15 Temmuz darbe girişiminin ‘uluslararası ayağı’ olduğu iddiasıyla Ortadoğu uzmanı ve akademisyen Henri Barkey’e yakalama kararı çıkarıldı. Barkey CIA uzmanı olarak biliniyor. Twitter hesabından iddialara cevap veren Barkey, Türkiye Washington Elçiliği’nin Gülen’in kaçırılması için 15 milyon dolar verildiği iddisına ‘gülünç’ açıklaması yapmasını hatırlatarak, “İlginç değil mi iddialar gülünçmüş asılsızmış. Am başkalarına çamur atmaya gelince asılsiz ve gülünç iddialar üretmek Türk devleti için bir problem değil, elçilik için de. Sanki Türkiye’de bir tane ayna kalmamış.” dedi.
Berkey, havuz medyası Star’ın yaptığı haberi aynen yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi için de “AKP ağzıyla yazan Cumhuriyet Gazetesi. Utanma diye bir genleri yok ki” twitini attı.
Diğer yandan haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan sorumlu Başsavcıvekili Hasan Yılmaz’ın yürüttüğü soruşturmada, 15-16 Temmuz 2016 tarihinde Büyükada Splendid Otel’de yapılan toplantıda Henri Jack Barkey’in darbeyi organize edip koordine ettiği ileri sürüldü. ABD Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz ile Osman Kavala’nın da tutuklandığı soruşturmada Barkey’in bu kişilerle Türkiye ve yurt dışında bir araya geldiği ve toplantılar yaptığı önü sürüldü.
Osman Kavala’dan açıklama
Tutuklu olan Osman Kavala’nın avukatları, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, “Söz konusu haberlerde adı geçen kişiyle Osman Kavala’nın yoğun bir telefon trafiği ve görüşmelerinin olduğuna dair ifadeler doğru değildir. Zira Osman Kavala’ya yöneltilen iddialar telefon görüşmelerine ait değildir, aynı baz istasyonlarında oldukları tespit edilen HTS kayıtlarına aittir” dedi.
Kavala’nın avukatlarının yaptığı açıklama şu şekilde:
“Bir kısım yazılı ve görsel medya organlarında, müvekkilimiz Osman Kavala ile ilgili yer alan asılsız, hukuka aykırı ve toplumsal algıyı yönlendirmek ve yönetmek amacına hizmet edebilecek maksatlı haberler üzerine, bu açıklamayı yapmak zorunlu hale gelmiştir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; söz konusu haberlerde yer alan içerikler, mahkeme sorgusunda yer almayıp, polis sorgusunda müvekkil ile emniyet görevlileri arasında geçen ve soruşturmaya konu olan diyalog ve ibarelerdir. Soruşturma, kamuoyunun da bilgisi dahilinde olduğu üzere, ‘gizlilik’ esasıyla yürütülmektedir. Dolayısıyla bu haberler açıkça ‘suç’ teşkil etmektedir, gereği tarafımızdan derhal yapılacaktır.
Söz konusu haberlerde adı geçen kişiyle Osman Kavala’nın yoğun bir telefon trafiği ve görüşmelerinin olduğuna dair ifadeler doğru değildir. Zira Osman Kavala’ya yöneltilen iddialar telefon görüşmelerine ait değildir, aynı baz istasyonlarında oldukları tespit edilen HTS kayıtlarına aittir.
Bu durumda beklentimiz, kendilerini soruşturma ve yargılama makamları yerine koymaktan kaçınmayan bu belge ve bilgi sahibi habercilerin, var olduğunu iddia ettikleri bu görüşmelerin içeriklerini de kamuoyuyla paylaşmaları yolundadır.
Yine söz konusu haberlerde yer alan, Osman Kavala tarafından söylendiği iddia edilen ‘Randevu defterime bakmam lazım’ şeklindeki sözlerin müvekkilimize yöneltilen tüm soruları kapsadığına ilişkin iddia da doğru değildir. Bu yanıt sadece, çok eski tarihli, tek bir iddiaya yönelik olarak verilen gayet spontan ve insani bir cevaptır.
Türkiye’nin yakın geçmişte yaşadığı karanlık süreçle aynı genetik özellikleri taşıyan, yargıyı hiçe sayan ve soruşturmaları medya üzerinden yürütmeye çalışarak ‘Önce itibarsızlaştır sonra yargıla’ şeklinde hareket eden tasarruf sahiplerinin, bugün nerelerde ve ne şekilde bulundukları kamuoyunun malumudur. Bu nedenlerle bu yanlı ve yalan haberleri yapan tüm kurum ve kuruluşlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı ve ne olursa olsun, her koşulda evrensel hukuk ilkelerinden asla ödün vermeyeceğimizi kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunarız.”