Hırsıza hırsızlığını unutturursan… 

ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

Durum tam olarak Fransızlara atfedilen, “Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi vermeye kalkar!” sözündeki gibi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tartışmalı Roma seyahati üzerinden vurmaya çalışıyor.

Ekrem İmamoğlu da Erdoğan’ın uçaklarını hatırlatıp, “Sayın cumhurbaşkanı mı bana kamu parasını korumayı öğretecek? Almanya cumhurbaşkanı bile 1 uçak kullanırken, sen 8 uçak kullanıyorsun bu ülkede. İsrafın daniskasını anlatırım saatlerce.” dedi. Erdoğan ve medyası İmamoğlu’nu Roma seyahati ile yıpratmaya çalışırken İmamoğlu ekibi de “Tencere dibin kara seninki benden kara!” modunda. Görünen o ki polemik uzun süre devam edecek.

Türkiye’de deve dişi gibi gündemler varken Erdoğan ile İmamoğlu’nun böyle polemiklere girmesi kimseyi şaşırtmasın. Erdoğan için İmamoğlu üç kez yenildiği bir rakip ve bir şekilde intikam alma ateşiyle yanıp tutuşuyor. Yani her fırsatta İmamoğlu’na saldıracak. 

Dua edin de hamleleri bu olaydaki gibi mikrofonlara söylediği eleştirilerle sınırlı kalsın. Yargı ve rejimin parçası haline gelen mafyatik örgütleri kullanması da muhtemel. Bu polemiği farklı bir perspektiften ele almak istiyorum.

İMAMOĞLU’NUN ÖLÜMCÜL HATASI 

Tayyip Erdoğan zaten haksız ama İmamoğlu da bu polemikte haklı değil. Daha önce bu köşede ABD örneğinden hareketle İmamoğlu’nun 45 gazeteciyle Roma’ya  gezmeye gitmesini analiz etmiş ve “ABD’de olsa siyasi kariyeri bitmişti!” demiştim. Kısacası İmamoğlu’nun yaptığının savunulacak tarafı yok.

Sıradan bir haber için uçak kiralayıp lüks otellerde halkın parasını harcamak akla ziyan bir durum. Kaldı ki İstanbul seçmeni Erdoğan ve AKP iktidarlarında bu tip saltanat seyahatlerinden bıktığı için İmamoğlu’na yönelmişti. İmamoğlu’da Erdoğan’dan farklı bir şey yapmayacaksa seçmen sizi bir daha neden seçsin ki? Ortaya koyduğunuz alternatif sadece ‘uçağınıza’ aldığınız gazetecileri değiştirmek miydi?

Daha önce uzun uzun anlattım. Az sayıdaki istisnalar hariç her siyasetçi kendi yandaş medyasını oluşturmak ister. Bu yüzden ABD ve AB ülkelerinde sıkı düzenlemeler var. O düzenlemeleri Türkiye’ye uyarlamadığımız sürece oyuncular değişir ama düzen aynı kalır. 

Gelelim esasa… Erdoğan’ın belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemleri yolsuzluğun zirveye çıktığı yıllardı. İmamoğlu 25 yıllık AKP – Milli Görüş geleneğinden sonra koltuğa oturdu. Kamuoyundaki yaygın beklenti önceki dönemlerin yolsuzluklarını tek tek afişe etmesi, soygunu-vurgunu halka anlatmasıydı.

İlk gün bir araba şovu yaptılar, belediye imkanlarından yandaşlara verilen arabaları sergilediler ama arkası gelmedi. İmamoğlu ilk dönemini bitirdi ama elle tutulur gözle görülür bir ifşa yapmadı.

Düşünün, İstanbul’u çekirge sürüsü gibi yağmalayan bir yönetimden sonra göreve geliyorsunuz ama herhangi bir yolsuzluk dosyasını ortaya koyamıyorsunuz! İmamoğlu ve destekçileri hemen, “Yargı ellerinde, kimi kime şikayet edeceksin!” savunmasına geçiyor.

Evet, yargı Saray’ın elinde oyuncak ve bu 15 Temmuz tezgahı sayesinde oldu.  İmamoğlu ve ekibi de bu tezgaha gönüllü alkış tuttu ancak siz yolsuzluk dosyalarını ortaya kor, halka şikayet edersiniz. Yargı harekete geçmezse günah sizden gitmiş olur. Üstelik başınızı nereye çevirseniz devasa yolsuzlukları görürsünüz. Yani çok emek harcamanıza da gerek yoktu.

Fakat ne İstanbul’da ne de Ankara’da beklenen yolsuzluk dosyaları gelmedi. Hele Ankara’ya ne demeli? Melih Gökçek ve çetesinin 25 yıl boyunca yağmaladığı bir yer Ankara. Yolsuzluk, yağma ve gasp Gökçek ailesinin paçalarından akıyor. 

Ancak İmamoğlu gibi Mansur Yavaş da göz boyamaya dönük bir iki hareket yapıp dosyayı kapattı. Gökçeklerin tek yolsuzluğu başkanlığı bıraktıktan sonra yanında götürdüğü zırhlı makam aracı mıydı yani?

Lafı uzatmanın, zaman israf etmenin bir anlamı yok.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş kendilerinden bekleneni yapıp, AKP döneminin röntgenini çekip yolsuzlukları halka anlatsaydı Erdoğan çıkıp İmamoğlu’nun Roma seyahatine laf edemezdi.

Şaka gibi ama değil; telefonda oğluyla ‘evdeki milyar dolarları sıfırlayan, evinin altında milyarlarca dolar istifleyen’ adam rakiplerine ders vermeye kalkıyor. 

Ne demiş Fransızlar; “Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi vermeye kalkar!”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Bak kardesim ayni imamoglu gibi sizde hakliliginizi kaybediyorsunuz. Imamoglu almis götürmüs Belediyenin parasiyla, amaci neymis? Niye götürüyor bunlari? Bir acikla.

    Iki, Imamoglu bu konuda yanlis diyorsun. Yani yanlisa yanlis diyorsun. Aynisini Enes Kanter konusunda niye demiyorsun. Bu maddi olmak zorunda degil, samimiyet meselesidir. Insan haklari savunucusu, herseyini bu konuda feda etmis (110 Milyon dolar minimum) neden Israil hakkinda konusamaz, neden filistinlilere destek cikamaz senin Demokratik ABD nde?

    Hadi diyelim Imamoglunda bu seyahat icin 1 Milyon dolar gitmis. Enes Kanterin olayinda 50.000 can gitmis, 2 Milyon yurdundan edilmis …

    • Yok aslında birbirlerinden farkı, kimileri siyonistlerin evladı, kimileri haramzade sofralarında zıkkımlanıp, İkbal ve istikbal arayan gafil haramilerdir. Gazze, dünyada çok hayırlı gelişmelere vesile olacaktır. Siyonizmin saltanatı çökecek, siyonistleri ibretli akıbetler bekliyor.

    • Sen Türkiye’de bir meydana çıkıp cemaate zulmedildi, yapılanlar yanlıştır diye bir konuş, ondan sonra gel Enes Kanter’i ağzına al istersen.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin