Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ‘Başkanlık Sistemi’ ile Türkiye’nin bir ara rejim yaşadığını söyledi. Türkiye’de en büyük tehlikenin yargı ayağından geldiğini anlatan Cindoruk, “Yargıcın yargıcı tutukladığı, AYM üyesinin müebbet hapse mahkum edildiği bir Türkiye yaşıyoruz. Savcı savcıyı tutukluyor, gözaltına alıyor. Türkiye’de hukuk iflas etmiştir. Yargı iflas etmiştir. HSK üyesi hapishanede. Tuz koktu. Türkiye tehlikeye girmiştir.” dedi.
TÜRKİYE BİR ARA REJİM YAŞIYOR
Halk TV’de yayınlanan ‘Açıkça’ programına online olarak katılan Hüsamettin Cindoruk, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bir ara rejim yaşadığını söyleyen Cindoruk, AKP’nin kendi 28 Şubat’ı yaşattığı iddialarının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: “Türkiye bir ara rejim yaşıyor. Parlamenter demokrasiden vazgeçmiştir. Başkanlık rejimi bir ara rejimdir. Bu ara rejimin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunu tartışmak yerine eski defterleri karıştırıyoruz. Bırakın eski defterleri. Bugün Türkiye’nin başında iki dert var. Siyasi İslam ve siyasal Kürtçülük. Bu iki büyük tehlikeyle Türkiye ara rejimle boğuşuyor. Benim söylediğim Türkiye ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya. Bunun farkında mıyız?”
GEÇMİŞE DÖNÜK KAVGALARLA ZAMAN KAYBEDİLİYOR
“Biz geçmişe bakıp birbirimizi suçluyoruz. Bugün siyasal İslamcı bir iktidar var. AYM de (kapatma davası) kararında ‘Odak noktası’ demişti. Bunların iktidar olmasından çıkacak sonuçların tehlikelerini ırgalamak lazım. Ben geçmişe dönük bir kavganın gereksiz olduğunu görüyorum, zaman kaybediliyor. Türkiye’nin bir iç barışa ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı’nın küfür ettiği bir siyaset Türkiye’yi nereye götürebilir. Ben tehlikeyi görüyorum. Kimse kimseyi söverek sayarak hakaret ederek siyaset yapmasın. Geçmişte dili en bozuk siyasetçiydim ancak kimseye küfür etmedim.”
ERBAKAN’IN KENDİNDEN SONRA GELENLERLE İLGİLİ SÖYLEDİKLERİNİ İFŞA EDEMEM
Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’la ölmeden 2 ay kadar önce konuşarak helalleştiklerini anlatan Cindoruk, şunları söyledi: “Meclis grubunda ‘Kanlı mı olacak kansız mı. Siyasal İslam geliyor’ demişti. DGM dokunulmazlığını kaldırmak istedi, reddettim. Geldi bana teşekkür etti. ‘Hocam, o cümle söylenecek cümle midir’ dedim. ‘İnanır mısın söylediğimin farkında değilim.” demişti. Dostluğumuz sürdü. Ölmeden iki ay evvel yazlığına gittim, helalleştik. Rahmetli Erbakan benim dostumdu. Milli bir adamdı. Helalleştik. Kendisinden sonra gelenlerle ilgili bana söylediklerini ifşa edemem. Çünkü ölmüş bir insan. Onun korkusu bugün gerçekleşmiştir. Adım adım geldi siyasal İslam bugün.”
EN BÜYÜK TEHLİKE YARGIDAN GELİYOR
Cindoruk’un yargının durumuyla ilgili söyledikleri de dikkat çekiciydi: “Güncel sorunlara bakmak gerekiyor. Güncel hadise nedir; en büyük tehlike yargıdan geliyor. Yargıcın yargıcı tutukladığı, AYM üyesinin müebbet hapse mahkum edildiği bir Türkiye yaşıyoruz. Savcı savcıyı tutukluyor, gözaltına alıyor. Gözaltına alınmamış insan kalmamış. Yargı birliği, içtihatları kalmamış. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin iki birbirine karşıt kararı var. 68 senelik avukatım, yargının bu kadar yanlış kararı üst üste verdiğini duymadım. Hepsini takip ediyorum. Ama diyorum ki, günümüze gelelim. Şimdi ne yapacağız? Böyle savcı olur mu? Çok hazin. Türkiye’de hukuk iflas etmiştir. Yargı iflas etmiştir. HSK üyesi hapishanede. Tuz koktu. Türkiye tehlikeye girmiştir.”