Ana Sayfa HABER Hukuk askıdan indiği zaman

Hukuk askıdan indiği zaman

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

28 Şubat’ta devlet refleksiyle(!) iktidardan uzaklaştırılan Milli Görüş’ün siyaset artıklarından Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz’dan sonra hukukun ciddiye alacağı hiçbir gerekçe olmadan yüz binlerce kişinin görevden uzaklaştırılması için “hukuk uygulansaydı bunları 2030 yılına kadar devletten atamayacaklarını” söylüyor. Bununla da yetinmiyor hukuksuzluğu ‘devlet refleksi’ nitelemesiyle kutsamaya kalkıyor.

Doğrusunu isterseniz, Hadi Özışık’ın Youtube kanalına konuşan Kurtulmuş’un tam olarak ne demek istediğini anlayabilmiş değilim. ‘Biz artık devlet olduk, sorgulanmaz bir noktaya ulaştık, canımız istediğinde ya da işimize geldiğinde, hukuku askıya alır istediğimizi yaparız’ mı demek istiyor? Yoksa biz yapmadık ‘devlet’ yaptı, onlar sorumlu mu diyor? Ya da merdi kipti gibi şecaat arz ederken sirkatini mi sayıyor?

Niyeti ve amacı ne olursa olsun, söyledikleri hukuk askıdan indiği zaman haklarında somut delil olacak. Kurtulmuş, 15 Temmuz’dan sonra hukuku askıya aldıklarını, kanuni olmayan şeyler yaptıklarını açık açık itiraf ediyor. Bunu Recep T. Erdoğan da birkaç kere böylesine açık bir dille söylemişti.

Bazı kadroları, bir takım etkin yerlerde tutmamak, etkili yerlerde kendi istediği adamlarla çalışmak elbette siyasetin tercih edebileceği bir şeydir. Bunlar bazı üst düzey ve siyasetin yakın çalışacağı makamlardır ve sayılıdır.

Ancak çoluk çocuk demeden, Hakkari’den, Edirne’ye kadar, müdüründen, müstahdemine varıncaya kadar yüzbinlerce insana bir soykırım uygulanıyorsa buna devlet refleksi denmez. Devlet böyle bir refleks göstermez. Buna dense dense kindar harami refleksi denir.

Bildiğiniz gibi geçmişte zaman zaman devlet içindeki çeteler katilliklerini bu tür laflarla örtbas etme yoluna gitmişlerdi. Mesela 90’lı yıllarda Güneydoğu’daki katliamları yapanlar bu alçak eylemlere ‘devlet kararı’ kılıfı uydurmaya kalkmıştı. Hiçbir çağdaş hukuk devleti böyle kararlar alamaz. Sonradan bunların devlet içinde öbeklenmiş çeteler olduğu gün yüzüne çıkmıştı.

Numan Kurtulmuş da söylediği sözlere rağmen, devleti çeteden ayıran şeyin hukuk olduğunu, hukuku askıya alan devletin bir çete olacağını elbette biliyordur. Öyle tahmin ediyorum ki bilemediği şey bu çeteden kendi paçasını nasıl kurtaracağıdır.

Çünkü Erdoğan’ın hemen arkasında ne zaman kareye girse ıkınan, sıkınan, kıvranan bir adam görünüyor ekranlarda. Yine öyle tahmin ediyorum ki zamanı tersine çevirseler, HAS Parti’yi lağv edip AKP’ye asla adımını atmaz.

Ama nasıl bir bulamışmışlık halidir ki yüzü sirke satıyor olsa da seri bir katil gibi kurşun sıkmaktan, zalimin yanında yer almaktan geri dur(a)muyor. Hukuku askıya alıp, mazluma soykırım uygulayanlar fotoğrafındaki yeri her geçen gün daha belirgin, daha değiştirilmez hale geliyor. Her halde biliyordur ki ‘Hukuk’ er ya da geç kendini askıya alan bu fotoğraftakilerden hesap sorar. Çünkü hiç kimse, hiçbir güç, hiçbir devlet refleksi hukuku askıya almaya ruhsat veremez.  Bazıları sadece kendisini avutur.

Kurtulmuş ve benzerleri; ‘Devlet refleksi’ lafının, kendilerine de koruma sağlayan sihirli bir cümle olduğunu sanıyor.

Hasılı; Kimin refleksiydi bilemeyiz ama mazlumlara ateş açan silah sizin boynunuzda asılıydı. Ve bu yüzden hukuk askıdan indiği ilk anda soykırımın hesabını size soracaklar. İşte o zaman gerçek devletin, hukuk devletinin refleksini göreceksiniz.


HENÜZ YORUM YOK