Hamas 1967 sınırları kabul edecek: İsrail ile anlaşmaya yeşil ışık yaktı

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, hareketin yeni vizyonunu ve siyaset belgesini açıkladı. Belgeye göre Hamas 1967 sınırları içerisinde Filistin devletini kabul edeceğini duyurdu. Meşal, açıklamasında “Savaş değil, barış istiyoruz” dedi. Meşal ayrıca  “Hamas fikri açıdan İhvan ekolünün bir parçasıdır ancak biz bağımsız bir Filistin örgütüyüz.” açıklamasında bulundu. Bu tanım, Hamas’ın Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) bir kanadı olduğunu belirttiği önceki sözleşmesiyle farklılık gösteriyor.

Katar’ın başkenti Doha’da basın toplantısı düzenleyen Meşal, Hamas’ın genel prensipleri ve politikalarını belirleyecek yeni siyaset belgesi ve vizyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Belgenin, Hamas’ın tüm liderlerinin, içerideki ve dışarıdaki kurumlarının ortak görüşünü yansıttığını ifade eden Meşal, bu belgenin Hamas’ın düşüncesini ve siyasetini anlamak isteyenlerin başvuru kitabı olacağına dikkati çekti.

42 maddeden oluşan belgenin dayandığı temel düşünceye açıklık getiren Meşal, bu belgenin Hamas hareketinin yeniliklere açık olduğunun kanıtı olduğunu aktardı.

Meşal’in açıkladığı ve uluslararası toplumda harekete yeni ufuklar açmayı hedefleyen siyaset belgesinin en önemli maddelerini, Hamas’ın kendisine getirdiği yeni tanım, 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kurulması, Yahudilere ve dini aşırılıklara bakışı konuları oluşturuyor.

1967 sınırları içinde Filistin devletinin kabulü

Belgede yer alan önemli bir madde de Hamas’ın 4 Haziran 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kurulmasını ilk defa kabul ettiğinden bahsedilmesi. Filistin toprağının hiçbir parçasından ödün verilemeyeceğine işaret edilen belgede “Bununla birlikte Hamas, 4 Haziran 1967 sınırları içinde başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını- mültecilerin ve sığınmacıların çıkarıldıkları evlerine dönmeleriyle birlikte- ortak ulusal uzlaşı formülü olarak görmektedir. Bu durum kesinlikle siyonist oluşumun tanınması ve Filistin haklarından ödün verilmesi anlamına gelmemektedir.” ifadelerine yer verildi.

Filistin kimliğine vurgu

Filistin’in kimliği, bir Arap ve İslam toprağı olduğu ve parçalanamaz bütünlüğü vurgulanan belgede ” Filistin halkının sınır dışı edilerek topraklarından sürülmesi ve bu bölgelere siyonist oluşumların inşa edilmesi, Filistin halkının bu topraklardaki hakkına bir halel getirmediği gibi gaspçı siyonist oluşuma da buralarda bir hak iddia etme hakkını vermez.” görüşüne yer verildi.

 

“Kudüs Filistin’in başkentidir”

Kudüs ve Mescidi Aksa’ya da değinilen siyaset belgesinde şu ifadeler yer aldı:

“Kudüs Filistin’in başkentidir. Arap, İslam ve insanlık tarihinde dini, tarihi ve medeniyet açısından önemli bir yere sahiptir. O Filistin halkının yanı sıra Arap ve İslam ümmetinin hakkıdır. Kudüs’ten ve herhangi bir parçasından feragat edilemez. İşgalin (İsrail) Kudüs’ü Yahudileştirme ve Yahudi yerleşim birimleri faaliyetleri, gerçeklerin üzerini örtme ve Kudüs’ün tarihi dokusunu bozması yok hükmündedir. Mübarek Mescidi Aksa halkımızın ve ümmetimizin hakkıdır. İşgalin bu hususta hiçbir hakkı yoktur. Aksa’yı Yahudileştirme ve bölmeye yönelik plan ve girişimleri geçersizdir ve hiçbir meşruiyeti yoktur.”

Filistinlilerin dönüş hakkı

Tüm Filistinli mültecilerin ve sığınmacıların çıkarıldıkları topraklarına dönme hakkının doğal bir hak olduğunun vurgulandığı belgede, “Hamas Filistinli mülteciler meselesini tasfiye etmeyi hedefleyen her türlü girişim ve projeyi reddetmektedir. Bunların içerisinde, Filistinlilerin vatanları haricinde yerleştirme, alternatif vatan projeleri yer almaktadır. Filistinli sığınmacı ve mültecilerin, evlerinden ve vatanlarından zorla çıkarılmasından kaynaklı zararlarının tazmin edilmesi, dönüş haklarından ayrı değildir. Bu hak, ne ilga edilir ne de eksiltilir.” denildi.

“Çatışma Yahudilerle değil, siyonist projeyle”

Hamas, siyaset belgesinde çatışmanın Yahudilik ve Yahudilerle değil, siyonist projeyle olduğunu vurgulayarak işgal yönetiminin Yahudiliğin söylemlerini çatışmada kullandığını şöyle aktardı: “Hamas, çatışmanın dinleri sebebiyle Yahudilerle değil, siyonist projeyle olduğunu vurgular ve Hamas Yahudi oldukları için onlarla bir çatışma yürütmemektedir. Saldırgan işgalci siyonistlerle mücadele etmektedir. Hal böyleyken işgalin liderleri çatışmada Yahudilerin ve Yahudiliğin söylemlerini kullanmaktadır.”

Belgede ayrıca Yahudi karşıtlığının esasında Arapların ve Müslümanların tarihiyle ilgili değil Avrupa tarihi ile ilişkili olduğu vurgulanarak ” Batılı güçlerin gözetiminde Filistin’i işgal eden siyonist hareket, yerleşimci işgalin en tehlikeli örneğidir.” değerlendirmesi yapıldı.

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin