döneminde; Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’ye ait hiçbir saha ile ilgili işlem ve yükümlülük ihmal edilmemişken, sadece 3.5 Milyar dolarlık altın rezervi keşfedilmiş olan Söğüt sahasının, satış sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmemiş olması mümkün değildir, çünkü ortada önemli bir keşif vardır. Önemli keşifler ise ancak önemli çalışmaların sonucunda ortaya çıkabilir.
Akın İpek, “Yolsuzluklar ortaya çıkmasın diye, bir an önce İpek grubunu satmaya çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.

YETKİ VE SORUMLULUK TAMAMEN KAYYIMLARDA

  • Müvekkillerin, bu kadar ciddi çalışmalar neticesinde ortaya çıkarmış oldukları bu değer ihmal sonucu elden çıkmaz, ancak, kasten elden çıkartılmış olabilir. Söğüt sahasının, 7 yıllık tüm çalışmalar ile birlikte Gübretaşa devredildiği tarih aralığında ve o süreç içerisinde müvekkiller hiçbir surette yer almamışlardır. Yetki ve sorumluluk tamamen kayyımlara aittir.
  • Müvekkillerin 2007 yılından 2015 yılına kadar çalışarak büyüttükleri 3.5 Milyar USD büyüklüğündeki bir varlık, 2015 yılından sonra, Gübretaş a transfer edilmiştir. Koza Altın Yönetim kurulunun, kendi şirketlerine ait bir varlığı Gübretaşa transfer etmesi için hiçbir sebebi veya motivasyonu olmadığı gibi, o süreçte şirketler ile ilgili hiçbir iradeleri de bulunmamaktadır.

KAYYIMLAR RESMEN PEŞKEŞ ÇEKİYOR

İtiraz dilekçesinde yer alan bilgiler, altın sahasının bizzat kayyımlar tarafından peşkeş çekildiği iddiasını doğruluyor. Zira Koza’nın yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair resmi raporlar bile mahkemeye sunulmayarak, varlık değeri 3,5 milyar dolar olan altın sahasının 3,5 milyon dolara satışına  zemin hazırlanıyor:

  • Kayyımlar tarafından yetkilendirilen avukatlar bilerek veya bilmeyerek Söğüt bölgesinde Koza Altın tarafından yapılmış olan çalışmalar hakkında hazırlanan faaliyet raporlarını, bağımsız denetim raporlarını, şirket yazışmalarını mahkemelere gereği gibi sunmamış ve savunmamışlardır. Eğer bu raporlar ve yazışmalar eksiksiz olarak sunulsa ve hakkı ile savunulmuş olsa idi, Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin mülkü olan bu sahaların Gübretaş a verilmesi mümkün olmazdı.

TÜM ÇALIŞMALAR EKSİKSİZ YAPILDI

  • Gübretaş’tan satın alınan sahada anlaşmanın imzalanmasından sonra her ay yönetimin talimatı ile yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen, yönetici faaliyet raporu, her yılsonunda ise kapsamlı faaliyet raporları hazırlanmıştır. Bu rapora bakıldığında Söğüt sahasında yapılan çalışmaların son derece profesyonelce olduğu, Altın rezerv ve kaynaklarının, Sıfırdan,  3.5 Milyar dolar seviyesine çıktığı, anlaşma şartlarının eksiksiz yerine getirildiği açıkça görülecektir. Sahada 70 000 ons altın üretimde yapılmış, Gübretaş a %02 rödevansı da zamanında ödenmiştir.
  • Tüm çalışmaları eksizsiz yapmış, raporlamış ve gelişmeleri zamanında doğru olarak kamuoyuna duyurmuş olan bir yönetimin, satış sözleşmenin esası hakkında bilerek veya bilmeyerek ihmalkâr davrandığı iddia edilemez.
  • Kayyım ve avukatları 2015 yılından bugüne kadar Koza Altının kurucusu, yasal hissedarları olan müvekkillerden hiçbir bilgi istemediği gibi, müvekkillere dava ve içeriği hakkında bilgi de vermemişler, Koza Altının kurucu hissedarlarına, şirketlerini savunma imkânı dahi bırakmamışlardır.

SÖZ KONUSU SATIŞIN, HUKUKEN İZAHI OLAMAZ

  • Söğüt sahasında uzman ekiplerle 7 yıl boyunca çalışan, 3.5 Milyar dolarlık varlığı, sıfırdan Koza Altına kazandıran, düzenli olarak uluslararası standartlarda iç denetim ve faaliyet raporları hazırlayıp yayınlayan bir kurumda, parasını ödeyip satın aldığı bir mülkün, rödevans sözleşmesine uymadığı ‘gerekçesi’ ile tekrar satın aldığı tarafa iade ettirmenin hukuken bir izahı olamaz.
  • Koza Altının tecrübeli ekiplerinin 7 yıldır yaptığı çalışmaları tek kalemde hukuki itilafı olan Gübretaşa verilmesi ise, kayyımların bu süreçte, Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’yi iyi yönetemediklerinin göstergesidir.
  • Yukarıda saydığımız sebeplerle, Kayyımların bilerek veya bilmeyerek, müvekkillerin sahibi olduğu Koza Altına verdikleri zararlar için, müvekkilleri suçlamaları, hukuken, kanunen, ahlaken ve fiilen mümkün değildir.
  • Söz konusu sözleşmenin feshine dair yargılama sürecinin Koza Altın İşletmeleri aleyhine sonuçlanması Kayyım heyetlerini ihmalinden kaynaklanmış olup tüm sorumluluk kayyımlardadır.

DAVANIN REDDİNİ TALEP EDİYORUZ

  • Sonuç olarak, 2015 yılına kadar ortaya konmuş tüm raporlarda; Müvekkiller kurucusu ve hissedarı oldukları şirketlerde yapmış oldukları Yönetim Kurulu üyelik görevlerini Kanuna, ilgili mevzuatlara uyarak, ahlaki ve ticari değerleri göz önünde bulundurarak layıkıyla yerine getirmişlerdir.
  • Yönetim kurulunun 2015 yılına kadar çalışarak Koza Altına sıfırdan kazandırdığı 3.5 Milyar USD büyüklüğünde bir varlığın, 2015 yılında atanan kayyımlar tarafından 2020 yılında Gübretaş’a transfer etmesi ile ortaya çıkan zarar ile ilgili müvekkillere sorumluluk yüklenmesi Hukuken, vicdanen ve fiilen mümkün değildir.
  • Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’yi şuan için yöneten kayyımların, 2015 yılından sonra tamamen kendi yetki ve sorumluluklarında olan işlemler için ve kendi sebep oldukları bu devasa zararlardan ötürü, Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin 2015 yılından önceki Yönetim Kuruluna 2022 yılında şirketi zarara uğratma davası açmalarının hukuki bir izahı yoktur. Davacının iddialarının, hukuka ve hakkaniyete aykırı olması sebebi ile huzurdaki davanın reddi arz ediyoruz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin