Hem futbolcuyken hem de teknik adamken yıldız: Zidane [Haber-Portre: Efe Yiğit]

AFP PHOTO / PIERRE-PHILIPPE MARCOU

Göçmen bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Zor hayat şartlarıyla yılmadan mücadele etti. Adını dünyanın en iyi futbolcu arasına yazdırdı. Futboldaki başarısını teknik adamlığa da taşıyan nadir isimlerden biri oldu. Bu isim Real Madrid’in teknik patronu Zinedine Zidane’dir.

ZOR ŞARTLARDA BÜYÜDÜ

Zinedine Zidane 23 Haziran 1972’de Marsilya’nın La Castilla bölgesinde doğdu. Babası İsmail ve annesi Melika, Zidane doğmadan 10 yıl önce Cezayir’den Fransa’ya daha iyi bir hayat için göç etmiş gurbetçilerdi. Babası yıllarca bir markette gece bekçiliği yaparak ailesinin geçimini sağladı. Zidane, 3 erkek kardeşi Cemal, Ferid, Nureddin beraber tek kız kardeşi Leyla ile uzun yıllar küçük bir evde normal Avrupa standartlarının altında bir hayat yaşadı.

Hayata zor şartlarda merhaba diyen Zidane mecbur olduğu için gittiği okuldan boş kalan vakitlerini meşin yuvarlığın peşinde geçirmeye başladığında ilk takımları US Saint-Henri ve Septemes Sports Olympiques oluyordu. Ancak bu takımlar o zamanın şartlarına göre mükemmel imkanlara sahip olmayan, gençlerin sadece spor amaçlı yerler olarak bir araya geldiği mekanlardı. Zidane hem kulüpte oynuyordu hem de futbol kabiliyetini arttırmak için caddelerde top koşturuyordu o dönemlerde.

JEAN VARRAUD KEŞFETTİ

Zidane’ı futbol dünyasına kazandıran isim Jean Varraud’dur. Cannes takımının yönetim kurulu üyesi olan Varraud’un görevi takımı yönetmekten ziyade yıldız avcılığıydı. Nitekim Zidane’ı okul karmasında seyreden Varraud, ‘Tekniği harikaydı. Dikkatimi hemen üzerine yoğunlaştırdım. Diğer yıldız avcıları daha çok maça ve mücadeleye konsantre oldukları için Zidane’a dikkatlerini yöneltmediler. Zidane dünyanın en iyi top tekniğine sahip müthiş bir yetenekti’ diyecekti. Kendisini futbol dünyasına kazandıran hocası Varraud’la bağını hiç koparmayan Zidane, ‘Futbol hayatımı borçlu olduğum isim şüphesiz Mösyö Varraud’dur. Devamlı kendisini ararım. Aklımdan çıkarmadığım tek isimdir’ diyerek hocasına karşı vefasını ortaya koyuyor.

Cannes’da yeteneğiyle kendinden bahsettiren Zidane 17 yaşında genç takımda oynamaya başladı. 19 yaşına geldiğinde artık profesyonel bir topçu olarak Fransa liginde top koşturuyordu. İlk golün hediyesi olarak ise kulüp başkanı kendisine Renault marka bir araba hediye etmişti.

BORDEAUX’DA PARLADI

1992 yılında Fransa’nın köklü takımlarından Bordeaux’ya transfer olan Zidane’ın yıldızı her geçen gün parlıyordu. 1996 yılında Bordeaux’yu İnter Totto’dan UEFA kupası finaline taşıyan kadroda yer alan Zidane adını artık bütün Avrupa ezberlemişti. Zidane, Bordeaux’da Dugary ve Lizarazu gibi ilerde milli takımla büyük başarılara imza atacağı isimlerle buluşmuştu.

Fransa defterini kapatıp Serie A’ya yelken açtığında takvimler 1996 yılını gösteriyordu. Yeni takımının adı İtalyanların dünya devi Juventus’tu artık. Juventus’la 2 şampiyonluk sevinci yaşarken, 2 Şampiyonlar Ligi finalinden de sahadan mağlup ayrıldı. 2001 yılında Juventus’tan 73,5 milyon Euro’ya dünya rekoru kırarak Real Madrid’e transfer olurken Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna atıfta bulunarak, ‘Tatmadığım tek şampiyonluğu yaşamak için Real Madrid’e geldim’ diyecekti. Nitekim 2002 yılında hafızalarımızda hala tazeliğini koruyan o müthiş sol ayak volesiyle Real Madrid finalde Bayer Leverkusen’i 2-1 yenerek kupaya uzandığında Zidane’ın da özlemi sona eriyordu.

MİLLİ TAKIM’IN LİDERİYDİ

Bordeaux döneminde 17 Ağustos 1994’de Çek Cumhuriyeti maçıyla milli formayı sırtına geçiren Zidane sakatlıklar hariç sürekli milli formayı giymeyi başardı. 108 maçta Fransa adına rakip filelere 31 gol atarak büyük başarılarda önemli rol oynadı. Fransa 1998 Dünya Kupası’nı kazanırken başrolde Zidane vardı. Özellikle finalde Brezilya’ya 2 gol atarak kupayı ilk kez Fransa’ya getiren isim oldu. Aynı başarısını Euro 2000’de tekrarladı.

2006 Dünya Kupası’nda favori gösterilmeyen Fransa, adını finale yazdırırken başrolde yine Zidane vardı. Maçta Zidane penaltıdan takımını 1-0 öne geçirirken, İtalya bu gole Materazzi ile cevap veriyordu. Zidane, uzatma devrelerinde kendisine küfür eden Marco Materazzi’ye attığı kafadan dolayı kırmızı kart görerek oyundan atıldı. 1998 Dünya Kupası finalinde Brezilya’ya 2 gol atan Zidane 8 yıl aradan sonra oynadıkları 2. finalde de gol atarak iki kupa finalinde gol atma başarısı gösteren 4. oyuncu oldu. Kupanın sahibi penaltı atışları sonunda İtalya olurken, Zidane kupanın en iyi oyuncusu seçiliyordu.

Zidane, 2006 Dünya Kupası sonrası futbola veda ediyordu. 17 yıllık futbol kariyerinde tatmadığı başarı yoktu. Lig, kupa, Avrupa kupası şampiyonluklarına milli takım ile Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonluğu’nu ekleyen nadir oyunculardan biri olarak, 3 kez de dünyanın en iyi futbolcusu ödülüne layık görülmüştü.

IRKÇILARIN HEDEFİ OLDU

Zidane, Avrupa’da aşırı sağın sembol ismi olan Ulusal Cephe eski lideri Jean- Marie Le Pen’in hedefindeki isim oldu. 1998’de kazanılan Dünya Kupası sonrası sarf ettiği ‘Fransa milli marşını bilmeyenler milli takımda oynuyor’ sözlerinin hedefi Zidane’dı. Irkçılar Zidane’dan nefret ederken, sağduyulu Fransa halkı Zidane’ı bağrına basarak yıllarca ülkenin en popüler kişisi olarak efsane futbolcuyu seçti.

Teknik adamlık kariyerine 2014’te Real Madrid’in B takımını çalıştırarak başlayan Zidane, Ocak 2016’ta kovulan Rafael Benitez’in yerine A takımı çalıştırmaya başladı. Teknik direktörlüğünün staj döneminde Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Zidane, bu sezon ligde şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’nde kupayı kaldırma mücadelesi veriyor. Zidane, Şampiyonlar Ligi’ni kazanan ilk Müslüman teknik adam olarak tarihe geçerken, aynı başarıyı La Liga şampiyonluğu ile taçlandırmak istiyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin