Ana Sayfa Güncel Hayat kadar gerçek ölüm!

Hayat kadar gerçek ölüm!

YORUM | M. NEDİM HAZAR 

Prof. Dr. Burhan Kuzu, Kovid-19 dolayısıyla hayata veda etmiş. Kuzu’nun oğlu önceki gün, babasının iki hafta süren yaşam mücadelesini kaybettiğini açıkladı. Allah adaletiyle muamelede bulunsun, yakınlarının başı sağ olsun.

Çok enteresan bir insandı Burhan Kuzu. Yaşasaydı belki en az Susurluk Olayı kadar ilginç bir vaka olabilecek Zindaşti davasındaki kilit isimlerden biri olacaktı ama dosya kapanmış oldu.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Kuzu’nun vefat etmeden önce koronavirüs hakkında yaptığı bir paylaşım beni, “Ölümden daha muazzam ibret alınacak bir şey yok!” gerçeğiyle yüzleştirdi.

Rahmetli Korona’yı biraz küçümseyerek abartıldığını düşündüğünü yazmıştı vaktiyle.

Oysa hiçbir ölüm abartılı olmadığı gibi, dünyanın en eşitleyici gerçeğiydi ölüm. Burhan Kuzu’nun vefatından yola çıkarak aklıma düşen enteresan ölümleri derlemek istedim. Belki arzu edenler için ibretler vardır.

Meşhur Fransız oyun yazarı Moliere çok bilinen oyunu Hastalık Hastası’nda (Le malade imaginaire) Argan karakterini canlandırıyordu. 1673’ün sert bir Şubat akşamıydı. Sahnedeyken tüberküloza bağlı akciğer kanaması geçirdi. Sahnede kızı rolünü ise gerçek karısı oynuyordu. Eşinin kasıldığını görüyordu Armande Béjart ancak onun rolüne fazla kaptırdığını düşünüyordu. Moliere son tiradını attıktan sonra kaskatı kesildi ve öldü. Hem rolünde hem de gerçekte ölmüştü…

Atinalı ünlü tragedya yazarı Sofokles’in ölümüne benzemese de yine bir oyundu ölüm.

Sofokles, meşhur Antigone isimli oyununun sonundan uzun bir monoloğu yüksek sesle okumaya başladı. O kadar kendini kaptırmıştı ki, noktalama işaretlerini bile umursamıyordu. Monoloğu bitirdiği anda yere devrildi. Büyük yazar nefessiz kalıp ölmüştü…

Aragon kralı Martin, soytarısı Borra’nın yaptığı esprilere katıla katıla o kadar güldü ki, ölümüne sebep oldu kahkahaları. Doktorlarına göre kral, yediği yarım kazın midesi tarafından hazmedilememesi de bir etkendi tabi…

Ancak “ölümüne yemek” olayının gerçek kahramanı İsveç Kralı Adolf Frederick’ti. 12 Şubat 1771’de geleneksel İsveç çöreği Semla’dan tam 14 porsiyonu iştahla midesine indirmişti. O kadarla kalsa iyi. Istakoz, havyar, lahana turşusu, füme ringa balığı ve şampanya, yediği son dünya yemeğinin menüsüydü. Bugün İsveç okullarında çocuklara “ölene kadar yiyen kral” olarak anlatılır Frederick.

En enteresan ölümlerden biri ise bir avukata ait. İsmi Clement Vallandigham. Başarılı bir avukat ve politikacıydı.

1871’de Ohio’nun Lebanon isimli şehrindeki bir bar kavgasında adam öldürmekle suçlanan Thomas McGehean’ı savunuyordu. Savunmasını “kazara ölüm” üzerine kurmuştu. Sanık maktulün diz çökmüş bir pozisyondan kalkarken tabancasını cebinden çekerken yanlışlıkla kendini vurduğunu kanıtlamaya çalışıyordu.

Savunma avukatları ve jürinin önünde olayı canlandırırken silah enteresan bir şekilde ateş aldı ve Vallandigham kendi kendini karnından vurdu. Müvekkilinin suçsuzluğunu ispat etmişti ama bir gün sonra kendisi öldü.

Enteresan bir başka ayrıntı ise o davadan beraat eden sanık Thomas McGehean, serbest kalışından 4 yıl sonra aynı barda yine bir kavgaya karıştı ve bu kez öldürülen o oldu!

Bena Tshadi başarılı bir futbolcuydu. Demokratik Kongo’nun Doğu Kasai kentinde oynan bir maç esnasında hava aniden bozuldu. Soğuk bir Ekim günüydü ve tarih 1998’di. Büyük bir gürültü koptu ve Tshadi aniden yere yuvarlandı. Yıldırım ona çarpmıştı. Maç iptal edildi.

Erika Marshall ise bir veterinerdi. Bir atı tedavi etmekteydi ve odasında biriken hiperbarik oksijenin farkında değildi. Aniden huysuzlanan at çifte atmaya başladı. Erika tedbirliydi atın çiftelerini savurmuştu. Ancak atın nalları duvara sürtünüp kıvılcım çıkardı ve veteriner Marshall at ile birlikte yaşanan patlama sonucunda hayatını kaybetti.

Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi Ferit Köşk Mahallesi Arzum Apartmanı’nda yaşayan Alyan Ailesi’nin kurbanlık için aldığı keçi, 4 Ekim 2014’te 5 katlı binanın çatısında bağlanacağı esnada kaçtı. Binanın beton korkuluklarını aşan keçi, arkadaşları ile sokakta oyun oynayan Hasanpaşa Ortaokulu 7. sınıf öğrencisi Heval Yıldırım’ın üzerine düşerek ölümüne neden oldu.

Heval Yıldırım

Hazırlanan iddianamede ölümlü olayın, şüpheli Nurettin Alyan’ın kurbanlık olarak aldığı keçiyi yaşadığı binanın teras katına çıkarması ve keçinin terastan atlaması sonucu gerçekleştiğine yer verildi. Müşteki olarak ifadesi alınan anne Fikriye Yıldırım, “Keçiyi başıboş bırakıp oğlum Heval’in ölümüne neden olan Alyan’dan şikâyetçiyim,” dedi. Sanık hakkında 6 yıl ceza talep edildi.

Bu senenin Şubat ayının son gününde yaşanmış en enteresan ölümlerden biri meydana geldi. Valentin Didenko, Yury Alferov, Natalia Monakova üç kadın bir partiyle katılmak için Moskova’da bir saunaya davetliydi. Ortam eğlenceli olsun diye partiyi düzenleyenler sıcak suyla dolu havuza 25 kilogramlık kuru buz attılar.

Kuru buz bir anda dumana dönüştü ve yüzeyde oksijenin yerini alan kalın beyaz bir sis tabakası oluşturdu. Üç talihsiz kadın karbondioksit boğulmasından öldü .

İlginç ölümler kadar, ölmeden önceki son sözler de ibretliktir. Hz. İsa’nın “Bitti!” (Ha m’shalam) dediğini biliyoruz mesela. Keza Cengiz Han’ın ölürken bile, “Sakın ola ki silahlarınızı bırakmayın” diye hâlâ savaş ve ölüm istediğini de.

İsterseniz onu bir başka yazıya bırakalım…

HENÜZ YORUM YOK