BÜLENT KORUCU | YORUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk’e takıntılı olduğunu söylesem hak verir misiniz? Yenme arzusu ile sınırlı olmayan; öykünme, benzer taktikleri kullanma ve hatalarından ders alma gibi kavramlarla genişleyen bir takıntı bu. Belki en baskını da, onun maruz kaldığı bazı istenmeyen durumlarla karşılaşmama çabası diyebilirim. Anıtkabir’e gittiğinde amigolarını toplayıp kendine tezahürat yaptırmasının sebebi de o takıntı. Her şeye rağmen onu geçemediğine dair ezikliğini telafi etmek adına yapıyor; “Bak senin evinde bana övgüler diziliyor!” demeye getiriyor.
Tarihte Atatürk’ten daha kalıcı iz bırakmanın yolunu rejimini kalıcı hale getirmekte arıyor Erdoğan. O yüzden Esed Ailesi gibi cumhuri bir hanedan kurmanın hesabını yapıyor. Arkasından gelecek bir ‘İkinci Adam’ın, bir İsmet Paşa’nın küllerini havaya savurmasından endişe ediyor. Ölü bir CHP’liyi yaşayan bir CHP’liye tercih ederek Anıtkabir’i yapan, Koruma Kanunu’nu çıkaran ve paralara fotoğrafını tekrar basan bir ‘Demokrat Parti’ de gelmezse Erdoğan’ı kimse hatırlamayacak. Ve daha önemlisi kötü anacak.
Erdoğan, arkasında ‘İkinci Adam’ bırakmamak için Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi isimleri kazıyıp attı. Süleyman Soylu’yu MHP’nin desteğine rağmen çöp kutusuna gönderdi. En büyük emeli koltuğu Bilal’e emanet etmek; lakin biricik oğlunda o kumaş yok. Damat Berat projesi elinde patladı, Selçuk’a ise tam güvenemiyor. Şimdi onu yeni bir ‘İkinci Adam’ krizi bekliyor: Hakan Fidan.
Yeni rejimi inşasında Fidan’ın payı İnönü’nün Atatürk’e desteğinden daha fazla; zira Kurtuluş Savaşı’nda ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında İsmet Paşa’yı dengeleyecek başka isimler de vardı. Şimdi Erdoğan’ın Fidan’a karşı tek kozu İstihbarat Başkanlığı’na atadığı İbrahim Kalın. ‘Muhaberat’ devletine dönüştürdükleri ülkede, en güçlü ikinci kişi doğal olarak İstihbarat Başkanı. Fidan nihayetinde atamayla değil seçimle gelmesi gerektiğinden gölgeden çıkmak zorundaydı. Ancak yerine şahsi kariyer planı olmayan teknokrat birinin atanmasını sağlayamadı. Şam ve Emevi Camii şovu gösterdi ki Kalın da Erdoğan sonrası için potada olma arzusuyla yanıp tutuşuyor.
Ahmet Davutoğlu herkesin fısıldadığı şeyi T24’te Cansu Çamlıbel’e açıkça telaffuz etti: artık Erdoğan sonrası konuşuluyor. AKP Genel Başkanı da bunun farkında ve baskın seçim hazırlıklarına hız verdi. 2025 sonbaharında bir seçim sürpriz olmayacak. Recep Tayyip Erdoğan, 2,5 yılını feda ederek 5 yıl kazanmak istiyor.
Ekonominin seçim kazandırabilecek kadar düzelme ihtimalinin olmadığını görüyor. Bu yüzden ‘Şam Fatihi’ unvanıyla sandığa gitmek son şansı ve tek seçeneği. Aslına bakarsanız bu bile yetmez, yanına ‘Kobani Fatihi’ unvanını da eklemesi gerekebilir. İslamcılara Şam, milliyetçilere Kobani… Şam cepte ama Kobani için ABD ve diğer Batı blokunu ikna etmesi şart. Suriye’nin laik, seküler ve batıya açık yüzü Kürtler. İŞİD’e karşı savaşta da göz doldurdular. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hatırına Kürtleri seçim sonuna kadar geri plana çekmeyi kabul edebilirler.
Orada ise iki handikap var, biri dış politika rüzgarlarının çok kolay dinmesi ve seçmenin mide gurultusuyla rüyadan uyanması. İkincisi ise diğer ‘Fatih’ adayı Hakan Fidan. BOP senaristleri yaşlı ve yıpranmış Erdoğan’la devam etmek isterler mi? Yoksa daha genç ve gölgede kaldığı için yüzü güneşte yanmamış Fidan’a mı oynarlar?
France 24 kanalında hem de İngilizce konuşabildiğini göstererek, “HTŞ benim istihbarat kaynağımdı. Bağdadi’ye dair istihbaratlar dahil bir çok faydasını gördük.” diye boşuna söylemedi.
Baskın seçimin hedefi CHP ve adayları olmayabilir. Özgür Özel ‘muhteşem’ bir performansla partisini aşağı çekmeye devam ediyor. Ekrem İmamoğlu’nun bir mahkemelik canı var. Mansur Yavaş’ı yokladılar ve sinir harbine hazırlıklı olmadığını keşfettiler; Ebru Gündeş’e ödenen para haberiyle bütün dengesini kaybetti.
Beklemediği bir anda sandığın ortaya konması Fidan’ın bütün hesaplarını bozar. Onun karşı hamlesi Meclis’ten erken seçim kararının çıkması engellemek. 360 oya ulaşılamadığında Erdoğan’ın aday olma ihtimali sıfırlanıyor. AKP içinden ‘eski kral yaşlandı, yaşasın yeni Kral’ diyenler çıkacaktır. İnanmayan Süleyman Demirel’i sırtından hançerleyip acemi siyasetçi Tansu Çiller’i seçen DYP örneğine bakabilir. Ayrıca İmamoğlu da seçimin ertelenmesini gelecek hesaplarına daha uygun bulabilir.
Ve CHP’yi erken seçimden soğutabilir.
Davutoğlu, lambadaki cini çıkardı. Artık Erdoğan sonrasını dizayn planları bütün cesametiyle görünür gündem olacak. Soylu’yu milliyetçi koalisyon destekliyordu; Fidan, İslamcı tabandan güç alıyor. Onu yemek Soylu’yu yemek kadar kolay değil.
Tayyibanizmde 1 den sonra 100 numara ancak gelir
arada başka numara olmaz