‘Hayır’ dediğin çalışanları atan Doğan Medya şimdi de içinde ‘hayır’ geçen röportajları yayınlamıyor.Hürriyet gazetesi, Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel’in Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’la yaptığı söyleşiyi yayımlamadı.
T24’ün haberine göre, Orhan Pamuk, pazartesi günü yayımlanması planlanan, ancak sansüre uğrayan söyleşide, anayasa değişikliğine karşı düşüncelerini anlatarak, referandum için “hayır” görüşünü dile getirdi. Kanal D Spikeri İrfan Değirmenci’nin “hayır” açıklaması nedeniyle Doğan Medya Grubu’ndan atılmasının büyük bir tartışma yarattığı sırada gazete içinde yapılan değerlendirmede Orhan Pamuk’un Hürriyet’e verdiği söyleşinin yayımlanmamasına karar verildi.Kararın ardından Hürriyet’te her hafta başında ‘Yüz Yüze Pazartesi’ başlığıyla yayımlanan Cansu Çamlıbel’in söyleşi sayfası bu hafta yayına girmedi.
Orhan Pamuk: Haber ne yazık ki doğru…
Türkiye’nin Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk ve tek yazarı Orhan Pamuk, söz konusu haber için kısa bir açıklama yaptı. Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’in “kendisiyle güzel ve uzun bir röportaj yaptığını” söyledi. Pamuk, Sansür ve Otosansüre Karşı Susma Platformu’na yaptığı açıklamada, “Çamlıbel’in referandum hakkında fikrini sorduğunu” belirterek, “Ben de hayır oyu vereceğimi söyledim ve kararımı gerekçeleriyle açıkladım. Haber ne yazık ki doğru.Sonunda röportaj yayımlanmadı” ifadesini kullandı.
Doğan Medya ilginç açıklama: Bu süreçte görevimiz tüm görüşlerin gerekçeleri ile kamuoyuna duyurulması
Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Başkan Vekili Volkan Vural, ‘hayır’ dediği için kovulan İrfan Değirmenci ile başlayan süreçle ilgili açıklama yaptı. Vural, “Referandum süreci gibi hassas bir dönemde yayın ilkelerinin hiçbir taviz verilmeden uygulanması zorunludur.Özellikle sunucu veya ekran yüzü olarak görev yapan arkadaşlarımızın, kişisel görüşleri ne olursa olsun tarafsız bir konumda olmaları daha da önem taşımaktadır. Bu süreçte Doğan Medyasının görevi , “evet” veya ‘hayır’ı empoze etmek değil, tüm görüşlerin gerekçeleri ile kamuoyuna duyurulması suretiyle halkımızın sağlıklı bir karar alabilmesine katkı sağlamaktan ibarettir. ‘Evet’ veya ‘hayır’ kampanyalarının parçası olmamak yolundaki dikkat ve titizliğimiz editoryal sorumluluğumuzu daha da arttırmaktadır.” ifadelerini kullandı.